...

Ekrem Kızıltaş: Eski Türkiye artık geride kaldı

Yorum Materials 8 Ocak 2019 11:11 (UTC +04:00)

Trend takip edin

Haber7.com Gündem Masası'nda bu haftanın konuğu Takvim gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş oldu. Kızıltaş medyanın geldiği noktayı, siyasetin nabzını ve yaklaşan yerel seçimleri konuştuk.

"MEDYA TİCARİ BİR SEKTÖR DEĞİL"

Yerli ve milli medya olarak neyi başarıyoruz neleri başaramıyoruz?

Medya dediğimiz saha bizdeki başlangıcı itibariyle biraz garip devamı olan bir sektör. 2018’e gelene kadar bir türlü rantable olma şansını yakalayamayan bir sektör olduğu için ve bunu da değerlendirmek kolay olmadığı için ihmal edilen bir sektör olarak kaldı.

Başlangıcı Takvim-i Vekayi’den bu yana baktığımız zaman basın sektörünün ticari bir faaliyetin dışında bir propaganda, bir davayı anlatma, bir mesaj verme aracı olarak kullanılması başlangıcından itibaren Türkiye’de hakim oldu. Dolayısıyla hala sektörün rantable olmamama durumu var. Bu özellikle yazılı basında böyle. Geçtiğimiz Ağustos ayında yaşadığımız dolar üzerinden ekonomik saldırı sebebiyle kağıdın pahalanmasından dolayı gazeteler sayfa sayılarını azalttı. Burada şöyle bir olayımız var: Türkiye olarak kağıdı ithal eden bir ülkeyiz. Türkiye’de bir gazetenin mal edilişi ile satış fiyatı arasında rantable olacak bir durum söz konusu değil. Bu da sektörü ciddi manada kırılgan hale getiren bir şey. Dolayısıyla iki ana kutup var: Bir sektörü güç olarak kullanan, vardı diyelim daha doğrusu. Sektörü bir güç olarak kullanan birileri vardı. Burada bir yandan da bu ülkenin insanlarına mesaj ulaştırma derdinde olanlar var. Burada da karşımıza şöyle bir şey çıktı: Ticari olmayan bir sektöre yatırım yapmanın ardından buraya gerekli gelişmeyi sağlayacak bir yatırım yapılamadı. Temel problemimiz şu: Gazete fiyatları olması gerekenin çok altında. Gazeteleri bir güç olarak ellerinde tutanlar, gazete fiyatlarını arttırmayarak sektörü kontrol altında tutmak istediler. Ama birileri olaya bir dava nezdinde bakanlar çok büyük yatırım yapmadılar. Dolayısıyla belli ölçüde güdük kaldı. Bugün geldiğimiz nokta: 1 lira. Bu satış fiyatına denk. Bir de bunun dağıtım bedeli var.

Bugün olması gereken fiyata çıkarma şansımız yok. Böyle bir şey yaptığınızda kitleyi gazete almamaya itersiniz. Burada devreye internet gazeteleri giriyor. Televizyonların yayın hayatına başlaması gazetelerin satış rakamlarının aşağı düşmesinde makul bir sebepti. Şimdi internet ardından sosyal medya olayı başka bir boyuta getirdi.

CHP'Lİ BELEDİYELER İÇİN HİZMET ÖNEMLİ DEĞİL

Yerel seçimler için neler diyeceksiniz? Bu sistemin yeniden onaylanması mıdır?

Türkiye’de insanlar, mevcut tablodan ufak tefek şikayetleri olsa da büyük fotoğrafı görüp yola öyle devam edeceklerini düşünüyorum. İçinde yaşadığımız sürece baktığımızda ağırlıklı AK Partili belediyelerin olduğu yerlerde büyük bir memnuniyet var. CHP’li belediyelere baktığımızda büyük bir sıkıntı var. Misal İzmir. Hizmet amacıyla çalışan istisna CHP’li belediyeler de var. Hatta bu kişilere şöyle bir yakıştırma yapılıyor “ AK Partili bir belediye gibi çalışıyor”

AK Partili belediyeler hayata dokunan belediyelerdir. Ama CHP’li belediye ne olursa olsun kazanacağı yerler olduğu için misal sudaki arsenik olayını çözmesek de olur diyorlar. İzmir’de bir sürü problem var ama buradaki seçmen olaya ideolojik olarak bakıyorlar.

AK Parti’nin kuruluşundan bu yana bir özelliği de şu: Hem yerelde hem de merkezi hükümette güçlü. Aksi bir durumda birileri, yani seçimlerde eksik alınacak bir oy oranından sonra Cumhurbaşkanlığı sistemini tartışmaya açılır mı? Birileri gayret eder ama böyle bir vasat doğurmaz. Kazanımları gözden geçirmek, mevcut huzuru devam ettirmek en akil yoldur.

89 – 94 arası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış Nurettin Sözen’in geçmiş günlerde sayın Cumhurbaşkanımızın “İstanbul çöp dağları ve susuzlukla yaşayan bir şehirdi” sözlerine “Grevi olmayan bir şehirde yaşamaktansa çöp dağları olan bir şehirde yaşarım” sözleri aslında her şeyin özeti.

Sen madem yöneticisin ne grev olsun ne çöp dağları. AK Partili belediyelerde bir istikrar var. Yarın öbür gün bu zihniyet iş başına gelirse olacak olanları düşünün.

CHP'NİN MİLLETİN GÖNLÜNDEKİ İMAJI KÖTÜ

CHP adaylarının muhafazakar seçmen kitlesine oynamasına neler söyleyeceksiniz?

CHP’nin kendine has bir kaderi var. Bu millette CHP’nin kötü bir algısı var. Çünkü bu milletle bir kan uyuşmazlığı var. Çeşitli dönemlerde bazı işler yaptı. Ecevit’in yüzde 41 aldığı seçimlerde ‘ortanın solu, gardırop Atatürkçülüğü’ gibi sloganlarla milletin bir kısmının hoşuna gidecek sloganlarla bir mevzi kazandı ama bu bile tek başına iktidar olmasına yetmedi. CHP yüzde 25’e saplanmış durumda. Burada CHP’nin bu durumdan vazife çıkartanlar, çarşaflı insanlara rozet takmak gibi durumlara giriyorlar. Ya da Muharrem İnce’nin yaptığı gibi“ Ben her gün Cuma namazına giderim.” diyerek komik duruma düşüyorlar. İsmet İnönü Malatya’ya konuşma yapmaya gidiyor, çevresindekiler “Efendim Malatya halkı dindardır. Konuşmanızın arasında birkaç kez Allah deyin” diyorlar. O da konuşmayı yapıyor milletle veda ediyor. “ Efendim bir şey demediniz” diye söyleyince “ Giderken Allahaısmarladık” dedik ya diye cevap vermiş.

Şimdi CHP’de zannediyor ki, birkaç kişiye çarşaflıya rozet takmakla bu işi kamufle edeceğini sanıyor. Çünkü CHP samimi değil.

Bugün CHP’nin önde gelen isimlerinin dinle ne kadar alakası olduğunu herkes biliyor.

KİMSE BU TOPLUMU BÖLEMEZ

Toplumsal kutuplaşmanın kasıtlı olarak kaşındığını düşünüyor musunuz?

Türkiye’nin 1960’tan beri birtakım denemeler yaptılar. Türkiye’yi bilmeden sadece kağıt üzerinden okuyanların, bu milletin birlikte yaşama algısını bilmiyorlar. Onlar şöyle bakıyor: Bir mahallede bir zengin ve fakir varsa ben burayı bozarım. Ya da Alevi var Sünni var. Ben burayı karıştırırım. Ama bilmiyor ki bu millet bir arada yaşamayı seviyor. İnsanımızın tamamı kimin ne yapmak istediğinin farkında.

ESKİ DEVİR GEÇTİ

Metin Akpınar ve Müjdat Gezen olayında asıl mesele kaybettikleri konfor mu? Yani kendi sosyo – ekonomik sınıfları mı? Bütün saldırganlıkları bu yüzden mi?

Yaşadıkları bir alan var. Bu yönde çok ciddi kayıpları var. Eski Türkiye’de bu tür insanların çok iyi ağırlandığı yerdi. O devir geçti. Eskiyle bugünü kıyaslandığında ‘hey gidi günler’ diyorlar. Bunun da getirdiği ciddi bir travma var. Demokrasi falan diyorlar. Ama demokrasi iyi bir şey ama benim dediklerim olursa.

KAYNAK: HABER7

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler