...

3 vekilin milletvekilliğinin düşürülmesi; olması gereken mi yoksa darbe mi?

Türkiye Materials 8 Haziran 2020 08:41 (UTC +04:00)
3 vekilin milletvekilliğinin düşürülmesi; olması gereken mi yoksa darbe mi?

Trend takip edin

Geçtiğimiz günlerde haklarında kesinleşmiş yargı kararları olduğu gerekçesiyle CHP'li Enis Berberoğlu ve HDP'li Leyla Güven ile Musa Farisoğulları'nın milletvekillikleri düşürüldü. Böylece meclisteki sandalye sayısı 586'ya düştü.

10 Ocak 2020'de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, "Terör örgütü PKK'ya üye olmak" suçundan hapis cezası kesinleşen 27. Dönem Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları hakkında Adalet Bakanlığı'na yazı gönderildi. Adalet Bakanlığı'ndan TBMM'ye gönderilen fezlekenin 4 Haziran 2020'de Meclis kürsüsünden okunmasıyla Farisoğulları’nın milletvekilliği düşürüldü.

HDP Hakkari milletvekili olarak parlamentoda görev yapan Leyla Güven’nin KCK davasından aldığı 6 yıl 3 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onandı, 4 Haziran 2020'de TBMM Genel Kurulunda kararın okunmasıyla milletvekilliği düşürüldü.

Enis Berberoğlu’nun ise ana muhalefet partisinden olması dolayısıyla durumunu sizinle biraz daha detaylı ele almak istiyorum. Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin yanı sıra birkaç “şapkası” daha bulunmaktadır: kendisi aynı zamanda gazeteci ve yazar. Kendisi ile ilgili tartışmaların bir kadar eskiye dayandığını söylemekte yarar vardır. Keza, 13 Haziran 2017 tarihinde MİT Tırları davasında suçlu bulunarak MİT TIR'ları görüntülerini eski Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar'a servis ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada "Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme" ve "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından dolayı ilkin müebbet ardından "failin geleceği üzerindeki olası etkileri" sebebiyle indirim takdiri kullanılarak cezası yirmi beş yıla indirilmişti. Aynı gün devam eden meclis tartışmaları sırasında CHP parlamentoyu terk etmiştir. Hemen arından parti grubunu olağanüstü gündemle toplayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara Güvenpark’tan başlayan İstanbul Maltepe’de miting ile son bulan yirmi beş günlük bir Adalet Yürüyüşü gerçekleştirmişti. Bu yürüyüş birçok kesim tarafından benimsenmiş ve desteklenmişti.

Enis Berberoğulları’nın milletvekilliğinin düşürülmesi ile CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, bunun ‘parlamentoya bir darbe’ olduğunu ifade ederken, HDP milletvekilleri de kararı protesto etti.

Bu noktada elimizdeki hukuki kaynaklara bakmamız gerektiği kanaatindeyim. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84. maddesine göre üç vekil hakkında verilen düşürülme kararı haklarında kesin hüküm olduğu gerekçesiyledir. Bu kararın TBMM Genel Kurulunda okunması ile milletvekilliğinin düşmesi ayrıca bir oylama yapılmasına gerek kalmadan kendiliğinden gerçekleşiyor.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay kararla ilgili şöyle dedi: “Enis Berberoğlu’nun Yargıtay’da onaylanan cezası ile ilgili Anayasa Mahkemesine başvurusu var. AYM daha üç gün önce Enis Berberoğlu’ndan belge istedi. Daha süreç bitmedi. Geçmişte sayın Binali Yıldırım Meclis Başkanı iken bu konuda ülkedeki herkesin üstatlığını kabul ettiği üç Anayasa hukukçusundan mütalaa istemişti. Burada da yargılamanın bitmediği belirtildi. Yapılan şey hukuksuzdur.”

Düşme kararları için Anayasa’da elbette ki yargısal denetim bulunmaktadır. Düşme kararının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulabilir fakat “kesin hüküm giyme” ve “kısıtlanma” nedenleriyle milletvekilliğinin düşürülmesi Anayasa Mahkemesinin denetimi dışında kalıyor. Çünkü düşme hali bir mahkeme kararından kaynaklandığı için ortada Anayasa Mahkemesinin denetleyebileceği bir karar da yok.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise karara şöyle tepki verdi “Milletvekillerimize bu hapis cezasını verenler şu an FETÖ’den içerdeler. Müebbet hapis cezası aldılar… Ceza verenlerin hapiste olduğu bir davada yeniden yargılanma talebini kabul etmediniz ve milletvekilliklerini düşürüyorsunuz.”

Bu karar sosyal medyada da geniş yankı buldu, muhalefet kararı kınanmaya devam etti. Kınama sebeplerine gelirsek bu konudaki eleştiriler kesinleşmiş hükmün oluşması ile milletvekilliğinin düşürülmesine değil, Türkiye’de yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı iddialarına odaklanmıştır. İktidar partisi gerek basın gerek sosyal medya yolu ile söz konusu kararın hukuka uygun olduğuna dair gerekçelerini kamuoyu ile paylaşmıştır. AKP’li Cahit Özkan fezlekelerin okunmasının usule uygun olduğunu söyleyerek “AYM, Meclis’in bu kararı almasını engelleyemez. Meclis Başkanı bu kararları okumazsa İçtüzüğü çiğner” diye ekledi.

Akıllarda olan bir diğer soru TBMM’de koltuk boşalması nedeni ile ara seçimlere gidilip gidilmeyeceği meselesidir. Bunun cevabını yine Anayasa’dan almamız gerekiyor, Türkiye Cumhuriyetinde ara seçim her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimin üzerinden 30 ay geçmedikçe bu konuda bir karar alınamaz. Otuz ay beklememe gibi bir durum ancak üye tamsayısının 600 milletvekili olduğu mecliste boşalan koltuk sayısı otuzu bulduğu söz konusu olabilir. Fakat ara seçim kararı bir bakıma prestij sarsıcı nitelikte olacağı sebebiyle 1982 Anayasası döneminde Türk siyasi hayatında da sadece bir kere görülmüştür.

Görünen o ki bu konudaki tartışmalar bir müddet daha devam edecek.

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler