Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Osmaniye Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen "Demokrasi Nöbeti"ne katıldı.
Darbecilerin yaptığını hiçbir aklı, vicdanı, mantığı olan insanın yapmasının mümkün olmadığını dile getiren Kaynak, şunları söyledi:
"Bunu ancak haşhaş çekmiş, aklını aklını Pensilvanya'da yaşayan birine emanet etmiş birileri yapabilirdi. O yüzden bunlar Haşhaşi'dir. O yüzden ABD'deki ki ben asla Fetullah ismini kullanmıyorum. Allah'ın isimlerinden en yücesi olan Allah ismini bu eli kanlı teröristle yan yana getiremem. ABD'deki caninin bir emriyle milletin parasıyla alınan, milletin alın teriyle yapılan uçakları, milletin tankı, topu nasıl olabilir de milletin bizzat kendisine yöneltilebilir? Milletin uçakları nasıl alçak uçuş yapabilir? Milletin alın teri, ortak zenginliği köprülerimiz nasıl tank ateşine tabi tutulabilir? Biz biliyorsunuz çok acılar çekmiş bir milletiz. Ama asla istiklalinden, bayrağından, devletinden taviz vermeyen bir milletiz."
"Asker üniforması giymiş teröristler"
Kaynak, 15 Temmuz'da yaşananları askeri bir darbe olarak asla görmediğini belirterek, "O gece darbeye kalkışanlar, milletin egemenliğine kast edenler, milletin seçtiği Cumhurbaşkanına, milletvekillerinin canına kast edenler, teröre karşı yetiştirdiğimiz Özel Harekat polislerimizi yataklarındayken bombalayarak şehit ederlere asker değil Haşhaşi denir. Onlar asla bizim şerefli ordumuzu, onun annemizin başörtüsü gibi temiz üniformasını kirletemeyecek. Bunların hepsi asker üniforması giymiş birer teröristti" dedi.
"Bunların hakkı idamdır"
Bazı vatandaşların "İdam isteriz" sloganları üzerine Başbakan Yardımcısı Kaynak, şunları kaydetti:
"Bu eli silahlı teröristlerin, milletin canına, varlığına, istiklaline, istikbaline kastetmiş o teröristlerin hakkı idamdır. Biliyoruz ki zalime merhamet mazluma zulümdür. Biz asla zalimden yana olmayacağız. Biz asla adaletten vazgeçmeyeceğiz. Ama biz asla bunlara karşı merhametli de olmayacağız. Hz. Musa'nın bir kıssasında şöyle anlatılır. Bir gün bir çoban Hz. Musa'ya gelerek, 'Ben, elimdeki koyunları dağlarda otlatan ve onlardan sağdığım sütü satarak eve ekmek götüren bir çobanım. Son zamanlarda sürüme bir kurt dadandı. Sen Rabbimizle konuşuyorsun. Söyle Rabbimize o kurdu ıslah etsin' der. Aradan bir iki gün geçtikten sonra çoban tekrar Hz. Musa'ya gelir ve 'Sanırım sen benim derdimi Rabbimize yanlış aktardın. O dediğim kurdu paramparça halde buldum' der. Hz. Musa'nın çobana söylediği söz bütün insanlığa söylenmiş bir sözdür. Der ki, 'O kurdun ıslahı kurdun ölümüdür' der. Bunların ıslahı da idamdır idam."
Kaynak: AA