Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş: “Reyting için değerlerimizin, Türkiye’nin hassasiyetlerinin, kültürel zenginliklerinin bir tarafa bırakılmaması, sinema ve televizyonların öğütücü, kültürü yok edici bir şekilde kullanılmaması gerekir.”
Bakan Kurtulmuş: “Filmleri ve televizyonları, bilmediğimizi ötekileştirmenin, tanımadığımızı uzaklaştırmanın bir aracı olarak değil; bilmediğimizi öğrenmenin, tanımadığımız ile de tanışmanın aracı olarak kullanmak aklın, siyasetin ve irfanın gereğidir.”
Bakan Kurtulmuş: “Özellikle Batı Avrupa’da, çok masum olmayan, hesaplı, planlı, iyi çalışılmış yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve bunların somuta indirgenmiş bir şekli olarak Türkiye düşmanı bir takım algılarla boğuşmak durumundayız.”
Bakan Kurtulmuş: “Bunlara karşı, onların kullandığı dilin aynısının kullanılmaması gerekir. Yapılması gereken, Türkiye’nin üzerinde oturduğu kültürel mirası, kültürel zenginliği dünya kamuoyu vasıtasıyla onlara bir kere daha hatırlatmaktır.”
Yayıncılık sektörüne, Türkiye’nin hassasiyetlerini, kültürel zenginliklerini, değerlerini para kazanma isteği doğrultusunda, reyting kaygısına kurban etmemeleri çağrısında bulunan Bakan Numan Kurtulmuş, sistemli bir şekilde oluşturulan yabancı düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığına karşı, dünya kamuoyu vasıtasıyla kültürel mirasımız ve kültürel zenginliğimizi bir kere daha hatırlatmak gerektiğini ifade etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, “Filmleri ve televizyonları, bilmediğimizi ötekileştirdiğimiz, tanımadığımızı uzaklaştırmanın bir aracı olarak değil, bilmediğimizi öğrenmenin, tanımadığımız ile de tanışmanın aracı olarak kullanmak aklın, siyasetin ve irfanın gereğidir.” dedi.
Türkiye’de yayıncılık sektörünü daha ileriye taşımak ve yayıncılık sektörü üzerinden ülke tanıtımına katkı sağlamak üzere Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) tarafından düzenlenen “IFTV Uluslararası İstanbul Film ve Televizyon Forum ve Fuarı”nın açılış töreninde bir konuşma yapan Bakan Kurtulmuş, insanlar üzerinde çok büyük bir güce sahip olan yayıncılık sektörünün bir ötekileştirme aracı olarak kullanılmamasını istedi.
Televizyonlar ve sinemanın, kültürlerin, medeniyetlerin, bölgelerin siyasi bir takım çalkantılar içerisinde birbirinden uzaklaştığı ve düşmanca bir tutum içine girdiği günümüzde barışın, dostluğun, kardeşliğin, birbirini anlamanın, farklı kültürler arasında ilişki kurmanın, köprü kurabilmenin vasıtası olarak kullanılması gerektiğine işaret eden Bakan Kurtulmuş, özellikle son yıllarda büyük bir algı operasyonu ile karşı karşıya kalan ülkemizde hem sinema sektörüne hem de televizyon yayıncılarına çok büyük iş düştüğünü kaydetti.
Özellikle Batı Avrupa’da, çok masum olmayan, hesaplı, planlı, iyi çalışılmış yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve bunların somuta indirgenmiş bir şekli olarak, Türkiye düşmanı bir takım algılarla boğuşmak durumunda kaldıklarını belirten Bakan Kurtulmuş, bunlara karşı onların kullandığı dilin aynısının kullanılmaması gerektiğini, yapılması gerekenin, Türkiye’nin üzerinde oturduğu kültürel mirası, kültürel zenginliği onlara dünya kamuoyu vasıtasıyla bir kere daha hatırlatmak olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin dünyanın en büyük kültürel hazinesi üstünde oturduğuna vurgu yapan Bakan Kurtulmuş şunları söyledi:
“Bir tarafta İslam öncesi dönemlerden kalma, olağanüstü yüksek değeri olan ve hala az bir kısmı bilinen Helenistik Dönemin, Roma Dönemi’nin, Pisidialıların, Firikyalıların, Likyalıların büyük tarihi zenginliğinin üzerinde oturuyoruz. Diğer yandan muhteşem İslam medeniyetinin, Selçuklu ve Osmanlı medeniyeti zenginliğinin üzerinde oturuyoruz. Bunların önemli bir kısmı henüz gün yüzüne çıkmış, henüz tam manasıyla Türkiye’nin içinde ve dışında tanıtılabilmiş değildir. Bunların tanıtılabilmesi, bu etkin kültürün Türkiye’nin barış dilini geliştirmesine katkı sunabilmesi için siz değerli sektör temsilcilerine de çok büyük görevler düşüyor.
Televizyon dizilerimizi, programlarımızı, belgesellerimizi, sinema filmlerimizi bu dilin bir aracı olarak kullanmak, artık Türkiye’de sektörün geldiği birikim itibariyle kolay bir şekilde yapabileceği bir iştir diye düşünüyorum.”
Bakan’dan Sektöre Reyting Çağrısı
Yayıncılık sektörü temsilcilerinin, Türkiye’nin öykülerini güzel filmler haline getirebilecek potansiyele sahip olunduğunu iyi bildiğini dile getiren Bakan Kurtulmuş, hassasiyetlerimizin, kültürel zenginliklerimizin, değerlerimizin para kazanma arzusuyla reyting kaygısına kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Özellikle bu alanlarda, reyting kaygısı gütmeden çalışılması çağrısı yapan Bakan Kurtulmuş, “Bizim kültürümüzü, medeniyetimizi, değerlerimizi dünya ile paylaşıp, bunun üzerinden bir barış, dostluk oluşturabilme bilinciyle hem sinemayı hem de televizyon yayıncılığını kamusal bir sorumluluk olarak yerine getirmemiz gerek.” dedi.
Sektördekilerin para kazanmalarının ve bu doğrultuda reklam alabilmek için reyting kaygısı gütmelerinin doğal olduğunu aktaran Bakan Kurtulmuş, ancak bunun için değerlerin, Türkiye’nin hassasiyetlerinin, kültürel zenginliklerinin bir tarafa bırakılmaması, sinema ve televizyonların öğütücü, kültürü yok edici bir şekilde kullanılmaması gerektiğini söyledi.
Bu Güç Ortak Değerler İçin Kullanılmalı
Türkiye’de sinema sektörünün ve televizyonların son yıllarda teknik olarak belli bir seviyeye ulaştığını dile getiren Bakan Kurtulmuş, “IFTV Uluslararası İstanbul Film ve Televizyon Forum ve Fuarı”nın Türkiye’de medya ve sinema sektörüne katkıda bulunması ve sektörün daha ileriye atılım yapması için yol gösterici olması temennisinde bulundu.
Sektörün gelişiminde güzel sonuçlar elde edildiğini gördüklerini kaydeden Bakan Kurtulmuş, içerik bakımından ve bundan sonra uluslararası rekabet alanında alınacak çok fazla mesafenin olduğunu dile getirdi.
Radyo, televizyon ve sinemanın diğer plastik sanatlar içerisinde farklı niteliği olan iki sektörü oluşturduğunu belirten Bakan Kurtulmuş, ortak özelliklerinin ise herhangi bir bilgi, eğitim gerektirmeden, çok yaygın kitlelere, çok geniş şekilde ulaşabilme ve onlara bir şekilde tesir edebilme gücü olduğunu ifade etti.
İnsanlara istediği mesajı çok rahat bir şekilde ulaştırabilecek, çok etkili bu iki aracın iyi ya da kötü kullanılabildiğini kaydeden Bakan Kurtulmuş, ancak arzu ettiklerinin hem sinema hem de televizyonların yapıcı bir dille ve insanlığın ortak değerlerini arttıracak bir üslupla, iyi bir şekilde kullanılmasının yaygınlaştırılması olduğunu söyledi.
Sinema ve medya sektörünün çok hızlı geliştiğine dikkati çeken Bakan Kurtulmuş, bu sektörün ürünlerini izlerken çok büyük bir birikime de sahip olduklarını dile getirdi.
İnsanların Türk kültürü ve Türk tarihi ile diziler sayesinde tanışmaya başladığını belirten Bakan Kurtulmuş, bu sahayı çok daha güçlendirebileceklerini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Kültür ve Turizm Başkanı Numan Kurtulmuş, RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya, Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) Yusuf Gürsoy, yüksek yargı üyeleri, yayıncılık sektörünün yerli ve yabancı temsilcilerini İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında buluşturan fuarın açılış töreni sonrasında fuar alanı gezildi. İletişim fakültesi öğrencileriyle fuar alanında sohbet eden Bakan Kurtulmuş, öğrencilere başarı dileğinde bulunarak, çok çalışmalarını istedi. Fuar 28-30 Eylül arasında ziyaret edilebilecek.