AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, başta Türkiye – Azerbaycan ilişkileri olmakla ,Azerbaycan’ın ekonomi ve siyasi kalkınmasına ve Azerbaycan’da yapılacak seçimlere ilişkin , TREND Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulundu.
İşte AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker’in açıklamaları;
Türkiye-Azerbaycan ikili ilişkileri bölgede istikrar ve barışın tesis edilmesini amaçlamaktadır
Hem Türkiye hem de Azerbaycan, “iki devlet tek millet” bilinciyle ortak sorumluluklarının gayet farkındadır. Türkiye ve Azerbaycan gerek bölgesel gerekse küresel konularda daima birbirini desteklemiştir.
Türkiye-Azerbaycan ikili ilişkileri bölgede istikrar ve barışın tesis edilmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle, bölgenin güvenliği ve istikrarı için Türkiye-Azerbaycan yüksek düzeyli stratejik işbirliği daha da derinleştirilmelidir.
İki soydaş ülke, stratejik ilişkilerin yanı sıra sahip olduğu ortak kültürel mirasın korunup geliştirilmesi için, medeniyet ve kültür alanlarında daha fazla işbirliği yapmalıdırlar.Eğitim alanında mevcut çalışma temalarının geliştirilmesi ve yeni alanların birlikte keşfedilip araştırılması için daha fazla işbirliği yaparak ortak medeniyet tasavvurunu zenginleştirmelidirler.
Hülasa, ikili ilişkilerin daha da pekiştirilmesi ve güçlendirilmesi için siyaset, ekonomi, güvenlik, eğitim, kültür gibi bütün alanlardaki işbirliği daha da derinleştirilmelidir.
Azerbaycan’ın Türkiye’ye verdiği bu destek, “iki devlet tek millet” bilincinin en somut yansımasıdır
Azerbaycan, “iki devlet tek millet” bilinciyle her zaman sorumluluk üstlenip Türkiye’nin yanında olmuştur. Ben 2016 yılında yaşanan bir olay üzerinden Azerbaycan’ın Türkiye’ye verdiği desteği değerlendirmek istiyorum.
Malum 18 Şubat 2016 yılında ilk olarak Bakü'de yapılması planlanmış olan Türkiye ile Azerbaycan arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) toplantısı, 17 Şubat'ta Ankara Merasim Sokak'ta gerçekleştirilen bombalı saldırı nedeniyle ertelenmişti. Toplantı 15 Mart'a ertelenmiş, ancak 13 Mart'ta Ankara Kızılay'da gerçekleştirilen yeni bir bombalı saldırı nedeniyle Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bakü ziyaretini tekrar ertelemişti. Bunun üzerine Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sn. İlham Aliyev, Ankara'daki terör saldırıları sonrasında Türkiye ile dayanışma çerçevesinde, toplantının Bakü yerine Ankara'da gerçekleştirilmesini önermişti. Sn. Erdoğan da Aliyev'e teşekkür ederek bu öneriyi kabul etmişti.
Sn. Aliyev'in, toplantının Türkiye'de yapılmasını önermesi, Türkiye'nin böyle zor bir dönemde yalnız bırakılmadığının ifadesidir.Bu yaklaşım Azerbaycan’ın Türkiye’ye olan gerçek dostluğunun en açık göstergesidir. Azerbaycan’ın Türkiye’ye verdiği bu destek, “iki devlet tek millet” bilincinin en somut yansımasıdır.
İlham Aliyev, Azerbaycan’ın bağımsızlığına oldukça önem veren ve bu uğurda sadece elini değil gövdesini de taşın altına koymuş bir lider
Öncelikle bu seçimlerin tüm Azerbaycan halkına hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Toplamda 8 adayın yarışacağı bir seçim olacak. Adeta bir demokrasi şölenine ev sahipliği yapması bekleniyor. Tabii ki seçimin şüphesiz en büyük favorisi, Azerbaycan’ın değişim ve dönüşüm sürecinde büyük bir yeri olan Sn. İlham Aliyev’dir.
Sn. Aliyev’in siyaset tarzının Azeri kardeşlerimiz tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandığını biliyorum. Sayın Aliyevin, gerek ülkenin inkişafı konusunda attığı adımlar olsun gerekse de Ermeni işgalinin çözümünde takındığı tavır ve uyguladığı politikalar olsun, kararlı ve güçlü bir lider olduğu hepimizin malumudur.
Seçimlerin adil, rekabetçi ve şeffaf bir zeminde gerçekleşeceğinden ise zaten bir şüphemiz yok.
Azerbaycan halkının da bu arada hakkını teslim etmekte fayda var. Halkın seçimlere katılım oranının giderek artıyor olması demokrasiye olan inançları ve siyasete aktif katılım arzuları da Azerbaycan adına çok olumlu bir gelişmedir.Ben bir kez daha bu seçimlerin dost ve kardeş ülke olan Azerbaycan’a hayırlar getirmesini diliyorum.
Sn. İlham Aliyev, Azerbaycan’ın bağımsızlığına oldukça önem veren ve bu uğurda sadece elini değil gövdesini de taşın altına koymuş bir lider. Bu yüzden de bağımsızlığın yolunun ekonomik kalkınma ve büyümeden geçtiğini de en iyi bilen liderlerden birisi.
Bugün Azerbaycan’a baktığınızda sadece başkentinde değil diğer bölgelerinde de büyük bir ilerleme söz konusu. Eskiden sadece Bakü merkezli bir büyüme ve yatırım anlayışı hakimken şu anda sosyo ekonomik yatırımlar genele yayılmış durumda. Bu yayılma da beraberinde tabii ki kalkınmayı getiriyor.
Uluslararası Kuruluşlara çağrı yapmak istiyorum : Ermeni işgalinin son bulması için bir adım atsınlar
Ancak Azerbaycan’nın en önemli gelir kaynaklarından olan tarımcılık Ermeni işgali nedeniyle arzu edilen bir verimle yapılamamaktadır.
Uluslararası Kuruluşlara ben buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Azerbaycan’da seçimler adil mi değil mi diye bakacaklarına, algıyı sadece seçim güvenliğine kaydıracaklarına, Ermeni işgalinin son bulması için bir adım atsınlar. İşgalin halkta yarattığı tahribatı incelesinler. Bölgeye verdiği zararı rapor etsinler. İnsan hakları ihlalinden tutun da her türlü insani değeri ayaklar altına alan bu işgali kimsenin meşrulaştırmasına ya da unutturmasına biz Türkiye olarak asla izin vermeyeceğiz.
Şimdi geleceğim nokta şurası; bu işgal sürecinden sonra milyonlarca zorunlu göçkün ortaya çıktı. Bu işgale rağmen, ortaya çıkan zorunlu göçkün Azerbaycan devletinin inşa ettiği yerleşim yerlerinde yaşamaya başladı. Hal böyle olunca o insanlarda artık ekonomiye katkı vermeye, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya başladılar. Bu da Azerbaycan ekonomisinde çarpan etkisi yaratan bir diğer faktör olarak karşımıza çıkıyor.