İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Daily Sabah İçin "Kovid-19 sonrası dünyada Türkiye'nin yeri" konulu verdiği demeçte Türkiye'nin barışın ve güvenliğin teminatı olduğunu vurguladı.
Altun'un açıklamaları şöyle;
Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan ve kısa sürede sınır tanımadan yayılarak küresel bir nitelik kazanan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını insanlık tarihi açısından bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Bir anda hayatımızın tüm alanını etkileyen bu sürecin toplumsal, ekonomik, kültürel, siyasal ve stratejik alanlarda paradigma değişimlerine neden olması ve önlem alınmadığı takdirde uluslararası sistemin kırılganlığını artırması olasıdır.
Kovid-19, devletlerin asli fonksiyonlarını ve yönetişim becerilerini teraziye koyan küresel bir sınama oldu. Dolayısıyla devletlerin, bu pandemiye karşı verdikleri cevaplar, aldıkları tedbirler aynı zamanda pandemi sonrası dünyadaki konumlarını belirleyecek önemli bir unsur olacak. Bu anlamda, Türkiye gibi koronavirüs ile mücadele sürecinde başarılı olan devletler, pandemi sonrasında yeniden şekillenmesi beklenen uluslararası sistemin yapılanmasında aktif ve kilit bir rol oynayacaktır.
Genel olarak bakıldığında mevcut durum bize, Türkiye gibi kendi kendine yeten, kurumsal mekanizması iyi işleyen, güçlü bir sağlık sistemine ve tedarik zincirlerine sahip olan, izledikleri şeffaf politikalarla vatandaşlarına güven veren devletlerin krizi etkili bir şekilde yönettiklerini gösterdi. Bu süreçte bazı gelişmiş ülkelerin ekonomi ve teknolojide ilerlemiş olmalarına rağmen sağlık ve sosyal alandaki başarısızlıkları ise dikkat çekicidir. Normal zamanlarda uluslararası iş birliğinin yürütücüsü olan kuruluşların bu süreçte etkinlik gösteremediğine de şahit olduk. Cumhurbaşkanımızın “Dünya beşten büyüktür” sözleriyle ifade ettiği uluslararası reform ihtiyacı koronavirüs salgını esnasında derinden hissedildi. Bu gelişmeler Kovid-19 sonrası dünya düzenine ilişkin çok ciddi ipuçları içeriyor. Ülkemiz bu süreçte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde etkili bir kriz yönetimiyle gerekli tedbir ve kararları hızlı ve zamanında almasıyla öne çıktı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2002 yılından bugüne sağlık sistemine yapılan yatırımlarla, dirençli ekonomik altyapımızla ve sağlık çalışanlarımızın gayretleriyle kısa sürede salgını kontrol altına aldık ve virüsün etkisini minimum düzeyde tutmayı başardık. Diğer taraftan koronavirüsle mücadelede şeffaf ve etkin bir iletişim stratejisi yürüterek kamuoyunu düzenli ve sistematik bir şekilde bilgilendirdik. Kamu diplomasisi araçlarını etkin şekilde kullanarak ülkemizin sahadaki başarısının dünya gündemine de taşınması sağladık.
Hiç kuşkusuz dünyada bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Artık “yeni normaller” söz konusu. Dolayısıyla Kovid-19 sonrası yeni dünya düzeni Türkiye gibi dünyaya siyasi, ekonomik ve kültürel entegrasyonunu tamamlamış, bölgesel ve küresel meselelerin çözümüne her fırsatta katkı sunan ülkeleri yakından ilgilendiriyor.
Türkiye Barışın ve Güvenliğin Teminatı
Türkiye bu süreçte etkin bir stratejiyle Kovid-19’la mücadelede tüm dünyanın örnek aldığı bir başarı ortaya koydu. Aynı zamanda onlarca ülkeye gönderdiği yardımlarla, cömertliğini ve gücünü bir kez daha gösterdi. Ülkemiz bir yandan da uluslararası çatışmalar ve krizlere karşı barış ve güvenliğin teminatı olmayı sürdürüyor. Tüm ülkeler salgın sürecinde içine kapanırken Türkiye bölgesel sorunların çözümüyle ilgilenmeye devam ediyor. Türkiye hem sahada askeri varlığı hem masada diplomatik girişimleriyle Suriye’nin kuzeyi ve İdlib’de milyonlarca sivilin hayatını kurtardı ve tüm bölgenin güvenliğini neredeyse tek başına sırtladı. Dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkemiz, bu süreçte yine kilit rolünü devam ettiriyor. Diğer taraftan Libya’nın meşru hükümetine ve halkına savaş açan darbeci Hafter ve arkasındaki ‘terör koalisyonu’na da tarihi bir ders vermeye devam ediyoruz. Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Kafkasya ve Balkanlarda, gücü, etkisi ve barışın teminatı olma rolü giderek belirginleşen Türkiye, 21. yüzyılın en dikkat çekici başarı hikayesini yazmaya devam ediyor.
Türkiye Her Alanda Önemli Rol Oynayacak
Kovid-19 sonrası dönemde sadece sağlık sistemi değil tarım, su ve gıda güvenliği de büyük bir önem arz ediyor. Elverişli coğrafi koşulları, uygun iklimi ve bereketli topraklarıyla Türkiye, koronavirüs yüzünden en çok kaygı duyulan konulardan biri olan tarımsal üretimde, salgın sonrası dünyada önemli bir rol oynayacaktır. Ayrıca gerekli önlemlerle normalleşme sürecinin başladığı ülkemizde turizm bölgelerimiz koronavirüs sonrası döneme hazırlanıyor. Salgın sürecindeki sağlık hizmetleri yönetimindeki başarısı ile ülkemiz salgın sonrasında, yabancı turistler için önemli bir destinasyon olacaktır. Türkiye coğrafi konumu, lojistik ağları, aksamayan tedarik zinciri, acil durumlara müdahale kapasitesi, sağlam sağlık sistemi ve kriz yönetme becerisi ile ekonomi, ticaret, sanayi, teknoloji ve sağlık alanlarında güvenli bir liman olduğundan, uluslararası yatırımların bundan sonraki süreçte ülkemize yoğun bir şekilde yöneldiğini göreceğiz.
Türkiye, Bu Süreçten Çok Daha Güçlü Şekilde Çıkacak
Kovid-19 salgınına karşı en erken önlem alan ülkelerden biri olan Türkiye, yurt içinde salgınla mücadelesini hız kesmeden sürdürürken bir yandan da tüm dünyaya yardım elini uzattı. Ülkemiz hem salgınla mücadelede hem de uluslararası iş birliğinin sürdürülmesinde küresel bir sorumluluk aldı. Yardım uçaklarımız birçok ülkeye tıbbi ekipman ulaştırırken, Cumhurbaşkanımız öncülüğündeki diplomatik çabalarımız devletleri bir araya getirmeye ve iş birliğinin devamını sağlamaya odaklandı. “Gelişmiş” kabul edilen pek çok ülke kriz yönetiminde sınıfta kalırken, Türkiye bu süreçte tüm dünyaya ders verdi. Bu tablo, Kovid-19 sonrası dünya düzeninde Türkiye’nin alacağı etkin konumu şimdiden açık şekilde ortaya koyuyor.