Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, başta Türkiye-Azerbaycan ilişkileri olmak üzere , 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ bölgesinde Hocalı şehrinde yapılan katliamla ilgili, Trend Haber Ajansı editör yardımcısı Rufiz Hafizoğlu’na özel açıklama yaptı.
İşte , sayın Yalçın Topçu’nun açıklaması:
Her alanda ilişkilerimiz altın çağını yaşıyor
Ben her fırsatta Türkiye ile Azerbaycan için ‘ikiz kardeş’ tabirini kullanıyorum. Birisinin eline diken batsa diğeri bunu yüreğine batmış hisseder diyorum. Hakikaten öyledir. Hem tarihi köken,hem kültürel birlik hem de dini inancıyla bu iki ülke merhum Ulu Önder Haydar Aliyev’in harika tesbitiyle ”tek millet iki devlettir.”
Bugün çok şükür her alanda ilişkilerimiz altın çağını yaşıyor. Bu noktada devlet başkanlarımız Sn Erdoğan ve Sn Aliyev’in üstün liderlikleri ve samimiyetleri belirleyici olmuştur.Adeta kaderimiz bile aynı.Geleceğe aynı pencereden bakıyor, bölgesinde ve dünyada saygın iki devlet olarak her alanda derin bir işbirliği içindeyiz.
Her iki ülke halklarının bu birlikteliğe kalben,ruhen ve aklen verdiği büyük destek çok saygıdeğerdir.
İşbirliği değil de güç birliği desek daha doğru olur diye düşünüyorum. Birbirimizden ayrı değiliz ki,bizim ki güç birliği, kader birliği ve tek milletin birlikteliğidir.Birbirimizin eksiği neyse onu tamamlamakla mükellefiz.
Aklın,vicdanın ve tarihin bir mecburiyetidir bu aynı zamanda. Gelinen aşama gayet güzel olmakla birlikte istiklal ve istikbalimiz açısından yerli ve milli değerlerimiz çerçevesinde birlikteliğimiz taçlandıracak yeni hamleler yapılmaktadır.
Biliyoruz ki,gönlümüz bir, kıblemiz bir,medeniyetimiz bir,sevincimiz,üzüntümüz bir. Bu birleri her alanda bereketlendirmek ve çoğaltmak,iki kardeş ülkenin faydasına olacağı gibi bölgenin ve dünyanın da faydasına olacağı için yapılacak en güzel iştir diyor iki ikiz kardeş halk olarak birbirimizle daha çok ticaret ve daha çok ziyaret yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Fitne ve fücur odaklarına karşı bu muhabbeti daha fazla derinleştirmek yapacağımız en öncelikli iştir
Azerbaycan her zaman kardeşlik hukukunun gereğini yerini getirmiştir. Türkiye’nin dara düştüğü her anda hemen yanı başında olmuştur. Kardeşliğin gereği budur zaten. Sevinçte de tasada da bir ve beraberiz. Hamdolsun. Allah kem gözlerden korusun.
Fitne ve fücur odaklarına karşı bu muhabbeti daha fazla derinleştirmek yapacağımız en öncelikli iştir. En son 15 Temmuz 2016 hain FETÖ darbe girişiminde de Azerbaycan kardeşliğini göstermiş en sert ve en net tavrını herkesten önce ortaya koymuştur.
Uluslararası bir toplantıda Cenap Prezident İlham Aliyev’in Türkiye'ye yönelik eleştiriler karşısında "Burada Türkiye yok ama ben varım" demesini Türk Milleti hiçbir zaman unutmayacak. Cenap Prezidente Minnettarız.
Ermenistan’dan samimiyet beklentisi fazlaca iyimserlik olur
Onlar önce Hocalı’nıın hesabını versinler. İşgal ettiği topraklardan şartsız çekilsinler. Hatırlayınız 1992’de 26 Şubat’ta asrın en büyük insanlık dramlarından birisi Hocaalı’da yaşandı.
Bir oldu bitiyle Ermenistan’a katılmak istenen Karabağ topraklarının Sovyet Rusya desteğindeki Ermeniler tarafından işgal edildi.Ve katliam yaşandı. Tıpkı 1915 döneminde Kars, Erzurum, Ardahan başta olmak üzere Anadolu’nun bazı bölgelerinde Ermeni çetelerinin Çarlık Rusya’dan güç alarak Türkleri katletmesi gibi.
Ermeniler soykırım iftirası yalanından vaz geçip insanlığa karşı terör örgütü Asala’nın katliam ve cinayetlerinin hesabını verip insanlığa karşı işledikleri suçların hesabını ödemeleri lazım.
Türkiye’nin açıklamaları açık ve nettir. Karabağ işgali bitecek,insanlık adına özür dilenecek, sonra süreçle ilgili Azerbaycan ile istişare halinde değerlendirmeye bakılacak.Ne Türkiye ne de Azerbaycan haksız hukuksuz bir talepte asla bulunmuyor.
Ayrıca uluslararası hukuk bellidir. BM kararları ortadadır. Ermenistan işgalci bir devlettir. Bir yandan dünya kamuoyuna karşı 1915 mağduriyeti edebiyatı yapacaksınız bir yandan da Hocalı’yı gözlerden kaçıracaksınız. Olacak iş değil.
Ayrıca 1915’te yaşanan acılar ziyadesiyle Ermeni çetecilerin masum sivil Türklere yaptıkları katliamlardır. Arşivler ve bilimsel çalışmalar ortadadır. Güneş balçıkla sıvanmaz.
Ermenistan halen gereğini yapmıyor. Samimiyet ise asla beklediğimiz bir şey değil. Mecburiyet belki onlara bir adım attırabilir ama samimiyet beklentisi fazlaca iyimserlik olur. Ne yazık ki yaşadığımız tarihi tecrübelerin sonucu bizi bu kanaate getirmiştir.
Dünya Türk İslam medeniyetine ve adaletine adeta muhtaç vaziyette
Uzunca yıllar Sovyet Rusya hegemonyasında kalan ve çok şükür 27 yıldır hür ve müstakil yaşayan Türk devletleri kendi aralarındaki güç birliği noktasında çok ciddi bir seviyeye gelmişlerdir. Ortak değerler güçlenmiş, ortak gelecek kurguları ve projeleri hayat bulmuştur. Çeşitli kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla ortak irade ortaya konmuştur.
Türk soylu devletlerin kültürel, siyasi ve ekonomik birliktelikler oluşturması fikri her geçen gün kardeş ülkelerin kardeş halklarında da ciddi bir desteğe ulaşmıştır. Şu bir hakikat ki bin yıl ayrı beşiklerde büyüyen aynı atanın çocuklarıyız bizler.
Enerji kaynakları, insan potansiyeli ve stratejik coğrafi konumları nedeniyle Türk devletleri bu asrın en güçlü ve değerli birliğini kurma imkanına sahiptir.Dünyanında barışına refahına ve güvenliğine çok ciddi katkısı olacak bu birliğin bir yakın bir gelecekte gerçekleşeceğine inanıyorum.
Çeşitli alanlarda çok güçlü birliktelikler organize edilebilir. Zaten dünya gittikçe ortak kültür ve değerler çerçevesinde güç birliği yapıyor. Bizim de böyle bir düşünce taşımamız son derece normaldir.
Dünya Türk İslam medeniyetine ve adaletine adeta muhtaç vaziyette. Mazlumların hali ortada. Sözde çağdaş olan Batı dünyasının da yaptıkları daha doğrusu yapmadıkları ortada.Bizim tarih sahnesinde etkin olduğumuz dönemler de hiçbir zaman ırkçı ve emperyalist saiklerle milletler yok edilmemiş kimsenin diline dinine karışılmamıştır.İnsanlık refah ve güvenlik içinde yaşamıştır.Tarih gösteriyor ki İnsanlığın yeniden bizimle bizim medeniyetimizle buluşmasına ihtiyacı var. İnsanlık barış,refah ve güvenli bir dünyayı hak ediyor.Türk soylu devletlerin siyasi,askeri, ekonomik ve kültürel birliği insanlığa bu geleceği sağlayacaktır. Tarih bunun ispatıdır.