Türkiye son yıllarda hem iç hem de dış politikada birçok önemli hamleyi ardı ardına yapmaya devam etmekte, başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda dışa bağımlılığını da en aza indirgemeye gayret göstermektedir. Bu süreçte hem içsel hem de dışsal bazı sorun ve krizler ki başta 15 Temmuz Darbe Girişimi, Suriye Krizi vb. Türk ekonomisinin istikrarlı yükselişini yavaşlatan bazı etkenler olmuştur. Dünyayı sarsmakta olan Pandemi Krizi de dünyanın birçok ülkesini olumsuz etkilediği gibi şüphesiz Türkiye’yi de olumsuz etkilemektedir. Hal böyleyken Türkiye, ekonomisini ayakta tutup güçlendirmek için son birkaç yıldır enerjide dışa bağımlılığını azaltmayı da hedefleri arasına almış, deniz havzasında Karadeniz ve Akdeniz’deki enerji kaynaklarının tespiti, keşfi ve çıkarımını somut hedef olarak belirlemiştir. Bu amaçla Türkiye sismik ve sondaj özellikli gemilerinden oluşan 5 gemilik bir filo dahi oluşturmuştur.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Karadeniz’de yıllardır verdiği mücadelenin karşılığını alırken, Sakarya Gaz Sahasında Tuna-1 kuyusunda 320 Milyar Metreküplük bir doğalgaz rezervi keşfetmiştir. Türkiye benzer bir güzel haberi almak için Doğu Akdeniz’de son yıllarda ciddi bir diplomasi savaşı sarf etmektedir. Tabii olarak bu bölge Karadeniz’e nazaran uluslararası aktörlerin daha fazla müdahil olduğu bir alan olması bakımından diplomatik açıdan birçok soruna da yol açmıştır. Nitekim Türkiye ile Yunanistan arasında bir süredir ciddi bir kriz bu minvalde devam etmektedir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev; Yunanistan’ın Bakü Büyükelçisini kabulünde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine dair açıklamalarda bulunurken, Yunan Büyükelçisine; “Türkiye sadece dostumuz ve ortağımız değil, bizim kardeş ülkemizdir. Türkiye’yi tereddütsüz destekliyoruz ve her durumda da destekleyeceğiz” mesajını vererek Doğu Akdeniz konusunda Türkiye’den yana bir duruş sergiledi.
Aliyev; “Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan arasında son zamanlarda yaşanan gerilimlerden bahsetmek istiyorum. Türkiye’nin sadece dostumuz ve ortağımız olmadığını, bizim için kardeş bir ülke olduğunun bir sır olmadığını size söyleyebilirim. Türkiye’yi tereddütsüz destekliyoruz ve her şartta destekleyeceğiz. Türk kardeşlerimizden de aynı desteği görüyoruz. Azerbaycan’ı her konuda destekliyorlar ve biz de onları Doğu Akdeniz’deki arama çalışmaları dâhil her konuda destekliyoruz” açıklamalarında bulundu.
“İki Devlet, Tek Millet” şiarıyla aynı duyguları taşıdığımız Azerbaycan’ın en üst düzeyde Türkiye’den yana duruş sergilemesi Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de verdiği mücadeleye güç katacak şüphesiz en büyük destek olmuştur. İki kardeş ülke her şeyden önce şunun farkındadır ki; Türkiye’nin Karadeniz veya Doğu Akdeniz fark etmeksizin keşfedeceği yeni enerji kaynakları ile Türkiye’nin bu bölgelerde elde edeceği reel politik kazanımlar sadece Türkiye’nin çıkarına değil aynı zamanda Azerbaycan’ın da çıkarınadır. Nitekim “Güçlü Türkiye” aynı zamanda “Güçlü Azerbaycan” demektir. “Güçlü Azerbaycan”ın “Güçlü Türkiye” demek olduğu gibi.
Türkiye Doğu Akdeniz’deki uluslararası haklarını hem diplomasi masasında hem de sahadaki özellikle etkin askeri varlığıyla savunurken; bir ileri aşamada Azerbaycan’ın da bu savunmaya enerjideki köklü tecrübesi ve askeri varlığıyla verebileceği bir destek iki ülke arasındaki derin bağları daha da sağlamlaştırabilecektir. Türkiye’nin ilelebet Azerbaycan’ın yanında olacağından şüphemiz bulunmadığı gibi Azerbaycan’ın da ebedi olarak Türkiye’nin yanında duracağından şüphemiz bulunmamaktadır.
Erdem EREN
Beyaz Hareket Vakfı Genel Sekreteri
Siyaset Bilimci ve Araştırmacı Yazar
İletişim: [email protected]