Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzeykent Miting Alanı'nda düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasına, "Üç yıllık bir aranın ardından yeniden Kastamonu'da olmaktan, sizlerle bir araya gelmekten, hasret gidermekten büyük bir memnuniyet duyuyorum." diyerek başladı.
Kastamonu'nun herhangi bir şehir olmadığını, aynı zamanda kadim ve bir Osmanlı şehri olduğunu belirten Erdoğan, Türk milletinin başı ne zaman dara düşse yüreğiyle bileğiyle kanıyla mücadeleye koşan Anadolu'nun vefalı şehri olduğunu söyledi.
Kurtuluş Savaşı'nda da aynı şekilde yine Kastamonu'nun ilk safta bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Düşman işgaline hiç uğramamış olan Kastamonu, istiklal ve istikbal mücadelelerimizde en büyük bedelleri ödemiş bir şehirdir. Mehmet Akif Ersoy, Nasrullah Camisi'nde kürsüye çıkıp 'Yeisi, meskeneti, ihtirası, tefrikayı büsbütün atalım, azme, mücadeleye, vahdete sarılalım.' dediğinde Kastamonu bu çağrıya koşa koşa icabet etmiştir." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un milletin topla tüfekle orduyla yıkılmayacağını söylediğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi. Ona göre asıl tehlike, milletin arasındaki rabıtanın çözülmesi, herkesin kendi derdine, kendi menfaatine düşmesiydi. Bunun için Mehmet Akif Kastamonu'da 'Müslüman yurdunu her yerde felaket vurdu. Bir bu toprak kalıyor, dinimizin son yurdu. O da çiğnendi mi, çiğnendi demektir. Hak-sar eyleme ya Rab, onu olsun.' şeklinde dua etmiştir.
Bugün, Müslümanların mukim olduğu her yerde felaketler yaşanırken, tüm gözler Türkiye'dedir. Umutlar, milletimize bağlanmıştır işte bunun için ülkemizi hedef alıyorlar, bunun için Türkiye'yi kıskanıyorlar. Dün, yenilmez sandıkları donanmalarıyla ordularıyla topraklarımızı işgale gelmişlerdi. Bugün de terör örgütleriyle işbirliği yaparak ekonomiyi, diplomasiyi silah gibi kullanarak aynı heveslerini ortaya döküyorlar. 'Mabetlerimize namahrem eli değmesin, topraklarımıza namahrem ayağı basmasın' diye canından vazgeçen Kastamonu, bugün de aynı tavrı ve aynı dirayeti ortaya koymaya hazır mı? İşte bunun için diyoruz ki '16 Nisan yeni bir çıkıştır, 16 Nisan yeni bir direniştir. Buna hazır mıyız? İşte bunun için 16 Nisan, 15 Temmuz'daki direnişin neticeye ulaştırılmasının adıdır, onun adeta intikamıdır. Buna hazır mıyız?"
Erdoğan, "mevcut sistem" deyince geriye doğru hafızaları bir yoklamak ve 1960'ı hatırlamak gerektiğini aktardı.
Darbe yapılarak, merhum Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşının idam edildiğini hatırlatan Erdoğan, şunları ifade etti:
"İşte onların idamını alkışlayanlar bugün 'hayır' diyerek karşımızda duruyor. Farkın ne olduğunu anlayın. O günler işte bu sistemin ürünüydü. Ana muhalefetin başı, 'El alem uzaya çıkıyor bizimkiler ülkeyi tek adama bırakıyor' diyor. Yahu el alem uzaya çıkarken siz Türkiye'de darbe peşindeydiniz. Ülkenin sanayileşmesinin gelişmesinin büyümesinin önünü siz kapattınız. El alem demokrasisini ekonomisini büyütürken siz destekçisi olduğunuz muhtıralarınızla ve müsebbibi olduğunuz krizlerinizle ülkeye ve millete bedel ödettiniz bedel. El alem uzaya çıkarken sizler benim kızlarımın kılık kıyafeti ile uğraşıyordunuz. Bunların derdi bu değil miydi? El alem uzaya gidiyor onlar üniversitelerin kapısından kızlarımızı içeri sokmuyorlar, ikna odalarına sokuyorlardı. Benim kendi kızlarım da giremedi okula. Mecburen yurt dışına gönderdim. 'Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya.' Öyle diyorlardı."
Erdoğan, o dönemde kızların başörtüsü ile ABD, İngiltere ve Avusturya'da okuyabildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Ne yazık ki kendi ülkemde okuyamadı. O ülkelerin liderleri şaşırıyordu. 'Ya siz Müslüman değil misiniz? Sizin ülkenizde nasıl böyle oluyor?' diyorlardır. İşte bizim ülkemizde birileri var da onlar bu işe hazmedemiyorlar. Şimdi ne oldu, devran değişti mi? Meydan burada. Başı açık, başı örtülü kardeşlerim el ele. Nereye yürüyorlar 'evet'e. El ele omuz omuza. AK Partiye gönül veren gençlerim, MHP'ye gönül veren gençlerim omuz omuza 'evet'e yürüyorlar. Mesele ne biliyor musunuz? Bunların gözleri kulakları kalpleri hakikate kapalıdır. Bunlar bir yalan makinesine binmişler gidiyorlar. Akşam yalan ile yatıyorlar, sabah yalan ile kalkıyorlar. Tabii deri kalın olunca yalanın büyüklüğü de sorun olmuyor."
Erdoğan, şöyle devam etti:
"CHP'de demokratlık falan arama, bunlar devletin, milletin değil kendilerinin emrinde olduğu dönemler var ya, işte o dönemin hayaliyle yanıp tutuşuyorlar. Uyanın beyler, uyanın. Sizin için tatlı bir rüya olan o günler, milletin kabusuydu, hepsi de geride kaldı. Artık söz de karar da milletindir, yetki de millete aittir. 16 Nisan işte bu karanlık dönemin son kırıntılarının ortadan kalkacağı gündür."
Kaynak: AA