...

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: 'Artık bu ikiyüzlülüğe son vermek lazım'

Türkiye Materials 20 Şubat 2016 03:28 (UTC +04:00)
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Esed rejimi zaten zalim, katil bir yönetim, yüz binlerce insanı katletti ama şimdi bu zulmün yeni bir işbirlikçisi var. O da Rusya. Başka bir takım ülkeler de tabii destekliyor, bir konsorsiyuma dönüşmüş durumda" dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan: 'Artık bu ikiyüzlülüğe son vermek lazım'

Trend takip edin

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Esed rejimi zaten zalim, katil bir yönetim, yüz binlerce insanı katletti ama şimdi bu zulmün yeni bir işbirlikçisi var. O da Rusya. Başka bir takım ülkeler de tabii destekliyor, bir konsorsiyuma dönüşmüş durumda" dedi.

Akdoğan, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlarken, Ankara'daki terör saldırısının arka planının paylaşılıp paylaşılmayacağına ilişkin, adli, idari soruşturmanın devam ettiğini, canlı bombanın kimliğinin tespit edildiğini, ilişkili olduğu bazı şahısların yakalandığını hatırlattı.

Bölgede bir takım terör örgütleri olduğunu ve bunların üzerinden yeni tanzimler yapılmaya çalışıldığını dile getiren Akdoğan, bu terör örgütlerinin ülkelere istikamet vermek, rota çizmek, Türkiye'nin terörle mücadele azmini kırmak veya Suriye politikasına bir şekilde yön vermeye çalışmak gibi farklı amaçları olabildiğini anlattı.

Rusya'nın DAEŞ'le mücadele ettiğinin söylendiğini ancak, bombardımanın yüzde 95'nin DAEŞ'in olmadığı, ılımlı muhalefetin, sivillerin olduğu noktalara yapıldığını belirten Akdoğan, bunun açıkça bir katliam olduğunu kaydetti.

Esed rejiminin yüz binlerce insanı katlettiğini ancak şimdi bu zulmün yeni bir işbirlikçisi olduğunu aktaran Akdoğan, "O da Rusya. Başka bir takım ülkeler de tabii destekliyor, bir konsorsiyuma dönüşmüş durumda. Bu işbirliği zeminine baktığımızda bir takım örgütlerin bunun doğrudan içinde olduğunu veya dolaylı maksat, amaç itibarıyla onların işine yarayacak şekilde hareket ettiğini görüyoruz. PYD, açıkça rejim de itiraf etti 'Biz işbirliği içindeyiz' diye... Devamlı söylüyoruz, PYD rejimle mücadele eden bir yapı değil, rejimin işbirlikçisi bir yapıdır. Bu işbirlik zemini Rusya, rejim, PYD, başka bir takım işte Hizbullah gibi bazı örgütler, geniş bir işbirliği zemininde bir faaliyet yürütülüyor" diye konuştu.

Türkiye'ye doğru yönelen son göç dalgasının kasıtlı bir şekilde, Türkiye'yi zora sokmak için çıkarıldığını ifade eden Akdoğan, şunları söyledi:

"Mare-Cerablus hattı var bizim çok duyarlı olduğumuz. Yani biz 'PYD Fırat'ın batısına geçemez' derken, bu sefer onlar Afrin üzerinden doğuya doğru hareketlendirmeye başladılar ve güneyden bir kuşak oluşturarak o birleşimi sağlamaya çalışıyorlar. Önümüzdeki hafta görüşmeler tekrar başlayacak, ateşkes vesaire konusu gündemde. Ben bunun gerçekleşebileceğini düşünmüyorum ama kafalarının arkasında şöyle bir plan var; Mare'ye kadar PYD'yi çekip ondan sonra DAEŞ'le karşı karşıya getirme ve ateşkes kapsamına girmediği için DAEŞ vesaire, ateşkes sürecinde de PYD'yi DAEŞ'in üzerine göndererek, o alana tamamen onların yayılmasını sağlamak."

Azez'de sivillere yönelik katliam yapıldığını, 27 okul ve 22 sağlık kuruluşu vurulduğunu kaydeden Akdoğan, "Utanmadan BM'ye 'Türkiye, oraya top atışı yapıyor' diye şikayet ediyorlar. Önce sizden hesap sorulması lazım. Siz sivilleri katletmişsiniz. Orada çocuklar, bebekler var. Bebeklerin olduğu Hastane vuruldu, kadınlar öldü, çocuklar öldü. BM, 'Gel bakalım bana hesap ver. Sivilleri nasıl katledersin? Bu savaş suçudur, insanlık suçudur' diyeceğine onlar şikayet ediyorlar. Bu kandırmayaca son vermek lazım. Burada DAEŞ'le mücadele falan ettikleri yok, doğrudan sivillere dönük bir şey var" ifadelerini kullandı.

Akdoğan, demografik yapıyı değiştirmenin amaçlandığını ifade ederek, "Kendilerine tabi olmayanları, işte Sünni Arapları, Türkmenleri vesaire ılımlı muhalefeti oradan kaçırmak ve tamamen türdeş, kendi kontrollerinde bir demografik yapı oluşturmak için... Bundan dolayı biz diyoruz ki 'Biz açık kapı politikasına devam ediyoruz ama karşıda siyasi operasyon, plan, proje var'. Buna da alet olmayacak şekilde bu insani krizle uğraşmamız lazım" dedi.

- "Romantizmle hareket etmiyoruz, savaş meraklısı da değiliz"

Yalçın Akdoğan, Ankara'daki terör saldırısının PYD ile irtibatlı olduğuna değinerek, şöyle devam etti:

"PKK eşittir PYD. Bu, terörist bir unsurdur ve bu saldırıları gerçekleştirmiştir. Bu yüzden bu Türkiye için öncelikle bir ulusal güvenlik meselesidir. Burada çifte standarda son verilmesi lazım. Terör örgütlerine silah göndereceksiniz, bize de taziye mesajı göndereceksiniz. Bu ikiyüzlüklüktür. Artık bu ikiyüzlülüğe son vermek lazım. Biz, ciddi bir uluslararası işbirliği ve dayanışma istiyoruz terörle mücadelede, net bir tavır ve samimi bir duruş, işbirliği arzu ediyoruz. Top atışı angajman kuralları çerçevesinde yapılıyor. Biz, maceracı değiliz, romantizmle hareket etmiyoruz, savaş meraklısı da değiliz. Hükümet rasyonel, gerçekçi bir zeminde hareket ediyor."

- "Türkiye'nin hassasiyetlerinin anlaşılması lazım"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Suriye'de rejimin PYD ile işbirliği içinde olduğunu belirterek, PYD'nin rejimin alan açmasıyla bir takım yerlere girdiğini kaydetti. Ilımlı muhalefetin DAEŞ ile mücadele ettiğini ve bazı köyleri aldığını ifade eden Akdoğan, Rusya'nın ise ılımlı muhalefeti bombaladığını, bunun da DAEŞ'e destek anlamına geldiğini söyledi. Akdoğan, şöyle devam etti: "Dünyanın dört bir yanında ABD ile ittifak ilişkisi çerçevesinde çok ciddi çalışmalarımız var. Afganistan'dan Balkanlar'a kadar bir çok ülkede birlikte hareket ediyoruz. ABD bizim için dost ülkedir, müttefiktir, önemli bir ülkedir ama Türkiye'nin buradaki hassasiyetlerinin daha iyi anlaşılması lazım. Hem PYD konusunda hem de diğer konularda. Burada ciddi bir insani kriz var. Türkiye büyük bir yük çekiyor. Uluslararası bir dayanışmaya ve işbirliğine ihtiyaç var. Burada birilerinin artık Rusya'ya 'Dur' demesi lazım. Birileri tepki göstermezse bu teşvik edici bir şey. Sen hastaneyi vuruyorsun, sivilleri öldürüyorsun, kimsenin sesi çıkmıyor. İnsani kriz var, Türkiye yük çekiyor kimse ilgilenmiyor, böyle birşey olmaz. Müttefiklik bütün bu konularda, katliamlara karşı tepki göstermek, insani krize karşı dayanışma içinde olmak ve bunlara sebep olan Rusya, rejime karşı da 'Dur' diyebilmek. 'Ben rejimle, Rusya ile ilgilenmiyorum, sadece DAEŞ ile ilgileniyorum'. DAEŞ ile mücadelede de bir mesafe almış değil."

- Ankara'daki saldırı

Ankara'daki terör saldırısında saldırganın kimliğinin hemen ortaya çıkmasının kamuoyunda çok tartışıldığının sorulması üzerine Akdoğan, PYD'nin kimlerle işbirliği içinde olduğunun görüldüğünü söyledi. Saldırganın da PYD'li olduğunu, PKK ağı içinde eylemi gerçekleştirdiğini belirten Akdoğan, "PYD'liler hemen tutuşmuş bir şekilde 'Bizimle ilgisi yok' falan diye açıklamalar yaptılar. Belki de kimliğin hiç bilinmeyeceğini düşünüyorlardı. Çok iyi titiz bir çalışmayla hemen tespit edildi. Onlar zorda kaldılar. Açık bir şekilde şahıs belli, irtibatları belli, kimin ne yaptığı belli. Çok spekülasyona açık bir durum değil" dedi. ABD'den "Biz de öyle bir bağlantı yok" açıklamasının geldiğinin belirtilmesi üzerine Akdoğan, şu yanıtı verdi:

"Çok şey söylenebilir, Birleşmiş Milletler veya birleşik devletler... Hastaneleri kimin vurulduğu belli. Niye ona laf söyleyemiyorsunuz?. Türkiye iki tane top atışı yaptığında, hemen toplanıyorsunuz, hemen açıklama yapıyorsunuz. Ortada siviller katledilmiş, bu bir savaş suçu. Hastane vurulmuş, bebekler vurulmuş. Sadece bunun vurulduğunu söylüyorsunuz. Kimin vurduğuyla ilgili cümle kuramıyorsunuz. Fail belli. Buna bir kınama yayınlayın. Böyle bir flüluk içerisinde bundan dolayı Suriye sorunu çözülmüyor. Dirayetsiz, korkakça davranılırsa böyle bir yere varılamaz. Rusya bu yapıyı gördü ve giderek alan kazanıyor. Gürcistan'da, Ukrayna'da yaptı, Suriye'ye geldi. Dünyanın da birşey diyeceği yok. Böyle bir yapı olmaz. Artık biraz sesi yükseltmek lazım. Yoksa burada yeni göç dalgaları da olur, başka insani katliamlar da olur." Akdoğan, yeni bir göç dalgasının olması durumunda bunun Avrupayı da vuracağını, Türkiye'nin ise vicdanı gereği bu insanları aldığını vurgulayarak, "Burada bir Oyun oynanıyorsa demografik yapıyı değiştirmek, Türkiye'yi zora sokmak gibi, bu oyuna da gelmemek lazım. Bunun gereği de sınırın karşı tarafında tutulmasıdır. Bir insani yardım kuşağı oluşturulmalıdır. Bunun üzerinde kesinlikle askeri bir hareket, atış yapılmamalıdır. Siviller zarar görmemelidir. Sınırımızın hemen karşısında olan 9 kamp 3 kilometre derinliğinde. Azez yaklaşık 8-10 kilometre. Azez'e kadar o kuşakta tamamen insani yardım faaliyeti yapılması lazım. Bu sorun başkalarının canını da yakıyorsa hep birlikte gelin burada bir alan oluşturalım. Buraya kimse top atışı yapmasın, askeri hareketlilik yapmasın. Burada sivillerin canı, malı korunsun" diye konuştu.

Kaynak: Milliyet

Son Haberler

Son Haberler