Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın havacı yaveri Yarbay Erkan Kıvrak’ın ifadesine ulaştı. Kıvrak, Başyaver Albay Ali Yazıcı’nın kendisi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı oteli öğrenmeye çalıştığını ve öğrenip söylediğini belirtti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe soruşturması kapsamında tutuklanan, ardından da Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın havacı yaveri Erkan Kıvrak, ifadesinde özetle şunları söyledi:
BAŞYAVER YAZICI’YA VERDİM: 14 Temmuz 2016’da uçakla Cumhurbaşkanlığı korumalarıyla birlikte Antalya’ya gittim. Cumhurbaşkanı 16 Temmuz 2016’da Antalya’da EXPO ve stadyumdaki programa katılacaktı. Saat 15.00 sularında Başyaver Ali Yazıcı aradı. “Cumhurbaşkanı hangi otelde kalıyor, 2 tane Grand Yazıcı Otel varmış, hangisinde kalıyor, öğrenir misin?’ diye sordu. Cumhurbaşkanı’nın helikopter pilotu Emniyet Müdürü Çetin Orhan’ı cep telefonundan aradım, “Şehir merkezine yakın olan Grand Yazıcı’da kalacağız. İsmi Turban olması lazım” dedi. Teşekkür edip telefonu kapattım. Yazıcı’yı telefonla aradım. Otelin yerini, ismini söyledim. Saat 15.00 ile 18.00 arasında bu bilgiyi sadece Başyaver Yazıcı’ya verdim.
NEDEN SORDUĞUNU SORMADIM: Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otelin bilgisini neden istediğini sormadım. “Marmaris’e gitmek isteyebilir” diye düşündüm. Fakat Yazıcı’nın Antalya’ya geldiğini biliyordum. “Marmaris’teki oteli acaba oraya geçmek istediği için mi sordu?” diye düşünüyorum.
KAFEDE OTURURKEN ÖĞRENDİM: Cuma günü saat 20.00 sularında Yazıcı’yı aradım, “Antalya’ya yaklaştınız mı birlikte yemek yiyelim” dedim. “Ben takılıyorum, biraz geç geleceğim, cumartesi saat 10.00’da görüşürüz” dedi. Bunun üzerine dışarı çıktım, bir kafeye oturdum. Otururken Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem’den Ali Köse olaylar basına ilk düştüğü sıralarda beni cep telefonumdan aradı. Bana, ‘“İstanbul’da köprüyü jandarma kapatmış, Ankara’da uçaklar alçak uçuş yapıyormuş, bilgin var mı?” dedi. “Bilgim yok, bakayım” dedim. Ankara’da bulunan Karacı Yaver Yarbay Mete Semercioğlu’nu aradım. Neler olduğunu sordum. “Sesler duyuyoruz ancak ne olduğunu bilmiyorum” dedi.
SAHTE KİMLİK GÖSTERMEDİM: Olayı basından takip etmeye devam ettim. Ancak beni arayıp “Ne oluyor?” diye soranlara dönüş yapamadım. Bu sırada Başbakan’ın basın açıklaması vardı. Bu açıklamadan sonra olayın darbe girişimi olduğunu fark ettim. Ancak darbenin ne şekilde olduğunu anlayamadım. 03.00 sularında otele döndüm. Sabah saat 08.30’da kalktım. Kahvaltıya indim. Televizyondan darbenin başarısız olduğunu öğrendim. Öğleden sonra saat 14.00 sularında Antalya’daki polisler kaldığım otelden aldılar. (“Sahte kimlikle yakalandı” iddiası) Otel odasına beni almak için gelen polislere sahte kimlik göstermedim. İsmimi de doğruca söyledim. Bulunduğum otel de Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilen oteldir.
ARAMAYI DÜŞÜNEMEDİM: (Cumhurbaşkanı veya yakınındakileri neden aramadın?)
Aklıma gelmedi, düşünemedim. Başyaver bize “Herkes bulunduğu yerde emniyette kalsın” dediği için pozisyonlarımızı koruduk.
‘YAZICI’NIN O ÜSSE GİTMESİ NORMAL DEĞİL’
“Başyaverimiz Ali Yazıcı’nın, darbe faaliyeti devam ettiği sırada Cumhurbaşkanı’mızın Marmaris’te kaldığı oteli bombalayan helikopterlerin kalktığı İzmir Çiğli Ana Jet Üs Komutanlığı’na gitmesini normal karşılamıyorum. Burada şüpheli bir durum var.”
‘FETÖ’CÜ DEĞİLİM’
“Ben FETÖ’cü değilim. Benim Silahlı Kuvvetler’de bildiğim FETÖ’cü, tanıdığım subay yoktur. Başyaverim Yazıcı’nın FETÖ’cü olup olmadığını değerlendiremiyorum. Ancak son 1 haftadır Cumhurbaşkanı’nın Marmaris ve sonrasıyla ilgili bilgileri birkaç kez benim üzerimden öğrenmeye çalıştı. Ayrıca İstanbul’daki gemi indirme programının netleşip netleşmediğini Denizci Yaver Yarbay Şafak Deliacı vasıtasıyla sorduğunu öğrendim.”
Kaynak: Haberturk