Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Yargı içindeki tartışmalara değinen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle: Adalet Şurası'nda akademisyen ve yargı mensuplarımızla bir araya gelme imkanı bulduk. Son yıllarda yaşanan birtakım gelişmelerin faturası her ne kadar hükümetimize kesiliyor olsa da aslında yargının kendi iç tartışmalarının ürünüdür. Şubat ayından itibaren de büyük şehirlere ağırlık vereceğiz. Mücadelemiz istiklal mücadelesidir.
Türkiye'nin çevresinde yaşananlar ve içeride kurulan her gün yenisi ile karşılaştığımız tuzaklar gücümüzü daha da artırıyor. Milletimiz bu konudaki samimiyet ve becerimize güvendiği için ülkenin yönetimini bize emanet etti, ediyor. Gecemizi gündüzümüze katarak tüm gücümüzü ve birikimimizi ortaya koyarak milletimize layık olacak yönetimi sergilemek zorundayız. Önemini idrak edememiş hiç kimsenin AK Parti çatısı altında yeri olamaz. Biz başka partiler gibi vaktimizi koltuk kavgaları ile geçiremeyiz. Omuzlarımızdaki davanın büyüklüğü hepimizin fedakarlık yapmasını gerektiriyor. Ana kademesi ile kadın kolları ile gençlik kolları ile tüm arkadaşlarımızın bu anlayışla çalıştıklarına inanıyorum.
CHP İSTANBUL İL BAŞKANI KAFTANCIOĞLU'NA SERT SÖZLER: YAZDIKLARINI SALONDA GÖSTERDİ
Türkiye'nin bir de ana muhalefet sorunu vardır. Dünyadaki ana muhalefet partileri, yönetime aday olduklarını bilerek proje üretir. Bizdeki ana muhalefet, yüzde 25'i çantada keklik bilerek marjinalleşiyor. İstanbul'a bir başkan seçmişler tam bir facia. Madem kongreden çık CHP'nin il başkanı, ona bir şey dediğimiz yok. Attığı twitlerde neler yok ki? Polisimize taş atmaya varıncaya kadar, görüntülerden tutun; nasıl birisi? Her şey bir tarafa da Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti ne hallere geldi ya, kimlerin eline kaldı. “Ermeni soykırımı” diyerek tarihimizi aşağılıyor. “Devlet katil değil seri katil” diyerek güvenlik güçlerine saldırırken hayatını kaybedenlerin suçunu devlete atıyor. Devlet katil değil, seri katil diyerek, hayatını kaybedenlerin suçunu devlete atıyor. Yüzünde maske, elinde taş güvenlik güçlerimize karşı çekilmiş eylemci resmi, bu vandallığa sahip çıktığını resmediyor. Diğer paylaşımlarından, Gezi olayları sırasında insanları "Ananı da al haydi Taksim'e" diyerek bu kişinin bizzat insanları tahrik ettiği anlaşılıyor.
Bütün bunların öncesinde de CHP ile BDP'nin ortak hareket etmesini kutlayan mesajlar yayınlıyor. "Hemen CHP'yi BDP'yi aynı yola girdi diyerek eleştiren gerzekler, yol doğru yol" diyor. Bu kişi "Kürtler Gezi'de yok, şunu yapmış, bunu yapmış" diyerek yapılan ihanete ortak oluyordu. Bu olaylarda ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtmak için evden çıkan Yasin Börü ve 50'nin üzerinde masum insan alçakça şehit edilmişti. Darbe gecesi işin rengi dahi belli olmamışken "alın size nur topu gibi mağduriyet" diyerek 15 Temmuz direnişini itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu kişi Boğaziçi Köprüsü'ne yaşanan olayları nasıl anlatıyor biliyor musunuz? Şöyle anlatıyor; "Tekbir getirerek, boğaz keserek mi mücadele getirir. İnandığınız Allahınız sizin de belanızı versin".
Ey Kılıçdaroğlu, söyle bana arkadaşını kim olduğunu söyleyeyim. 15 Temmuz ile ilgili "dinin nasıl afyon olarak kullanılabileceğinin canlı ve acı örneğini yaşadık dün gece" diyerek Marksist terminoloji ile ülkemizin değerlerine saldırmıştır. Bay Kemal herhalde sen de bundan sonra çok daha fazla düşüneceksin.
Geçtiğimiz yılın kasım ayında da ülkemiz ekonomik saldırı altındayken doların 4 lira olması için de paylaşımlar yapıyordu. Eşi, o da övünerek 7 dakikada çeyrek domuzu nasıl yediğini anlatıyor. Hıza bak hıza. Şahsıma ve anacığıma yönelik küfürleri burada zikretmeden hicap duyacağım. Türkiye'nin siyasi alternatifi bu şahsın İstanbul İl Başkanı olduğu CHP ise vay milletin, ülkemin haline. Bu kafa ile CHP, bırakınız iktidara gelmeyi, kendi birliğini dahi koruyamaz. CHP'ye gönül veren vatandaşlarım bu açıklamalardan sonra, CHP'nin başına, İstanbul gibi bir şehirde gelen bu tür her şeyden olumsuz nasiplenmiş kişilerden sonra bu kafanın benzerini, dünün BDP'sinin, bugünün HDP'sinin başına da musallat etmişlerdir. Normalde, Taksim'in arka sokağında marjinal bir derneğin başında olması gereken bu tipleri siyasi partinin başına koyduğunuzda işte böyle arızi bir durum ortaya çıkıyor.
KILIÇDAROĞLU'NA SUÇA TEŞVİKTEN DAVA AÇACAĞIZ
Kemal Kılıçdaroğlu gibi karikatür bir tipin başında olduğu bir partiye de tencere kapak gibi böyle bir il başkanı yakışırdı. Bu zat Meclis’in önünde bir firmadan alacağını tahsil etmekte yaşadığı sıkıntı sebebiyle, kendini yakmaya teşebbüs ettiği anlaşılan bir vatandaşımıza, 'Gidip kendini Saray’ın önünde yaksaydın. Ardından Saray’ı da yaksaydın' diyebilecek kadar vicdan fukarasıdır. Lafa bak ya. Bu söylenir mi?Ben de arkadaşlarım da suça teşvikten davalarımızı açıyoruz. Bu nasıl siyasetçi. Bunların bedelini ödeyecekler. Terör örgütü mensuplarını göreve getirmeyi muhalefet sanan zihniyet CHP'yi esir almıştır. Ülkemize de CHP'ye de yazık. Bu ihanetleri kabul etmeyen nice insanlar olduğunu da inaniyorum. Onlara özellikle sesleniyorum. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin bir avuç marjinal elinde heder olması demokrasimiz adına büyük kayıptır. Milletimizin değerlerine hakaret etmek siyaset değildir. Bunun adı olsa olsa millet düşmanlığıdır.
AK Parti olarak biz hizmet yarışında iddialıyız. İddialı olduğumuz için de her seçimden yükselerek büyüyerek çıktık. CHP de nal toplayarak arkamızdan geldi. Bu konuda bileğimizi bükecek bir rakip tanımıyoruz. Bizim anamızdan, babamızdan aldığımız bir terbiye var. Kanal İstanbul gibi, bu yılın sonuna doğru ilk etabının açılışını yapacağımız yeni havalimanı gibi müjdelerle hazırlıyoruz. CHP'nin 2019 hazırlığı da işte bu. Herkes kendine yakışanı yapıyor. CHP'de yaşananlar ülkemizin güney sınırlarında maruz kaldığı tehditten bağımsız değildir. Türkiye'yi güney sınırlarınca kurmak istedikleri terör koridoru ile kuşatmayı hedefledikleri içeride bir başka boyutu ile CHP ile içeride siyaseti kuşatmaktır. Milletimiz Gezi olaylarından beri böyle bir kuşatmaya izin vermeyeceğini göstermiştir. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin bir avuç marjinalin elinde heder olması demokrasimiz adına büyük bir kayıptır. Demokrasilerde ana muhalefet gerçekten çok önemlidir. Ülkenin gidişatından memnun olunmadığı durumda, herkes için bir umut güven kaynağıdır.
"NATO'YA DA BİR SERZENİŞİM VAR..."
Burada özellikle bu toplantı ile benim NATO'ya da bir serzenişim var. Ey NATO siz ortaklarınızdan birine herhangi bir sınır tecavüzünde bulunanlara karşı tavır almakla da mükellefsiniz. Şu ana kadar siz ne tür bir tavır aldınız. Bunu kendilerine duyurduk, duyuruyoruz. Genelkurmay Başkanımız kendileri ile bu konuda görüşüyorlar, görüşecekler.
"SURİYE'DE TERÖR YUVALARINI BİRER BİRER DAĞITACAĞIZ"
Dün Irak'ta oynana oyunu bozduk, Suriye'de oynanan oyunun kalbine hançer sapladık. Kısa süre içinde Afrin ve Münbiç'ten başlayarak Suriye'deki terör yuvalarını da birer birer yok dağıtacağız. Buna ne müttefikimiz görünüp bizi sırtımızdan vuranlar mani olabilir ne de siyasetçi görünen marjinaller mani olabilir.
Kaynak Milliyet