Afrin’de operasyon sürerken YPG terör örgütü Batı’da ‘Türkiye sivilleri vuruyor’ diyerek kara propagandayla gerçeği saptırıyor... Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nden Doç. Dr. Serhat Erkmen, sahada araştırma yapan bir akademisyen. 2015’ten bu yana terör örgütü YPG’ye katılan yabancıları araştırıyor. Şimdiye dek 29 ülke ve yaklaşık 500 yabancı teröristin bilgilerine ulaştı. Erkmen ile hem operasyonu, hem de yabancı teröristlerin profillerini konuştuk. En çok katılımın ABD'den olduğunu söyleyen Erkmen, "Ulaştığınız sayının kaçı ölmüş?" sorusuna şu yanıtı veriyor: 40’ı. Burada şunu söylemek gerek: ABD’den katılanların çoğu eski asker ama ölenlerin çoğu sol örgütlerden katılanlardan. Diğerleri cephe gerisinde işi yürütüp, bunları da sahaya sürüyorlar sanırım.
Cinderes-Raco hattı birleşti. Afrin bölgesinde PKK-PYD terör örgütünün Türkiye ile sınır bağlantısı kalmadı. Anlamı, önemi nedir?
Operasyonun kırsal alanda yürütülen kısmının sınır boyunca tamamlandığını söyleyebiliriz. Tabii şu yanılgıya düşmemek gerekiyor: Afrin’deki bütün kırsal alanlar TSK ve ÖSO tarafından kontrol edilmiyor. Fakat Türkiye sınırı boyunca bir bütünlük sağlanmış durumda. Operasyonun en önemli safhalarından biri tamamlanmış gibi görünüyor. Baştan itibaren konuşulan şey TSK’nın da ÖSO’nun da Afrin içinde ya da Afrin’de bulunan yerleşim yerlerinde sorun yaşayabileceğiydi. Yani meskûn mahalde operasyon yapmanın getirdiği sorunlar söz konusuydu.
Jandarma ve polis özel harekât (JÖH ve PÖH) timleri, Güneydoğu’da hendek operasyonlarından derin bir deneyime sahip. Bu yüzden mi Afrin’deler?
Evet, daha kısa sürede, daha az kayıpla, sivillerin de korunmasını sağlayacak şekilde meskun mahal operasyonlarını yürütmek için bölgeye gönderildiklerini söyleyebiliriz. PKK’nın Afrin’de Türkiye’yi yavaşlatmaya çalışacağı, bu zaman zarfında uluslararası kamuoyunun değişmesini sağlayabilecek bir takım propaganda materyallerini devreye sokacağı, Türkiye’deki iç kamuoyunu etkilemeye çalışacak bir takım faaliyetlerde bulunacağı, işi böylece süreye yaymak ve en azından operasyona olan desteği azaltmaya çalışacağı öngörülüyordu. Bunu denedi. Ama başarı elde edemedi. Afrin merkezine operasyon başlamadan önce muhtemelen bir takım yerleşim yerlerinde de benzer operasyonlara kalkışılacaktır. Özellikle Cin Deresi ve Raco bölgesi için konuşuyorum. Bunlar Afrin’le karşılaştırıldığında daha küçük yerleşim birimleri.
Terör örgütünün buralardaki hedefi ne sizce?
Büyük ihtimalle PKK buradaki militanlarını çekip, yerleşim yerlerini mayınlarla, bubi tuzakları veya benzeri patlayıcılarla doldurup, sivillerin ayrılmasını engelleyerek, militanlarını da sivillerin arasına entegre ederek uluslararası kamuoyuna oynamaya yönelik hal ve tarz geliştirecektir. Buralar kısa sürede sivillere zarar gelmeyecek şekilde kontrol altına alınırsa, PKK da moral motivasyon açısından daha zor duruma girecektir.
Sivilleri öne sürmekten söz ettiniz. YPG, Batı kamuoyunu bununla etkilemeye çalışıyor. Siz YPG’ye katılan yabancıları ne kadar zamandır araştırıyorsunuz?
Sadece YPG’ye katılanlar değil, genel anlamda yabancı terörist savaşçılar üzerinde çalışıyorum. YPG ile ilgili olan kısmını 2015’ten beri takip ediyorum.
Nasıl bir yöntem uygulayarak?
Açık kaynaklardan yararlanıyorum. Gazeteler, sosyal medya hesapları, zaman zaman video paylaşım sitelerinden... Bazı sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını takip ediyorum. Bu iğneyle kuyu kazmaya benziyor.
Çalışmanız ne gibi bir katkı sağlayacak?
Bu Türkiye'nin mücadele ettiği terörün yeni bir yüzü. Geçmişte de PKK'ya başka ülkelerden katılım vardı. Fakat bugünle karşılaştırıldığında çok küçük çaplı kalıyordu. Dolayısıyla, terör örgütleri sıklıkla kendilerini yeniliyor. Bunu silah, eğitim ve finansman gibi alanlarda yaptığı gibi propaganda ve eleman havuzu anlamında da yapabiliyorlar. Üstelik, yabancıların YPG'ye katılımının incelenmesi bu örgütün dış bağlantılarını ve özellikle hangi ülkelerden destek alabildiğini anlamak açısından da önemli. Aslında bu konu Batı’nın da düşünmesi gereken büyük bir problem. Bugün nasıl dünyanın belli bölgelerinde yabancı teröristler kendi ülkelerine döndüklerinde sorun yaratıyorlarsa gelecekte YPG’ye katılanların de benzer şeyler yapabileceklerini söyleyebiliriz.
El Kaide ve IŞİD örneği gibi…
Dünyanın bir yerindeki çatışma bölgesine ideolojik ya da kişisel nedenlerle katılmak yeni bir olgu değil. 20. Yüzyıl’da bile örneklerini söyleyebiliriz. İspanya, Yunanistan iç savaşı ilk akla gelenler. Afganistan ve Bosna'da, da örneklerini yaşadık.
Neden başka bir ülkeye savaşmaya gidiyorlar?
Temelde birkaç ana gruptan bahsedebiliriz. Dünyanın farklı yerlerindeki sol gruplardan katılanlar, paralı askerler, çatışma sonrası travma sorunları yaşayan eski askerler ve diğerleri. İdeolojik ya da kişisel nedenler rol oynayabiliyor.
Kişisel nedenler neler?
Ailelerinden kaynaklanan sorunlar ya da kişisel travmalar olabiliyor. Maceracıları görüyoruz, hatta son derece kötü bir kavram ama ‘savaş turisti’ diye bir kavram var ortada.
Biraz daha açar mısınız, “savaş turistleri’ ne yapıyor?
Savaşın yaşandığı bölgelere gidip, orada kendi egolarını tatmin etmek için bu tür çatışmalara katılabiliyorlar. Çoğu eski asker olan bu şahıslar çatışma bölgelerinde bir süre bulunup kendilerince egolarını tatmin ediyorlar. Bunlar, doğrudan ideolojik ya da kişisel bir bağlılık duymaksızın çatışma bölgesine gidiyorlar. Bu bölgelerde varlık gösteriyor, işlerinin bittiğini düşündüklerinde çekip gidiyorlar. Özellikle Irak’ın işgalinden sonra çok yoğun bir şekilde karşımıza çıkan bir başka şey daha var; Özel askeri şirketler…
Güvenlik şirketleri yani…
Evet. Bazı devletler, doğrudan ya da dolaylı olarak özel askeri şirketleri Suriye sahasında kullanıyor.
‘Bazı devletler’ dediğiniz hangileri?
ABD de Rusya da açık açık kullanıyor. Sahada faaliyet gösteren İngiliz özel askeri şirketleri de var.
Bu kişiler, özel şirketlere nasıl seçiliyor?
Tamamına yakını eski asker. Tecrübe aktarabilecek grupların gelmesini birinci öncelikle tercih ediyorlar. Bu eski askerlerin bir kısmını YPG, sahada eğitmen olarak, bir kısmını da cephe gerisinde; özellikle propaganda faaliyetlerinde kullanıyor…
YPG'ye katılanların hepsi eski asker değil ama…
Hayır. Bir takım sosyalist, hatta anarşist örgütlerden gelip YPG’ye katılanlar oldu. Bir kısmı döndü, bir kısmı öldü, bir kısmı hâlâ orada.
Şu anda Suriye’de YPG terör örgütünde kaç yabancı var?
Açık kaynaklardan ulaşabildiğimizle, tahmin ettiğimiz potansiyel rakam arasında büyük fark var.
O fark neden?
Bu işi tamamen bir şova dönüştürmüş insanların neler yaptığını görebiliyorsunuz ve onların varlığına ilişkin bir sayı çıkarmanız mümkün. Bir de çeşitli nedenlerle kamuoyunun gündemine gelmek istemeyenler var. Döndüğünde bir soruşturmayla karşı karşıya gelebilecek olmaktan çekiniyorlar. Açık kaynaklardan ulaşabildiğimizin en az yarısı kadar da ulaşamadığımız yabancı katılım olduğunu düşünüyorum. 2014 yılından bu yana en az 700 yabancının YPG’ye katıldığını söyleyebiliriz. Bunun dışında yaklaşık 100’e yakın insanın Irak’ta ve Suriye’de faaliyet gösteren bir takım Hıristiyan milis gruplarına ve Kuzey Irak’ta Peşmerge’ye katıldığını ve bunlar arasında geçişkenlik olduğunu tespit edebiliyoruz.
Birkaç örnek verebilir misiniz?
Mesela temmuz ayında Türkiye’de yakalanan İngiliz vatandaşı J.R. başlangıçta Peşmerge’ye, birkaç ay faaliyet gösterdikten sonra da YPG’ye katılmış. Ya da tam tersi var. Direk YPG’ye katılan, orada olup bitenden rahatsız olup ideolojik olarak aynı çatı altında bulunamayacağını düşünüp, başka yerlere gidenler. Bir de İslamofobikler’den söz edebiliriz.
Ortak motivasyonları yok mu?
Hayır yok. Bir dönem için belki IŞİD ile mücadele ortak motivasyondu ama ortada IŞİD ile mücadele falan kalmadı. 2015-2016 yıllarındaki katılım yoğunluğunun bugün olmadığını söyleyebiliriz.
Yaş ortalamaları?
Şu anda ortalamayı veremem ama katılanların yaşları 19 ile 60 arasında değişiyor.
60 yaşında bir adamın ne işi var orada?
Para kazanıyor.
Lejyoner yani. 19 yaşında terör örgütüne katılan adamın profilini anlatabilir misiniz?
Kadın. I.H. Gana kökenli bir Alman vatandaşı. Önce MLKP’ye katılıyor, sonra YPG’ye... Ve Suriye'de çatışmalarda ölüyor. Başka birinden bahsedeyim. P.G. adlı bir Amerikan vatandaşı Ailesindeki herkes asker. Kendisi de yaşadığı ülkede orduya katılmak istemiş ancak sağlık sorunu nedeniyle alınmamış.
Gerçek yüzünü görüp, pişman olanlar var mı?
YPG’ye gönüllü bir şekilde katıldıktan sonra 20’li yaşlarının ortasında YPG’de gördüklerinden nefret eden ve ülkesi ABD'ye döndükten sonra orada olup bitenleri açıklayan, üzerine yazılar yazanlar da var. Ya da burada B.P’den bahsedebiliriz. B.P. Irak'ın işgalinden sonra Felluce'de görev yapan bir ABD askeri. YPG ve içindeki sosyalist gruplarla taban tabana zıt bir ideolojik perspektifi var. Ayrıldıktan sonra fikirlerini açıklamış ve YPG'nin çocuk savaşçılar kullandığını ileri sürüyor.
Ne anlatıyor mesela?
Amerikalı bir erkek olan P.R.K; “Hiç de sandığı gibi demokratik bir örgüt değil. Kendi içinde yabancıları sadece propaganda aracı olarak kullanıp, bizi ortaya atan, arkadaşlarımızın ölümüne göz yuman bir örgüt…” diye yazıyor. Bir de emekli askerler var. Bu çok önemli.
Hangi ülkeden geliyorlar, nerelerde savaşmışlar, niye oradalar?
Daha önce Afganistan ve Irak’ta görev yapmış, ülkesine dönmüş ve kendisine iyi bir iş bulamamış, bir süre sonra Suriye’ye gelmişler. Ya da başka bir örnek; Kanada’da askerlik görevini yapmış. Fransa’da bir-iki yıl lejyoner olmuş, sonra gelmiş YPG’ye katılmış. Bu lejyonerlerin ideolojiyle, zaafları ya da travmaları nedeniyle bu sürece girmesini düşünmek mantıksız olur. Karşımızdaki olgu, tek bir bölgeden tek bir ideolojik köken ya da tek bir motivasyon kaynağından gelmiyor.
Siz kaçına ulaştınız?
Yaklaşık 500 kişiye ulaştım. Bu oranın yüzde 10’undan azı kadın.
En çok hangi ülkeden katılım var?
ABD'den. Toplamın dörtte birine yakın. Amerika’dan katılanlar genellikle eski askerler. ABD, İngiltere, Almanya zaten yüzde 40’ını oluşturuyor.
YPGnin ithal teröristleri
İpek Özbey - Doç. Dr. Serhat Erkmen
YABANCILAR TERÖR ÖRGÜTÜNE KATILMASAYDI PROPAGANDA GÜCÜNÜ KAYBEDERDİ
Kendi ülkelerine döndüklerinde ne olacak?
Terör örgütlerine katılan yabancıların Avrupa’nın kendi güvenliği için nasıl tehdit oluşturduğunu bir takım raporlar da kabul ediyor. Radikalleşme evresini tamamladıkları, üstüne eğitim alarak silahlı hale geldiklerine ilişkin bir kabul az da olsa var. Hatırlarsanız dünyanın çeşitli bölgelerinden 1980’lerden sonra Afganistan’a gidenler vardı. Ve ülkelerine geri dönünceye kadar nasıl bir tehlike yarattıklarına ilişkin bir fikir yoktu. Keza yakın dönemde IŞİD’e gelen batılılara bakın. Batılıların bunların gidişiyle hiçbir sorunu yoktu. “Radikalleştiyse gitsin” diyor, kendi toprağından uzak tutuyordu. Ama kendi ülkelerine dönüp, orada nasıl terör yaratabildiklerini biz Bataclan saldırısında gördük. Bunu birçok örnek de takip etti.
Batı tehlikeyi gördüğü halde yine de göz yumuyor, izin veriyor…
Tehlikeyi görmekle, o tehlikeyi tehdit sıralamasında üstlere koymak arasında fark var. Son dönemde çıkan bazı raporlara göre, Avrupa devletleri giden vatandaşlarını izliyorlar. Bazı ülkelerde bu kişiler hakkında soruşturma da açıldı.
Mesela ABD açtı mı?
Hayır, bildiğim kadarıyla bugüne kadar açmadı.
Diyelim ki YPG’ye katılmasalardı örgütün beli kırılır mıydı?
Propaganda gücünü kaybederdi, çünkü askeri olarak zaten Amerika Birleşik Devletleri bunları resmi eğitmenleri aracılığıyla eğitti. Silahı, mühimmatı verdi. Bu işin YPG’ye kattığı uluslararası propaganda değeri, büyük.
IŞİD’e katılanlarla PKK’ya katılanlar farklı mı?
Aralarında önemli farklar var. Bir kere IŞİD’de aile katılımı çok fazlaydı. Elbette bireysel katılımlar çoğunluktaydı. Fakat sözde bir Hilafet'te yaşamak uğruna çoluk çocuk hareket eden yüzlerce örnek var. Bunlar geri dönme hedefiyle gitmemişlerdi. YPG’ye katılanlar tamamen bireysel. Coğrafi katılım da farklı. Avrupa ülkeleri YPG’ye katılıyor. Tersi IŞİD için geçerli. Eski askerlerin katılımı IŞİD’de son derece düşüktü. Oysa buraya baktığımızda ABD’den gelenlerin yarısından fazlası eski asker.
GİDENLERİN ÇOĞU ESKİ ASKER
Şimdiye dek 29 ülkeden katılım saptadınız. Çalışmanız sürüyor. Arada istihbarat elemanları da var mıdır?
Tabii, muhtemelen bunlardan bir kısmı da kendi ülke istihbaratlarına çalışmak için sızdırıldılar. Görüntü vermeyenlerin daha çok bunlar olabileceğini düşünüyorum. Mesela 2016’nın 27 Temmuz’unda ölen bir Sloven vatandaşı var. Kuzey Irak’ta bir sivil toplum örgütünde çalışıyor. Menbiç’te ölüyor. Sloven devleti yeni duymuş gibi yapıyor. Ama bir arkadaşı sosyal medyada şöyle yazıyor: “Ben onu Duhok’ta çalışırken tanımıştım. “Artık bu işleri bırakıp, sahaya inip, istihbarat için muhbir olarak çalışmak istiyorum demişti”. Sloven hükümeti bir anda işi kapattı.
Ulaştığınız sayının kaçı ölmüş?
40’ı. Burada şunu söylemek gerek: ABD’den katılanların çoğu eski asker ama ölenlerin çoğu sol örgütlerden katılanlardan.
Anlamı ne?
Diğerleri cephe gerisinde işi yürütüp, bunları da sahaya sürüyorlar sanırım.
BÖLGESEL GÜÇLER YENİ BİR MÜDAHALEDE BULUNABİLİR
Zeytin Dalı Operasyonu, Suriye’nin geleceğini nasıl etkiler?
Türkiye'nin operasyon ile temel hedefi, terörle mücadele. YPG'nin bu bölgeden sökülüp atılması Türkiye için bir güvenlik meselesi. Fakat, operasyon Suriye'de geniş çaplı etkiler yaratabilir. Yerel ittifaklarda değişikliklere neden olduğu kadar bölgesel dengeleri de etkileyecektir. Bir kere operasyon ile birlikte sahada ABD-Rusya rekabeti kızıştı. Buna bağlı olarak YPG ile Rejim arasında çatışmalar yaşandı. Öte yandan, İran, Türkiye'yi zora sokmak için kendisine yakın milis gruplarını devreye soktu ve bu da bazı ÖSO gruplarıyla bu milisler arasındaki çatışmaları körükledi. Son olarak, YPG'nin kuzeyde sürekliliği olan bir bölge kurabilmesinin önüne geçildi. Bu YPG'yi coğrafi olarak sınırlandırdığı gibi ABD'nin etkinlik alanını da sınırlandırdı. Henüz operasyon bitmedi ama önümüzdeki dönemde bölgesel güçlerin ve büyük devletlerin Suriye'deki stratejik denklemi kendi lehine değiştirmek için yeni müdahalelerde bulunması beklenebilir.