...

Çoklu Baro Sistemi Nasıl Getirildi? : Ali Erbaş versus Ankara Barosu -I-

Yorum Materials 13 Temmuz 2020 11:14 (UTC +04:00)
Çoklu Baro Sistemi Nasıl Getirildi? : Ali Erbaş versus Ankara Barosu -I-

Trend takip edin

Bildiğiniz üzere Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bir konuşmasında koronavirüsten bahsettikten sonra İslam dinide eşcinselliğin (homoseksüelliğin) lanetlediğini vurgulamıştı. Erbaş, İslam dinin eşcinselliği lanetlediğini, eşcinselliğin hastalıkları beraberinde getirerek nesilleri çürüttüğünü, bu büyük haramın (homoseksüelliğin) zinaya sebep olduğunu, bu sebeple de HIV virüsünün bulaştığını söylemiş, herkesi bununla mücadele etmeye davet etmişti.

Bir parantez açarak şunu söylemek isterim ki Ali Erbaş, eşcinsellik hakkındaki açıklamaları ile Ankara Barosunun hedefinde yer almasından önce de 10 Kasım (Atatürk’ün ölüm günü) arifesinde Atatürk hakkında çirkin ve ağıza alınmayacak sözler sarf eden Kadir Mısıroğlu’nu hastanede ziyaret etmesi kamuoyunda büyük tepki doğurmuştu.

Ali Erbaş’ın eşcinsellikle ilgili konuşması üzerine Ankara Barosu bir basın açıklamasında bulunmuş ve bu açıklamayı sosyal medya üzerinden bir görsel ile şu şekilde paylaşmıştır: “Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir. Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır. Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda 'cadı' diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır. Anılan şahsı ve ona hak veren zihniyeti büyük bir şaşkınlık ve ibretle kınadığımızı tüm kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”

İşte bu açıklamanın tozları bugünkü çamurları getirdi: olay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefinden kaçmadı. Erdoğan ulusa seslenişinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a yapılan saldırının devlete karşı olduğunu belirtmişti. Erdoğan, Ali Erbaşın sözlerinin kendisini İslami çerçevede gören insanlar için bağlayıcı olduğunu, Erbaş’ın sadece görevini yerine getirerek İslam’ın vecibelerinden bahsettiğini de belirtmişti. Erdoğan, “Bu Ankara Barosu’nun yetkisinde olan bir konu değildir. Herkes yerini, haddini bilecek” demişti. Bunun yanı sıra “Faşizmin en ilkel halini yansıtan bu yaklaşımların ülkemizdeki varlığı demokrasi, çoğulculuk, inançlara saygı gibi ilkelerin hala yerli yerine oturmadığına işaret ediyor” diyerek sert bir eleştiride bulunmuştu.

Gelelim eşcinselliğin Ali Erbaş’ın konuşmasında yer almasına. İslami bilgisi ortalama olan herkes homoseksüellik hakkındaki tartışmaları az çok bilir fakat burada problem Ali Erbaşın ya da Ankara Barosunun açıklaması değil.

Bildiğimiz üzere dünya değişiyor. İster bunu maneviyattan kopmak olarak düşünelim ister özümüzü unutmak biliyoruz ki hiçbirimiz dede ve ninelerimiz kadar muhafazakâr ve geleneklerine bağlı değiliz. Bu böyle devam ederek giderse torunlarımızın da bizden daha az geleneklerine bağlı olacaklarını bilmemiz için müneccim olmamıza gerek yok.

Tabii ki bu tartışmalar koronavirüsün de gündemden düşmesi ile beraber kar topunun karda yuvarlanarak büyüdüğü gibi büyüdü. Bazı kesimler Ankara Barosunun açıklamasını kınarken bazı kesimler de Ali Erbaş’ın açıklamasını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan LGBTİQ+ haklarıyla ile ilgili 18 yıl yani ilk kez iktidara geldikleri 2002 genel seçimleri öncesinde katıldığı Abbas Güçlü ile Genç Bakış programında "Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart" ifadelerini kullanmıştı. Bu ifadeler muhalif kesim tarafından tekrar öne sürüldü.

Bütün bu tartışmalar dönerken unutulan bir şey vardı. Türkiye’de her sorun sarmal bir şekilde birbirinin devamlılığını sağlar. Bir sorunun bitişi diğerinin başlangıcıdır. Bu olaylar getirilmek istenilen çoklu baro sisteminin gerçekleştirilmesine yardım edecek olan bir kıvılcımdı.

Sara Asker

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler