...

Çoklu Baro Sistemi Nasıl Getirildi? -Baro Başkanları versus Metin Feyzioğlu-

Yorum Materials 20 Temmuz 2020 10:51 (UTC +04:00)
Çoklu Baro Sistemi Nasıl Getirildi? -Baro Başkanları versus Metin Feyzioğlu-

Trend takip edin

Bir önceki yazımızda Ali Erbaş ve Ankara Barosu arasında olan çekişmeden bahsetmiştim. Bu çekişmeden sonraki süreçte özellikle iktidara yakın medyada Çoklu Baro Sistemi hakkında yazılıp çizilmeye başlandı. Sonrasında ise Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, ardından ise Adalet Bakanı Abdülhamit Gül bu tartışmaların zeminin olmadığını açıkladı.

Fakat kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında bu sözlere yer verdi: “Meydanı kendi küçük hesapları için toplumun menfaatini hiçe sayan muhterislere asla terk etmeyeceğiz. Son örneklerinden birini meslek örgütleri özellikle de barolarla ilgili yapmayı planladığımız reform konusunda yaşıyoruz. Barolar başta olmak üzere meslek örgütlerinin sağlıksız yapıları, temsilde adaletsizlik yanında mensupları üzerinde faşizan uygulamalara varan sorunlar üretebiliyor. Bu yanlışı düzeltmek için gereken hazırlıkları yapmak yürütme olarak bizim hukuki düzenlemeyi yapmak da yasama olarak Meclis'in asli görevidir. Daha demokratik, çoğulcu, temsil düzeyi yüksek bir baro yapısı oluşturmakta kararlıyız. Bunun için çoklu baro yönetimi üzerinde duruyoruz. Milletvekili arkadaşlarımız ilgili kanun teklifini yarın veriyorlar. İnşallah bu düzenlemeyi en kısa sürede hayata geçireceğiz. Milletimiz bizden eksikleri tamamlamamızı, yanlışları düzeltmemizi, hayallerini gerçekleştirmemizi bekliyor. Bu doğrultuda ne gerekiyorsa bizde bunu yapacağız.”

Türkiye’de Baro Seçimleri Avukatlık Kanunu ile düzenleniyor. Değişiklik yapılan düzenleme Avukatlık Kanunu. Bütün diğer örgütlenmelerden baroların bir fark var, barolar Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddeleri gereğince hukukun üstünlüğünün gözetmek, hukuk devletini korumak ve insan hakları ihlalleri ne karşı çıkmak zorundadır. Bu görevler Avukatlık Kanunu’nun 76 ve 95. maddelerince barolara tanınmıştır. Başka sivil toplum örgütleri için bunlar bir hassasiyettir, duyarlılıktır. Fakat avukatlar için bu açık bir görevdir ve avukatlar bu görevi yerine getirmekle yükümlüdürler. Dolayısıyla baroların toplumsal sorunlarla ilgili açıklamada bulunmaları gayet doğaldır.

İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu katıldığı programlarda “Biz meclis seçmiyoruz. Herkes oraya belli bir oranda katılırdı. Bizim seçtiğimiz bir delegasyon yani kendi partinin il kongresinde, ilçe kongresinde ne seçiyorsan, nasıl seçiyorsan, hangi yöntemle seçiyorsan ben de aynısını yapıyorum. Sorun burada değil. Sadece siyasal düşünceleri ile şekillenen çoklu baro sistemlerinin ortaya çıkmış olması aslında sadece bir çoğulculuk anlayışının sağlanması değil tam tersine demokrasi anlayışının yok edilmesi ama onunla birlikte her kafadan bir sesin geldiği bir baro sistemi içerisinde yargının bağımsızlığının tamamen ortadan kaldırılmasına yöneliktir. İki yılda bir oy kullanan delegasyonun nispi temsili mi olur? Avukatların sesi kesilirse yurttaşların da nefesi kesilir. Biz, kesilmesin diye direniyoruz.”

Baro başkanları savunma hakkını savunmak için kendi illerinden Ankara’ya doğru yürüyüş yaptılar. Ankara girişinde ise 60 baro başkanı durduruldu ile girişleri engellendi. Metin Feyzioğlu resmi İnstagram hesabından "Afyon, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Konya, Elazığ, Sivas, Gümüşhane-Bayburt, Çorum, Yozgat, Kütahya, Edirne, Samsun, Erzurum, Kahramanmaraş Baro Başkanlarımızla Atamızın manevi huzurundayız" notuyla bir paylaşımda bulundu. Bu paylaşıma TBB İnsan Hakları Merkezi Genel Sekreteri Mustafa Kemal Karahan'dan tepki olarak istifa geldi. Olayların ardından Sivas Barosu Başkanı Hacı Yılmaz Demir şöyle bir açıklamada bulundu:“ Bir kısım başkanlarımız yürüme kararı aldılar, biz buna saygı duyduk. Anlamlı olduğunu söyledik ve destekledik. Bir kısım başkanlarımız da yürümeyi tercih etmedi. Ama ortak noktamız Anıtkabir’de atamızın huzurunda bir araya gelmesidir. Lakin sabah bir Türkiye barolar birliğinin oteline basınla yansıdığı şekilde barolar birliği başkanımızın paylaşımından kaynaklı olarak orada başkanımız da bizimle beraber gelmek istedi bizim amacımız oraya gidip başkanlarımız temsili yürüyüşünü yaptıktan sonra Ankara’ya giriş yaptıktan sonraki süreçte biz onları karşılamak üzere bekleyecektik. Sonrasında polis müdahalesi geliyor denilince biz tabii ki bir arada olmak zorundayız, onlara destek olmak zorundayız koşarak buraya geldik. Ve biz onlara destek veriyoruz. Metin başkanın paylaşmış olduğu fotoğraftan kaynaklı olarak da herhangi bir ayrışma ya da ikinci bir program söz konusu değil. Şahsım adına Metin Feyzioğlu'nu ayrışma olduğunu gösterecek fotoğrafı paylaşmaması konusunda uyardım.”

Metin Feyzioğlu gelen bu tepkiler sonucunda Ankara girişinde direnen baro başkanlarını ziyarette bulundu. Ziyarete gidene kadar Metin Feyzioğlu bu konularla alakalı da Anıtkabir fotoğrafları haricinde bir paylaşımda bulunmadı. Ettiği ziyarette ise Feyzioğlu baro başkanlarının protestosu ile karşı karşıya kaldı: baro başkanları Metin Feyzioğlu’na sırtlarını döndüler. Bu protesto sonrası Metin Feyzioğlu çeşitli programlarda çoklu baro sistemine kendisinin de karşı olduğunu fakat bunun çözümünün yürüyüş değil diyalog kurmak olduğunu dile getirdi.

Gelecek yazımızda sizlere avukatların TBMM önündeki direnişlerinden ve iktidar cephesinden olaylara yaklaşımlarını ve yeni kanun düzenlemesinin nasıl yenilikler getirdiğini anlatacağım.

Sara Asker

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler