Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Harran ilçe merkezindeki "Kardeşlik Sofrası İftarı"nda vatandaşlarla bir araya geldi.
İftarın ardından yaptığı konuşmaya tüm vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Bu sofralar, çok güzel sofralar zira pazar günü idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı'nın hepimiz için felaha, barışa, selamete vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Suriye ve Irak başta olmak üzere İslam dünyasında yaşanan acıların, zulümlerin, sıkıntıların bir an önce sona ermesini kudret, kuvvet sahibi olan Allah'tan niyaz ediyorum. İnşallah bayramları bayram gibi kutlayacağımız aydınlık günlerin yakın olduğunu ümit ediyorum." şeklinde konuştu.
"Kalbi nasırlaşmış dünyanın vicdanı oldunuz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer şehirlerle birlikte 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklı misafirlerin Türkiye'de hayatlarını sürdürdüğünü belirterek, "Hamdolsun bugüne kadar ciddi hiçbir sorunla sıkıntıyla karşılaşmadığımız gibi tam tersine göz yaşartıcı dayanışma ve fedakarlık örnekleri yaşandı, yaşanıyor. Sizler duygularını yitirmiş, kalbi nasırlaşmış bir dünyanın vicdanı oldunuz. Sizler mazlumlarla dayanışmanızda herkese, tüm dünyaya örnek oldunuz. Sizler günümüzün ensarları olarak paylaşmak nedir, kardeşlik nedir, komşuluk hakkı neyi gerektirir dünya alem herkese gösterdiniz." diye konuştu.
"Hiçbir Müslüman'a yakışmaz"
Türkiye'nin yüz akıyla verdiği bu insanlık imtihanında birçok ülkenin sınıfta kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye krizi tarihe kara bir leke olarak kazındı. On yıllardır diğer ülkelere hukuk ve demokrasi dersi veren Batılı devletler Suriye halkının demokrasi, hak, özgürlük taleplerine sırtlarını döndüler. Kendi vatandaşları için en temel hak olan demokrasiyi Suriyeli kardeşlerimize lüks gördüler. Uluslararası toplum Suriye'de bir milyon insanın terör örgütleri ve kendi halkına zulüm uygulayan bir devletle onları destekleyenler tarafından katledilmesine seyirci kaldı. Bu süreçte Suriye'de yıkılan şehirlerin enkazı altında masum bedenlerle beraber insanlığın itibarı da kalmıştır. Suriye'nin asıl kaybedeni bunca Müslümanın alçakça katledilmesine yeterli tepkiyi veremeyen İslam dünyası olmuştur. Batı'nın bir damla petrolü bir insanın canından daha değerli gören çarpık anlayışına alet olmak hiçbir Müslüman'a yakışmaz."
Bu çarpıklığa karşı seslerinin çıktığı, güçlerinin yettiği ve ellerinin ulaştığı kadar mücadele ettiklerini ve edeceklerini söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bölgemizdeki istikrarsızlıktan nemalananlar, bizim her platformda hakkı ve adaleti dillendirmemizden rahatsız oluyorlar. Ülkemize karşı yürütülen karalama ve iftira kampanyalarının sebebi işte budur. DEAŞ terörüne karşı en büyük mücadeleyi veren, bu örgüte en büyük kaybı yaşatan Türkiye'yi teröre destek vermekle itham etmelerinin nedeni Suriye'deki oyunu bozuyor olmamızdır.
Sadece bu iftiralarla kalmadılar. Suriye'deki ateşi ülkemize taşımaya da kalktılar. Reyhanlı olayı, DEAŞ'ın intihar saldırıları, PKK'nın eylemleri, Feto ihanet şebekesinin darbe girişimi, Suriyeli misafirlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirme teşebbüsleri hep bu planın parçalarıdır. Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarımızın durdurulması da yine aynı kirli planın eseridir. Türkiye'ye yönelik bu aşağılık senaryoda figüranlık yapanlar şimdi hukuk önünde hesap veriyor."
'Yollar yürümekle aşılmıyor'
"Suriye'de şu anda devam eden bu olumsuz gelişmelerin yarın, bir gün eğer sınırlarımıza bir tehdit oluşturması, böyle bir vakayla karşı karşıya kalırsak bütün dünya şunu bilsin; bizler Fırat Kalkanı'nda ne yaptıysak aynını orada yapacağız." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunu herkes bilsin. Ne yazık ki, stratejik ortaklarımız terör örgütleriyle beraber hareket ediyorlar. Biz kendilerine dedik ki, 'Gelin DEAŞ terör örgütüne karşı bu işi beraber yapalım.' Dokuz koalisyon ülkesiyle beraber biz DEAŞ denilen bu terör örgütünü halledemez miyiz? Bu PYD, YPG, bunlar terör örgütüdür. Ne yazık ki, burada ısrarlı oldular."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birileri ülkemizi bölmek isteyenlerle beraber yollarda yürüyebilirler. Varsın yürüsünler. Yollar yürümekle aşılmıyor. Biz de diyoruz ki, 'Bu ülkenin birliğini, beraberliğini bozmayın. Dayanışmamıza gölge düşürmeyin. Yürümekle bir yere varamayacaksınız. Aslolan, bu milletin gönüllerine yürümektir.'" dedi.
"Gereğini yaparız"
Suriye konusunda yapılacak çok şey olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akçakale'de söyledim, şimdi Harran'dan da sesleniyorum, Suriye'de şu anda devam eden bu olumsuz gelişmelerin yarın bir gün eğer sınırlarımıza bir tehdit oluşturması, böyle bir vakayla karşı karşıya kalırsak bütün dünya şunu bilsin; bizler Fırat Kalkanı'nda ne yaptıysak aynını orada yapacağız. Bunu herkes bilsin. Ne yazık ki stratejik ortaklarımız terör örgütleriyle beraber hareket ediyorlar. Biz kendilerine dedik ki 'Gelin, DEAŞ terör örgütüne karşı bu işi beraber yapalım.' 9 koalisyon ülkesiyle beraber biz DEAŞ denilen bu terör örgütünü halledemez miyiz? Bu PYD, YPG, bunlar terör örgütüdür. Ne yazık ki burada ısrarlı oldular.
Biz de kendilerine şunu söyledik 'Yarın bir gün ülkemiz için en ufak bir tehdit oluşturmaları halinde, biz kimseyle bunu danışmaz gereğini yaparız.' Biz, bugüne kadar her şeyde uluslararası hukuka dikkat ettik. Gaziantep'te 53 kardeşimizi şehit ettiler. 'Artık sabredemeyiz' dedik ve Cerablus'a girdik. Arkadan Rai'ye, Dabık'a, El Bab'a girdik. Şu an 2 bin kilometrekareyi aşkın bir alan kontrolümüzde. Şimdi oraya da gerçek sahipleri döndüler, dönüyorlar. 'Gelin, Münbiç'te de bunu yapalım.' dedik. Oyalama yapıyorlar. 'Rakka'da beraber yapalım' dedik, terör örgütü YPG ile hareket etmeye karar verdiler. 'Siz bilirsiniz' dedik. Şimdi yürüyorlar, bakalım ne yapacaklar."
"Hendekçiler varsa hendeğe gömülürler"
Rabia işareti yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu toprakları uğrunda milyonlarca şehitler vererek vatan kıldık, dolayısıyla bu vatanı böldürmeyiz. İşte Tendürek'te, Cudi'de, Gabar'da, Bestler Dereler'de, neresi olursa olsun, nerede çukurcular varsa çukura gömülürler. Hendekçiler varsa hendeğe gömülürler. Harran, Akçakale, Ceylanpınar böyle ayakta durdukça, Türkiye böyle ayakta durdukça bizim önümüze kimse geçemeyecektir." diye konuştu.
Tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka asla bu devlet içinde devlet olamaz. Birileri, ülkemizi bölmek isteyenlerle beraber yollarda yürüyebilirler. Varsın yürüsünler. Yollar yürümekle aşınmıyor. Biz de diyoruz ki 'Bu ülkenin birliğini, beraberliğini bozmayın. Dayanışmamıza gölge düşürmeyin. Yürümekle bir yere varamayacaksınız. Aslolan bu milletin gönüllerine yürümektir.' Biz bu milleti seviyoruz. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevme anlayışıyla seviyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, Akçakaleli ailenin evine misafir oldu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akçakale ilçesinde bir ailenin evine konuk oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinden Harran ilçesine geçerken, yol üzerindeki Bolatlar Mahallesi'nde yaşayan Hayati Taştan'ın evine uğradı.
İkindi namazını burada kılan Erdoğan, aileyle sohbet etti, çocuklara çeşitli hediyeler verdi.
"Çok güzel bir andı, bunu unutamayız"
Hayati Taştan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Erdoğan'ı evinde ağırlamanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ailece çok sevdiklerini vurgulayan Taştan, "Evimize gelmesi tabii ki bizi çok mutlu etti, bizi şereflendirdi. Allah kendisinden razı olsun. Namazını kıldıktan sonra biraz sohbet ettik, sonra da programa yetişmek için evden ayrıldı. Çok güzel bir andı, bunu unutamayız." dedi.
Kaynak: AA