TRT Haber’de yayınlanan “Gönül Dağı” programında Mercedes'in "302" model otobüsünün direksiyonuna geçen Başbakan Binali Yıldırım bilinmeyenlerini anlattı. Gençlik yıllarında babasıyla birlikte otobüs işletmeciliği yaptığını kaydeden Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tanışmasını da anlattı
TRT Haber’de yayınlanan “Gönül Dağı” programında Hollandalı sunucu Wilco Van Herpen ile birlikte yola çıkan Başbakan Binali Yıldırım bilinmeyenlerini anlattı. Hollandalı Wilco van Herpen'in sunduğu programın çekimleri Osmangazi Köprüsü Yalova (Hersek) gişelerinde başladı. Mercedes'in "302" model otobüsünün direksiyonuna geçen Başbakan Yıldırım, Kocaeli-İstanbul TEM Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü güzergahını takip etti.
Seyahat esnasında yapılan sohbette, Wilco van Herpen'in "Siz artık Türk yollarının babasısınız" ifadesini kullanması üzerine Yıldırım, "Bizim yolların yapımında emeğimiz var. 12 sene bakanlık yaptım, yollarda çok emeğimiz var ama ben tek başıma yapmadım bunu, 100 bin kişiyle beraber çalıştım, bir ordu demek bu da yani. İnsanlar bittiği zaman ya 'güzel olmuş' diyorlar ya da 'daha güzel olabilirdi' diyorlar." dedi.
Herpen "Ama her zaman daha güzel olabilir. Ben mesela bu köprüyü (Osmangazi Köprüsü) çok seviyorum görüntü olarak." ifadesini kullandı. Başbakan Yıldırım da, "Bu çok estetik bir köprü. Bir özelliği, sağ tarafımızda Hersek Gölü var, Hersek Burnu var, burasının 500 yıllık tarihi geçmişi var, o yüzden bu köprüyü yaparken bu kavisi bilerek verdik. Bu kavisi vermeseydik oradaki o tarihi yer zarar görecekti. Aslında bu da güzel oldu Wilco Bey, köprüye daha bir estetik kazandırdı." değerlendirmesini yaptı.
"BU BENİM İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT OLDU"
Başbakan Binali Yıldrırım, bir dönemler babasıyla birlikte yolcu taşımacılığı yaptığını belirterek, "Şöyle söyleyeyim, herhalde 15 senedir doğru dürüst araba kullanmıyorum. Başbakanlık döneminde çok fırsat olmuyor araç kullanmak için. Bu benim için büyük fırsat oldu. Eski günlerimi hatırladım. Bu sürdüğümüz otobüsün büyük bir anlamı var benim için. Aynı model otobüsten almıştık. O zamanlar çok meşhurdu. Babamla birlikte başladık bu ise 1978'de, 1984'e kadar bu işi yaptık. O vesileyle Türkiye'nin her tarafına yolcu taşımacılığı yaptık. O zamanlarda aklımızda bakan olmak, başbakan olmak yoktu" dedi.
"HENÜZ İNSAN HATASININ ÇARESİ BULUNMADI"
Mercedes'in "302" model otobüsünün direksiyonuna geçen Başbakan Binali Yıldırım sürücülerin yaptığı kural ihlallerine dikkat çekerek, "Korna da havalı. Kural ihlali de yapanlar var maalesef. İnsan hatasının henüz çaresi bulunmadı. Şuanki kazaların yüzde 90'ı insan hatasından kaynaklanıyor. Başkalarının hatalarını da gözetmek lazım. Dikkatsizlik, acelecilik, yorgunluk kazaların en büyük sebepleri. Benim bir sözüm var, 'yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur'" diye konuştu.
"ÇOCUKKEN UÇAKLARDA KİMLERİN UÇTUĞUNU ÇOK MERAK EDERDİM"
Yıldırım, "10 kardeşiz. 1955 yılında doğrum. Ailemiz , büyük bir aile. Köyün en ileri gelen ailesiydi. Okuldan çıkınca babama yardım ederdim. Yazın tarla biçerken uçaklar geçerdi, çok merak ederdim, 'bu uçaklarda kimler var, nereye giderler, ben de keşke içinde olsam'" şeklinde konuştu.
GENÇLERE ÖĞÜT
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de herkesin herşey olabilmesi mümkün. Okumuşum gayret etmişim bu görevlere gelebilmişim. Bir engel yok. Gençler çalışsınlar, çabalasınlar bu ülkenin geleceği için elbette büyük sorumluluklar alacaklar."
"ALIŞMAK O KADAR KOLAY OLMADI"
Başbakan Yıldırım, "İstanbul'da dedem oturuyordu. Dedem beni okumak için İstanbul'a getirdi. Alışmak o kadar kolay olmadı. Bir kaç yıl sürdü. Köyden çıkıyorsunuz İstanbul gibi dünya şehrine geliyorsunuz. Eskiden imkanlar sınırlıydı.Şimdi her ilimizde üniversite var" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, bir çok iş alanında çalıştığını belirterek, "Otobüs aldığım zamanlar üniversiteyi bitirmek üzereydim. Otobüsten de biraz para kazandık. Daha sonra taksicilik yaptık. İstanbul'da 2 tane ticari taksimiz vardı. Onları sattık daha sonra parke imalatçılığı yaptık. Sonda denizcilik işine girdik, tersanelerde çalıştık. Mesleğim denizcilik" şeklinde konuştu.
"GÜZEL YEMEK YAPARIM"
Başbakan Binali Yıldırım, "Kasımpaşa'da kokoreç meşurdur. Cumhurbaşkanımız da kokoreçi çok sever. Türkiye çok güzel bir ülke aynı anda 4 mevsimi yaşayabilirsiniz. Eşimle akrabayız. Eşim emekli öğretmen. Birbirimizi tanıyorduk. Ben üniversitedeyken evlendik. Biz nikah yaptık. Köy düğünleri çok farklıdır. Yolda giderken konaklama tesisleri var. En lezzetli yemekler kamyon sürücülerinin durduğu yerlerdedir. Güzel yemek yeparım. Şimdi pek fırsatım olmuyor. Arnavut Ciğerini güzel yaparım" diye konuştu.
BİNALİ YILDIRIM TÜRKÜ SESLENDİRDİ
"Bizim meleketin türküleri acıdır" diyen Yıldırım, Erzincan'a ait "Şu yüce dağları duman kaplamış" adlı türküye kısa bir süre eşlik etti. Türküyü dinleyen Yıldırım, "Bu türkü bizi çocukluk yıllarımıza götürüyor. Biraz çaresizliği, hayatın zorluklarını, insanın bu zorluklar karşısında mücadele gücünün yeterli olmadığını aklımıza getiriyor. Hüzünleniyoruz" dedi.
"BİZİM GİBİ İNSANLARIN HAYATI ÇOK PARKAK DEĞİL"
Binali Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tünel de çok özeldir. 4 şeridin birden geçtiği tünel. Bu özel bir teknoloji ile yapıldı. Aslında başbakanların, bakanların, bizim gibi görevdeki insanların hayatı çok cazip, parlak değil. İstediğiniz gibi hareket edemiyorsunuz. Normal vatandaş gibi hareket etmek istiyorsunuz, edemiyorsunuz. Çünkü korumalarınız endişeleniyor. İnsanlarla çay içmek, kucaklaşmak istiyorsunuz. Ben fırsat buldukça vatandaşların arasına girmeye çalışıyorum.
BİNALİ YILDIRIM, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE TANIŞMASINI ANLATTI
Cumhurbaşkanımız ile Kasımpaşa'da tanıştık, 70'li yılların sonunda. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olunca ben de İDO'nun genel müdürü oldum. İDO'yu Marmara'da büyük bir başarılı şirket haline getirdik. Cumhurbaşkanımız görev süresini tamamlanmadan cezaevine gitti. Ben de İDO'dan ayrıldım, serbest mesleğe geçtim. Daha sonra partiyi kurarken beni de davet etti. 12 yıldan fazla Ulaştırma Bakanı olarak görev yaptım. "
HaberTürk