Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen Elektrik Santralleri Toplu Açılış Törenindeki konuşmasında, açılışı gerçekleştirilen, 2016 yılında devreye alınan veya alınacak olan 158 elektrik enerjisi tesisinin hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün açılışı gerçekleştirilen tesislerin büyük çoğunluğunun yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Siz bakmayın Batı ülkelerinden ülkemize çevrecilik üzerinden yöneltilen saldırılara. Bunların hepsi de maksatlıdır, art niyetlidir. Bugün çevrecilerin en çok eleştirdikleri kömür ve nükleer enerji santrallerinin kahir ekseriyeti Batı ülkelerinde bulunuyor. Öyle ki şayet kömür ve nükleer enerjiyle çalışan santraller olmasa Batı karanlığa gömülür. Mesela kömürle çalışan santrallerden elde edilen elektrik enerjisi oranı Polonya'da yüzde 84, Almanya'da yüzde 45, İngiltere'de yüzde 39, bu oran Çin'de yüzde 75, Hindistan'da yüzde 73 seviyesindedir. Peki ülkemizde kömüre dayalı elektrik üretimi ne kadar biliyor musunuz? Yüzde 22. Fark bu kadar büyük."
Aynı durumun nükleer santraller için de geçerli olduğunu vurgulayan Erdoğan, dünyada halen aktif olarak çalışan 450 nükleer santralin bulunduğunu 30 devlet arasında ilk sıralarda Amerika, Fransa, Japonya, Çin, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin geldiğini bildirdi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye henüz bu kaynağa sahip bile değil. Her şey açık ortada. Dikkat ediniz, ülkemizde ne zaman bir kömür santrali, bir nükleer santral projesi gündeme gelse birileri hemen ayağa kalkar çevrecilik adına bunlara engel olmaya çalışır. Peki kömürü ve nükleer enerjiyi en çok kullanan Batı ülkelerinde niye böyle şeyler yaşanmaz? Niye oralarda sokağa dökülmezler? Bu protestolar, bu tepkiler, bu kampanyalar oralarda niçin olmuyor? Çünkü bu kampanyaları arka planda organize ve finanse edenlerin dertleri başka. Onlar, üzüm yemenin, yani çevreyi korumanın değil, bağcıyı dövmenin yani Türkiye'nin gelişmesini büyümesini engellemenin peşindeler, dert bu."
Türkiye'nin terörle, terör örgütleriyle ve ihanet çeteleriyle yolundan çıkartılamayacak, hedeflerinden uzaklaştırılamayacak bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Terörle mücadele etmek, terör örgütlerinin hakkından gelmek bizim için kolaydır. Fakat şu gerçeğin de elbette farkındayız, karşımızdaki PKK sadece 3-5 bin teröristten ibaret değildir, karşımızdaki DEAŞ sadece belli sayıdaki teröristten ibaret değildir, karşımızdaki FETÖ sadece ortada gözüken hainlerden ibaret değildir, karşımızdaki DHKP-C sadece bünyesindeki birkaç yüz militandan ibaret değildir. Bu örgütlerin tamamının da gerisinde farklı güçler, destekler, projeler vardır." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin terör örgütü PKK'yı ilk terör eylemine başladığı 1984 yılından bu yana ortalama terörist sayısı bakımından en az 6-7 defa tamamen yok ettiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Ama PKK hala ortada, çünkü bir takım güçler bu örgütün bitmesini, ülkemizin kalıcı bir huzur, istikrar ve güvene kavuşmasını istemediler, istemiyorlar. PKK'nın Kürt kardeşlerimiz adına terör estirmesi için ortada makul hiçbir sebep, hiçbir gerekçe yoktur. Tam tersine Kürt kardeşlerimizin bu terör örgütüne karşı olan tepkileri, nefretleri, isyanları hepimizden daha fazladır. Çünkü örgütün en çok kanlarını döktüğü, hayatlarını zindana çevirdiği insanlar Kürt kardeşlerimizdir. Dikkat ediniz PKK tarihinin en şiddetli saldırılarını bu dönemde gerçekleştiriyor. DEAŞ denilen örgüt hiçbir sebep olmadığı halde sürekli ülkemizde eylem arayışı içerisinde. Bunların İslam'la filan yakından uzaktan alakası yok, bunu bilesiniz. DHKP-C gibi örgütler ülkemizin terörle hiç ilgisi olmayan bölgelerinde, şehirlerinde eylem yapmak için fırsat kolluyorlar. Feto ihanet çetesi dünyanın dört bir yanında elindeki tüm imkanları ve kaynakları ülkemiz aleyhinde faaliyet göstermek için kullanıyor. Tüm bu faaliyetlerin ortak özelliği yapanlara en küçük bir faydası dokunmayan, sadece ve sadece ülkemizi sıkıntıya sokmayı amaçlayan eylemler olmasıdır."
Bazı ülkelerin terör konusunda kendi geleceklerini tehlikeye atmaktan dahi çekinmediğini belirten Erdoğan, konuşmasını anlattığı bir hikayeyle sürdürdü:
"Eskiden bir şehirde haset mi haset, hasis mi hasis birisi yaşarmış. Hasetliği yüzünden komşularıyla da arası açık. Bu mesele şehrin yöneticisinin kulağına kadar gitmiş. Yönetici bu kişiyi çağırmış ve kendisine şunu teklif etmiş, sana ne dilersen ben onu vereceğim ama bir şartım var, istediğin şeyin iki katını da komşuna vereceğim. Bir süre düşünen o haset kişi talebim bir gözümün çıkartılmasıdır demiş. Şaşıran yönetici haset kişiye talebinin sebebini sorunca aldığı cevap manidarmış. Maksat komşunun iki gözü çıksın. Evet şu anda pek çok çevre pek çok ülke Türkiye'ye karşı maksat komşunun iki gözü çıksın mantığıyla bir husumet politikası yürütüyorlar. Türkiye ayağa kalkmasın, Türkiye belini doğrultmasın, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmasın. İsteseniz de istemeseniz de biz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağız."
PYD'nin ve YPG'nin terör örgütü PKK'nın yan kolu olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi:
"Apaçık bunlar ortadayken hala siz bunu savunuyorsanız ve terör örgütü DEAŞ'ı bir başka terör örgütüyle yok edeceğim gibi safiyane bir yaklaşım ortaya koyuyorsanız kusura bakmayın bu dünyada bunu kimse yutmaz. Ve yarın o örgütlerin hedefi haline gelmekten de kurtulamayacaklar. Bir başka ifadeyle bizim iki gözümüzü çıkarmaya çalışanlar sadece kaybettikleri gözleriyle kalacaklardır. Türkiye kendisine güvenen, inanan, yatırım yapan herkese bunun karşılığını kat ve kat fazlasıyla verecek potansiyele, imkana, niyete sahip bir ülkedir. Nitekim uluslararası yatırımcıların ülkemize olan ilgisini ne terör eylemleri ne darbe girişimleri ne iki gözümüze birden talip olan fesatçılar engelleyememiştir. Bugünkü toplu açılış törenimiz, vatanımızın öz evladı olan yatırımcılarımızın da ülkelerine sahip çıktıklarını gösteriyor."
Kaynak: Anadolu