Aydın Hasan / ANKARA
ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıma kararının ardından, uluslararası arenada ABD aleyhine psikolojik yansımaları da olabilecek dünya çapında bir diplomatik mücadelenin başlamasını beraberinde getirdi. Türkiye’nin lokomotif rol oynadığı diplomatik adımların ardından ABD’nin Kudüs’le ilgili kararının ‘hukuken geçersiz’ olduğu yönünde bir karar tasarısı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun gündemine taşındı. ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’nde tek başına kalarak veto ettiği bu kararın, BM Genel Kurulu’nda kabul edilebilmesi için üçte iki çoğunluk gerekiyor. 129’un üzerinde ülkenin kararı kabul etmesi durumunda, bu dolaylı olarak ABD’nin uluslararası arenadaki algısına psikolojik düzeyde olumsuz etki yapabilecek.
İlk çıkış Erdoğan’dan
ABD Başkanı Trump, 6 Aralık’ta Kudus’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan kararı imzaladı. Karara karşı başlatılan diplomatik mücadelede Türkiye lokomotif bir rol üstlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; aktif bir telefon diplomasisinde bulunurken, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı sıfatıyla da, uluslararası kamuoyuna çağrıda bulundu. Çağrıda, “ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı, sadece BM kararlarına değil, Kudüs’ün asırlara sâri kadim karakterine de aykırıdır. Dolayısıyla bu adım, uluslararası hukukla birlikte, tarihi ve sosyal gerçeklerin hiçe sayılması anlamına gelmektedir” denildi. Ardından Rusya Devlet Başkanı Putin’in, 11 Aralık’ta Ankara’ya yaptığı ani ziyaret dikkat çekti. İslam İşbirliği Teşkilatı da 13 Aralık’ta İstanbul’da olağanüstü toplanarak, ABD’nin Kudüs kararının yok hükmünde olduğunu ve Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti kabul ettiğini İstanbul Deklarasyonu ile ilan etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul toplantısından sonra bir dizi temasın ardından Türkiye’nin yoğun çabalarıyla Kudüs sorunu, pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi’ne taşındı. Tasarı teklifi, Filistin tarafından hazırlandı. Ancak tasarı teklifi, BM Güvenlik Konseyi gündemine bu konseyin geçici üyesi olan Mısır tarafından taşındı.
ABD tek başına
“ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiği” kararın ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına aykırı olması nedeniyle “hukuken geçersiz” sayılmasını öngören tasarı, ABD tarafından veto edildi. Ancak ABD, BM Güvenlik Konseyi’nde yalnız kaldı. Konseyin daimi üyeleri Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa ile geçici üyeleri Uruguay, Bolivya, Etiyopya, İtalya, Japonya, Kazakistan, Senegal, İsveç, Ukrayna ve Mısır lehte oy kullandı.
Önceden planlandı
Türkiye; tasarının ABD vetosuna takılacağını beklediği için İİT üyesi ülkelerle birlikte sonraki adımları önceden planladı. BM Genel Kurulu, 1947’de 777-A sayılı “Barış İçin Birlik” olarak adlandırılan bir karar almıştı. Bu kararda, “Güvenlik Konseyi üyeleri arasında oybirliği sağlanamaması halinde Genel Kurul bu işe el atar; BM Güvenlik Konseyi’nin daimi ile geçici üyeleri dahil olmak üzere 15 üyesinin yarıdan bir fazlasının desteği ile konu BM Genel Kurulu’nun gündemine getirilir ve orada oylanır” hükmü yer alıyor. Barış ve güvenlik konularında BM Genel Kurulu’nda karar alınabilmesi için üçte iki çoğunluğun sağlanması gerekiyor. BM’nin 193 üye ülkesi bulunuyor. Bu durumda gerekli üçte iki çoğunluğun sağlanabilmesi için 129 ve üstü bir oyun yeterli olduğu belirtiliyor.
Sinirlioğlu başvurdu
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu, ABD’nin vetosunun ardından diplomatik girişimlerde bulundu. Türkiye, İslam İşbirliği Dönem Başkanı; Ürdün, Arap Ligi Dönem Başkanı sıfatıyla Filistin ile birlikte konuyu BM Genel Kurulu’na taşıdı. Kararın perşembe günü BM Genel Kurulu’nda ele alınmasının planlandığı belirtildi. 15 üyeli BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin Kudüs kararı ile ilgili tek başına kalması diğer 14 ülkenin tamamının kararın lehinde oy vermesi, BM Genel Kurulu’nda olumlu bir karar çıkması ihtimalini güçlendirdi. Diplomatik çevrelerde, karara destek veren ülkelerin sayısının 160’ı aşabileceği konuşuluyor. Kararın BM Genel Kurulu’ndan ezici bir çoğunlukla kabul edilmesi durumunda bu ABD diplomasisi için psikolojik açıdan da olumsuz bir etki oluşturabilecek.
ABD karşıtı cephe
BM düzeyindeki diplomatik mücadelede; ABD’nin karşısında karara karşı çıktıklarını resmen açıklayan 57 üyeli İİT, 28 üyeli Avrupa Birliği’nin yanı sıra diğer Avrupa ülkeleri, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri önemli bir cephe oluşturacak. Bu tabloya rağmen Türkiye başta olmak üzere bazı İİT ülkelerinin, BM Genel Kurulu’ndaki oy sayısını yükseltmek için yoğun bir diplomasi yürüttüğü dile getirildi.
Kaynak Milliyet