AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay, Gaziantep'teki terör saldırısına ilişkin, "Bu olay çok ilginç, henüz karanlık bir olay. Henüz kimin yaptığına dair tam bir tespit yok. Şüphe, biraz olağan şüpheliler bazında bir şüphe. Bugün cenaze ortamına olayı provoke etmek içinHDP'li milletvekilleriyle birlikte otobüslerle başka illerden getirilen insanlar, ne yazık ki cenaze ortamını bir miting ortamına dönüştürmeye ve olayı provoke etmeye çalıştılar. Dün itibarıyla olay olur olmaz daha ambulanslar olay mahalline gelmeden hemen HDP örgütünün oraya koşması, sanki bu olaya hazırlıklı oldukları yönünde de birtakım işaretler veriyor." dedi.
Aktay, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
MYK’nın bugün olağanüstü bir gündemle toplandığını ifade eden Aktay, dün Güneydoğu’daki kalkınmanın başkenti Gaziantep’in huzurunu ve Gaziantepnezdinde Türkiye'nin huzurunu bağımsızlığını, dirliğini, birliğini hedef alan menfur bir terör saldırısı gerçekleştiğini anımsattı.
"Düğünevi cenazevine dönüştürüldü"
Şimdiye kadar Türkiye'de örneğine pek rastlanmamış alçaklık ve kalleşlikte bir saldırıyla düğünevinin cenazeevine ve katliam ortamına dönüştürüldüğünü aktaran Aktay, insanların en savunmasız anlarında beklenmedik bir şekilde saldırıya maruz kaldıklarını belirtti.
Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara şifa dileyen Aktay, olayın hemen ardından Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatı üzerine, kendisinin yanı sıra Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül, il milletvekillerinin Gaziantep'e gittiğini, olayda can kaybının daha az olması ve gerekli araştırmalar için çaba sarf ettiklerini söyledi.
Aktay, gün boyu kentte olduklarını, akşam saatlerinde Ankara’ya dönerek toplantıya katıldıklarını, saldırıyla ilgili Başbakan Yıldırım'a ve MYK üyelerine gerekli bilgileri aktardıklarını dile getirerek şöyle konuştu:
"Terörün hedeflediği bir şey var. Bu terör saldırısını, Türkiye'nin 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında, bizatihi 15 Temmuz ile birlikte maruz kaldığı saldırılardan çok bağımsız görmüyoruz. Değerlendirmelerimiz bütün bu saldırıların hepsinin aynı hedefe matuf olduğu ve aynı merkezden yönlendiriliyor olduğu yönündedir. Bu saldırılar, Türkiye'yi içine girmiş olduğu yoldan hiçbir şekilde döndüremeyecektir. Bu konudaki kararlılığımız çok açıktır. Bu konuda en ufak bir tereddüde asla mahal yoktur. Bu terörle kime ne mesaj vermek istiyorlarsa o mesajı elimizin tersiyle itiyoruz, reddediyoruz. Öyle bir mesajı asla kabul etmiyoruz. Terörü bir mesaj iletme biçimi olarak algılayan dünyayı reddediyoruz. Birilerinin konuşacak sözü varsa meydan, siyaset meydanı ortadır. Barışçıl iletişim ortamları sonuna kadar ortadadır. Biz, bu iletişim ortamlarını demokratikleşme süreci içinde sonuna kadar açmış bulunuyoruz. Kimin söyleyecek ne sözü varsa o er meydanında, siyaset meydanında söylesin diyoruz. Terör yoluyla Türkiye'ye herhangi bir şey dayatmaya çalışan girişimi reddediyoruz, lanetliyoruz, onun karşısında bütün kararlılığımızla duracağımız ilan ediyoruz."
"Türkiye'nin siyasetine etki etme mücadelesi"
Akşam saatlerinde Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinden başka bir terör saldırısının haberini aldıklarını, saldırıda 1 şehit 3 yaralı olduğunu ifade eden Aktay, bu tür saldırıların hepsinin tek elden yürütülüyor olduğundan şüphe etmediklerini vurguladı. Aktay, saldırının kimin patenti altında yapıldığının hiçbir önemi olmadığını ancak saldırıda kimin, hangi maşaların kullanıldığını tespit etmeye devam edeceklerini söyledi.
Terör saldırılarının Türkiye'nin siyasetine bir şekilde etki etme mücadelesi olduğunu anlatan Aktay, "15 Temmuz'da biraz daha farklı bir terör saldırısı ile karşı karşıyaydık. O darbe girişimini son derece organize büyük çaplı bir terör saldırısı olarak niteledik. Darbe girişiminde yer alan unsurların uzantılarına bakıldığında bir sürü terör örgütü ile içli dışlı olduklarını görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bir düğün katliam ortamına dönüştüğü sırada HDP'lilerin "Nasıl bir fayda elde edebiliriz?" telaşına düştüğünü, bunun kendilerini üzdüğünü belirten Aktay, şunları söyledi:
"Bari bu ortamda yapmayın diye içimizden geçirdik ve bunu da duyurduk. Burada ölen canlar, hepimizin canlarıdır. Ölen canların kimlikleri, terörün kendisinin kimliği hiç önemli değil. Terör kimden gelirse gelsin lanetlenecek bir eylem biçimidir, olaydır. Kime karşı yapılırsa yapılsın, kurbanları masumdur, biz kurbanlarını masum olarak görüyoruz."
Aktay, Elazığ, Van, Bitlis, Diyarbakır ve Şanlıurfa'daki terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin etnik kimliği, kültürü, mezhebi ve siyasi görüşünün ne olduğuna asla bakmadıklarını ve bakmayacaklarına işaret etti.
"İğrençliğin daniskası"
"Ölen her can bizim canımızdır, özellikle terör saldırısına maruz kalan her can, bizim canımızdır. O bizim canımızdan bir parçadır ve acımıza acı katmaktadır." diyen Aktay, şöyle konuştu:
"Ne yazık ki bu ölümlerin, bu şekilde siyasi bir istismar konusu haline gelmiş olması, bizim acımızı daha da artırmıştır, perçinlemiştir. Bazı ölümleri dışarıda bırakmak, bazı ölümleri 'Bizim ölülerimiz' diye sahiplenmek... Hayır, hiçbiri bizim dışımızda insanlar değildi. Ne Elazığ'dakiler ne Van'dakiler ne Bitlis'tekiler ne Diyarbakır'dakiler ne bugün Şanlıurfa'da ne de Gaziantep'te ölenler, birbirinden ayrılacak insanlar değiller. Bunların hepsi bu milletin evlatlarıdır. Bunların hepsi 79 milyonuyla tek milletin, vatanın evlatlarıdır. Bu evlatlar arasında özellikle ölüm esnasında ayrım yapıyor olmak, iğrençliğin daniskasıdır."
Aktay, Türkiye'de 15 Temmuz sürecinin ortaya koyduğu yeni bir siyaset ortamının oluştuğunu anımsatarak HDP'lilerin bu ortamı okuyamayarak yeni bir çıkış yolu bulmaya çalıştığını söyledi.
Terörle siyaset arasında bir mesafe koyamayanların, Türk halkı tarafından topyekün reddedildiğini vurgulayan Aktay, bunların kendilerine yeni alanlar oluşturmaya çalıştığını ifade etti. Aktay, "Ölümler üzerinden kendilerine alanlar açmaya çalışmaları, herşeyden önce kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. Tarih, bu tarz olaylarda siyasi menfaatler devşirmeye çalışan insanları kınayacaktır, onları hiçbir şekilde hayırla yad etmeyecektir." diye konuştu.
"DAEŞ'le ilgili tespit yok"
"Gaziantep'teki terör saldırısıyla ilgili DAEŞ işaret edilmişti. Yeni bir gelişme var mı?" sorusuna Aktay, "DAEŞ'le ilgili bir tespit yok. DAEŞ de olabilir ama olmayabilir de hiçbir önemi yok. DAEŞ'i, yaptığı terör eylemlerini lanetliyoruz ama bu olay örneğinde henüz böyle bir tespitimiz yok. Farklı işbirlikleri içerisine de girebiliyorlar. Birbirleriyle ilginç bir alışverişleri de olabiliyor, bir borçlanma ilişkisi içerisine girebiliyorlar." yanıtını verdi.
Bazen PKK'nın işine gelebilecek bir eylemin DAEŞ unsurlarına ihale edilebildiğine dikkati çeken Aktay, şunları kaydetti:
"Bu olay çok ilginç, karanlık bir olay. Henüz kimin yaptığına dair tam bir tespit yok. Şüphe, biraz olağan şüpheliler bazında bir şüphe. Bulgular olayın yapılış mahiyeti, sonradan sahiplenme, örgütlülük... Bugün cenaze ortamına olayı provake etmek için HDP'li milletvekilleriyle birlikte otobüslerle başka illerden getirilen insanlar ne yazık ki cenaze ortamını bir miting ortamına dönüştürmeye, olayı provake etmeye çalıştılar. Bu da net bir biçimde görüldü. Dün itibariyle olay olur olmaz, daha ambulanslar olay mahalline gelmeden hemen HDP örgütünün ortaya koşması, sanki bu olaya hazırlıklı oldukları yönünde de birtakım işaretler veriyor.
Tabii ki olay çok yönlü olarak soruşturulmaktadır, olay bütün boyutlarıyla araştırılmaya çalışılmaktadır. Elbette ki bu konuda hiçbir şey karanlıkta kalmayacaktır. Bu konuda şuna herkes emin olmalıdır ki DAEŞ ile PKK arasında hiçbir fark yoktur. DAEŞ'in ipini biraz takip ettiğinizde öbür ucunda PKK, başka bir ucunda FETÖ, başka bir ucunda başka başka örgütler çıkmaktadır. Terör örgütlerinin kimliği yok, biz terör örgütleri arasında bir fark gözetmiyoruz."
Kaynak AA