...

Metin Külünk: Türkiye Azerbaycan ilişkileri çok iyi bir seviyede giderek daha da gelişmektedir

Türkiye Materials 31 Mart 2018 22:47 (UTC +04:00)

Trend takip edin

AK Parti İstanbul Milletvekili METİN KÜLÜNK , başta Türkiye – Azerbaycan ilişkileri olmakla , Azerbayncan’ın ekonomi ve siyasi kalkınmasına ilişkin , TREND Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulundu.

İşte , İstanbul Milletvekili METİN KÜLÜNK’ün açıklamaları

Azerbaycan Uzakdoğu ile de ilişkileri geliştirme yolunda kararlı adımlar atmaktadır

Azerbaycan bağımsızlığını kazandığı tarihten itibaren bir devlet olarak kökleşmenin ve kurumsallaşmanın çabası içerisine girmiştir. Azerbaycan’ın bu çabası Türkiye tarafından destek ve katkı da görmüştür. Tam bağımsızlık ve bağımsız dış politika konularında Sayın İlham Aliyev dönemleri ayrıca inceleme konusudur. Kalkınmayı konuşmadan önce bağımsızlığı konuşmak gerekiyor. Çünkü bir ülkede gerçek kalkınmadan bahsetmek için siyasi bağımsızlığın oluştuğunu görmek gerekiyor. Aliyev dönemlerinde bu noktada çok önemli gelişmeler olduğunu çok önemli kazanımlar olduğunu biliyoruz. 2007 yılı Azerbaycan Milli Güvenlik Belgesi’nde şu ifade yer almaktadır: “Batı ve Doğu`nun kavuştuğu coğrafyada bulunan, Avrupa'nın temel değerlerini paylaşan ve Avroatlantik güvenlik yapılanmasının ayrılmaz bir halkası olan ve aynı zamanda, İslam dünyasının bir parçası.” Bu ifade Azerbaycan dış politikasının sergilediği bağımsız, yayılmacı ve işbirliği odaklı karakterini göstermektedir. Bugün Azerbaycan Uzakdoğu ile de ilişkileri geliştirme yolunda kararlı adımlar atmaktadır. Kendi milli çıkarlarını gözeten, uluslararası politikada Azerbaycan’ın milli çıkarlarını merkeze koyan bir yaklaşım sergileyen ve bölgesel, küresel güçlerle denge üzerine bir söylem ve politika geliştiren Azerbaycan, bu anlamda Sayın Aliyev’in yoğun çabalarını ve başarısını takdir etmektedir.

Bu perspektif üzerine kurulmuş bir iktisadi kalkınma konuşmak daha anlamlı olacaktır. SSCB’nin dağılması ve 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanması ile ekonomik yapısında da hızlı bir değişim sürecine girilmiştir. Bu süreç kolay olmamıştır. Bağımlı ekonomik modelden serbest piyasa ekonomine geçişte gerek teknolojik altyapı gerek hukuki altyapı gibi birçok alanda bir takım sıkıntılarla karşılaşılmıştır. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi de yine bu süreçte yaşanan dönüşümü zorlaştıran bir unsur olmuştur. Azerbaycan bütün bu dezavantajlar ile yeni ekonomik modele geçiş için olağanüstü gayret göstermiştir. Bu dönüşümün ilk adımı olarak 1994’te “Asrın Anlaşması” olarak anılan petrol sektöründe önemli gelişmeler yaşanmıştır. Hazar’da Azerbaycan petrol sahalarının işlerlik kazanması ile ekonomiye önemli bir kaynak oluşmuştur. Petrolün Azerbaycan ekonomisindeki rolü artarak devam etmiştir. İlham Aliyev dönemine bu kazanımlar milli gelire de yansımıştır. Azerbaycan önümüzdeki süreçte 50 milyar dolarlık bir petrol geliri hedeflemiş ve bu gelirin Azerbaycan halkının yaşam kalitesinin artırılması, beşeri sermaye gelişimi ve yeni istihdam sahaları için kullanılacağı ifade edilmektedir.

Azerbaycan ekonomisinin son on onbeş yılına bakıldığında istikrarlı bir büyüme sergilediği görülmektedir. 2008 dünya finansal krizinin ardından dünyada birçok ülke ekonomisi küçülürken Azerbaycan ekonomisi 2009 yılında %9,3 ile dünyada GSYH’sı en çok artan ülke olarak tarihe geçmiştir. Bugün kişi başına gelirin 5 bin 4 bin dolar bandında gezdiği Azerbaycan Aliyev döneminde ekonomik yapısını çeşitlendirmeye yönelik çok önemli adımlar atmıştır. Sadece enerji kaynaklarından elde edilen gelire değil, sanayi ve hizmet sektörüne yönelik adımların da atıldığını biliyoruz. 2016 yılında Aliyev’in başlattığı 11 sektörü kapsayan stratejik yol haritası Azerbaycan ekonomisini millileştirme hamlesi olarak değerlendirilebilecek bir girişimdir.

Bütün bunlar düşünüldüğünde Aliyev dönemini ekonomik açıdan başarılı olarak düşünebiliriz. Özellikle petrol ve doğalgaza bağlı bir ekonomik modelin çeşitlendirilmesi ve diğer sanayi sektörlerini ve hizmet sektörünü canlandırmaya yönelik atılan somut adımlar Azerbaycan ekonomisi üzerindeki kur baskısını da azaltacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde İlham Aliyev’in çabalarını takdir etmek gerekiyor.

Türkiye Azerbaycan ile yakın ilişkisini istikrarlı bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir

Türkiye Azerbaycan ilişkileri zaten çok iyi bir seviyede giderek daha da gelişmektedir. Kuşkusuz ki Türkiye’nin yükselişi Azerbaycan’ın yükselişidir. Son yıllarda yaşanan küresel kaos ve bölgesel terör olayları ile ülkeler daha çok kendi sorunlarına ve tehditlerine yoğunlaşmıştır. Türkiye de bildiğiniz gibi son yıllarda çok ciddi tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu tehditler hala devam etmektedir. Bu yoğun ve kritik süreçlerde uluslararası ilişkilerde bir çeşitlendirme veya yeni açılımlar elbette yavaşlıyor. Ancak buna rağmen Türkiye Azerbaycan ile yakın ilişkisini kararlı ve istikrarlı bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir. Siyasi, ekonomik ve askeri alanda Azerbaycan ve Türkiye’nin birçok ortak çalışması vardır. Bu ortak zeminler giderek daha da kökleşmektedir. Yeni yüzyılın henüz ilk çeyreğini geçtiğimiz bu dönemde inanıyorum ki gerek Türkiye’nin 15 yılda elde ettiği büyük kazanım ve gelişme, gerek Azerbaycan’ın ekonomik anlamda yapacağı altyapı yatırımları ile iki ülke arasındaki ticaret hacminde ciddi bir ivme yakalanacaktır. İlişkilerin daha da gelişmesi için iki ülkenin de ekonomik, siyasi ve askeri anlamda kendi millileşme süreçlerini tamamlaması önemlidir. Millileşme derken beşeri sermayeden söz etmiyoruz. Teknolojide, savunma sanayinde ve üretimde millilikten bahsediyoruz. Bunlar ne kadar yerlileşirse iki ülke arasındaki ilişkiler o kadar bağımsız olacaktır. Türkiye ve Azerbaycan kardeş ülkelerdir, soydaştır. Bunlar iki ülkenin ilişkilerinde önemli parametrelerdir. Burada bize düşen her anlamda millileşme süreçlerine odaklanmak ve daha fazla ortak paydada bir araya gelerek ülkelerin gelişmesine katkıda bulunmaktır.

Türkiye olarak İlham Aliyev dönemlerinde ilişkilerimiz çok daha yoğun ve samimi ortamlarda gelişmiştir

11 Nisan’da Azerbaycan halkı demokrasinin en güzel nimetlerinden biri olan sandık başına gidecek ve bir tercihte bulunacaktır. Bizim gördüğümüz kadarıyla da yeniden İlham Aliyev ile devam edilecektir. 2003 yılından bu yana Azerbaycan halkının sevgisini ve saygısını kazanmış, çalışkan ve dış politikayı iyi bilen bir lider olarak Aliyev’in tekrar seçilmesi bizim açımızdan bir sürpriz olmayacaktır.

2018 yılı aynı zamanda Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Yılı olarak ilan edilmiştir. Böyle bir yılda demokrasinin bir gereği olan halkın kendi yöneticilerini seçme hakkının tecelli edecek olması bu seçimlere ayrı bir değer katacak. Türkiye olarak İlham Aliyev dönemlerinde ilişkilerimiz çok daha yoğun ve samimi ortamlarda gelişmiştir. İki ülkenin de kalkınma aşamasında olduğu, iki ülkenin de siyasi, askeri ve iktisadi anlamda geçmişe nazaran ivme kazandığı bir dönemde Azerbaycanlı kardeşlerimizin bu kazanımları göz önünde bulunduracağına inanıyorum.

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler