Devlet ve hükümetler, yaratılmışların en şereflisi olan insana hizmet etmek, güvenliğini sağlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere meydana getirilmiştir. Kamu Denetçiliği Kurumu olan Ombudsmanlık'da vergisini veren, yasalara bağlı olan her vatandaşın kamu kurum ve kuruluşlarında karşılaştığı zorluk ve sıkıntılarının giderilmesi için tesis edilmiş bir kurumdur. Ombudsmanlık, yani Kamu Denetçiliği, idari mekanizmaları vatandaş adına sorgulayan bir yapıya sahiptir. Bu özelliği nedeniyle de dünyada hızla yayılan ve kabul gören bir denetim aracıdır.
Ombudsmanlık kurumunun resmi olarak İsveç'te başladığı kabul edilsede, esasında ilk örnekleri İslam toplumlarına dayanır. Çünkü benzer uygulamalar ikinci Halife olan Hz. Ömer tarafından oluşturulup devam ettirilmiştir. Ombudsmanlık tarihçesi Osmanlı Devleti'ne de uzanır. Osmanlı zamanında halkın idareye yönelik şikayetlerini incelemek üzere, "Kadıûl-Kudat" adıyla özel görevli bir kadı (hâkim) tayin edilmiştir. Türkiye'de ise, Avrupa Birliği Uyum Müktesebatı çerçevesinde, anayasal bir kurum olarak 2012 yılında kurulmuştur. Dolayısıyla yaklaşık 5 yıldır faaliyet gösteren kurumun, işlerlik kazandırıldığı takdirde faydaları saymakla bitmez.
Bağımsız ve tarafsız olması, bireysel başvuruya imkan vermesi, geniş bir inceleme, araştırma, soruşturma ve denetleme yetkisi ile donatılmış olması, kurumun ne kadar ayrıcalıklı olduğunu göstermektedir. Yurttaş ile yönetim arasında bir çeşit hakem rolü oynayan, vatandaşın şikayeti üzerine işlem başlatan, onlar adına hareket eden, haklarını koruyan, düzeltici önerilerde bulunan, raporlayan, elde ettiği bulguları açıklayan ve tüm bunları sonuçlandıran özerk bir anayasal kurumdur.
Hukuka uygunluk ve yerindelik denetimi yapmaya, işlem ve eylemleri eleştirmeye, ilgililerle görüşmeye tam yetkilidir. Yönetilenleri, idarenin hukuka aykırı fiillerine karşı korumayı ve sakıncalı ve mahzurlu yönetim uygulamalarını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. İnsan haklarını geliştirmek, kamu bürokrasisini denetlemek, kötü kamu yönetimine karşı bireysel yakınmaları gidermek gibi geniş bir yetki alanı vardır.
Kamu Denetçisi'ne, ek bir maliyet olmadan, masrafsızca, kolayca, doğrudan ulaşılabilir. Başvuru için şikayetin nedenini ve ilgili dokümanları içeren bir e-mail, telefon veya mektup, yahut ikamet edilen yer ilçe ise kaymakamlığa, vilayet ise valiliğe şahsen gitmek yeterlidir. Hızlı işleyen, aşırı formalitelere bağlı olmayan, mahkemeye gitmeye, avukat bulmaya ihtiyaç duyulmayan bir organdır. Seçilen Ombudsmanlar yüksek düzeyde profesyonel yetkinlik içinde görevlerini yaparlar. Klasik Ombudsman, idarenin dışındadır belki ama çalışması bakımından yasama ve yürütmeden bağımsızdır. Fakat bağlayıcı karar alma ve yaptırım yetkisi yoktur. Bu durum, Ombudsmanları yargı organlarından ayıran en temel özelliğidir.
Kurumun haksız telakki edilen bir eylem veya işlemi re'sen ortadan kaldırması veya geçersiz kılması mümkün değildir. Ayrıca vereceği kararlar icrai değil istişari mahiyettedir. Bu anlamda hukuki bağlayıcılığı yoktur. Fakat idare üzerinde çok önemli etkileri vardır, kararlarına idare genellikle uyar ve son derece dikkate alır.
Klasik anlamda devlet kurumları, yerel yönetimler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kamu görevi gören tüm diğer kuruluşlar Ombudsman'ın yetki alanı kapsamındadır.
Ombudsmanların genelde inceledikleri husus; "kötü yönetim" olgusudur. Kötü yönetim kavramından anlaşılması gereken, genel olarak, önyargılı, taraflı davranmak, ihmal, liyakatsizlik, ehliyetsizlik, gecikme, bilgisizlik, kötü muamele, kötü niyet, keyfi, yersiz tutum ve davranışlar, mobbinge maruz kalmak, kamu menfaatini hiçe sayan veya keyfi davranan personelin tutum ve davranışlarından dolayı meydana gelen mağduriyetin ivedilikli olarak giderilmesi için vatandaşın lehinde çalışmaktır.
Ombudsman vatandaşla idare arasında bir taraf değildir. Yapılan şikayetlerde halkın avukatı veya kamu idaresini otomatik olarak suçlayan veya bunu ispatlamaya çalışan bir kurum da değildir. Temel amacı; doğrunun, adaletin, hukukun gerçekleşmesini sağlamaktır. Vatandaşla birey arasında tarafsız olarak görev üstlenen arabulucu bir kurumdur.
Günümüzde gittikçe artan ve karmaşık bir yapıya bürünen kamusal hizmetlerin sunumunda zaman zaman aksamalar olmakta, hukuka aykırı işlemler meydana gelebilmektedir. Kamusal hizmetlerin etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirilebilmesi için denetim mekanizmalarından yararlanılmaktadır. Kamu yönetimlerinin denetlenmesi çoğunlukla idari, yargısal, denetimleri kapsamakla birlikte bütün bu yöntemlerin dışında çağdaş bir denetim aracı olan Ombudsmanlık önemli bir işlev görmektedir. Çünkü vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin kamu idarelerine karşı korunması ve güvence altına alınması da günümüz demokratik toplumlarının temel özelliklerindendir.
Ülkemizde tarafsızlığı ve bağımsızlığı güvence altına alınan ve sağlıklı bir şekilde yürüyen Kamu Denetçiliği Kurumu; vatandaşları hakkını aramaya yönelterek, yargının diğer denetim mekanizmalarının üstündeki yükünü önemli ölçüde azaltacaktır. Denetime tabi tutulacağını bilen idare, işlem ve davranışlarında daha dikkatli olacaktır.
Devlet yönetiminde görev alanların bir kısmının yetki ve olanakları sonuna kadar kullandığı, görev ve sorumluluklarını ise zorunlu oldukça hatırladıkları bir gerçektir. Başka bir gerçek ise halkımızın, devleti ve memurlarını şikayet etmek, onlar karşısında hak aramak gibi toplumsal kültürümüzde yerleşik bir davranış şeklinin olmadığı hakikatidir. Kuruma önyargıyla yaklaşanlar, Türkiye'de hak arama kültürünün yeterince oluşmadığı, dolayısıyla Ombudsmanlık kurumunun bu nedenle yeterince gelişemeyeceği hipotezini öne sürebilirler. Bu paradoksal sorundan kurtulmanın yolu da, toplumda hak aramanın bir görev ve sorumluluk olduğu bilincinin yaygınlaştırılmasıyla aşılabileceğinin bilinmesidir.
Kamu Denetçiliği Kurumu, Türk toplumunun idareye olumsuz bakışına set çekebilecek, verimliliği artıracak, kötü yönetimi önlemeye katkı sağlayacak, kalite anlayışı ve verilen hizmet standartlarını yükseltecek, yönetime halkın desteğini sağlayacak ve toplumsal barışın tesis edilmesine önemli katkılar sunacak olan önemli bir kurumdur.
Kamu Denetçiliği Kurumu'nu mucizevi bir kurtarıcı olarak nitelendirmek de sağlıklı olmayacaktır. Çünkü mevcut denetim mekanizmalarına alternatif bir yönü yoktur. Bilakis ek bir denetim mekanizmasıdır. Bireylerin hâkime değil, hakeme giderek sorunların çözümüne katkı sağlayan, mahkemelerin dava ve dosya yükünü hafifleten bir kurumdur. Çözümü daha hızlı ve daha az bürokrasi yoğunluğu olan yönü vardır.
Bu kurumun vatandaşlar tarafından daha etkin kullanılabilmesi için tanıtılması büyük öneme haizdir. Türkiye için hala yeterince tanınmamış ve üzerinde yeterince tartışma yapılmamış bir kurumdur. Kurumla ilgili haberlerin medyada daha fazla yer alması ve bilgilendirme amaçlı yayın içerikleri, kurumun her kesim tarafından tanınması bakımından önemlidir. Farkındalığın artması, Ombudsmanlık ile ilgili bilincin ve duyarlılığın artmasına ve Ombudsmanlığın etkin bir denetim metodu olarak kullanılmasına vesile olacaktır.
Bu bağlamda Ombudsmanlık kurumunu kurmak işin en kolay olan tarafıdır. Zor olan yönü ise, onu işlevsel kılmak, taleplerle çalışır hale getirmek, faydalanmayı istemek, bunun için gerekli koşulları oluşturmaktır. Stratejik olarak çok yararlar sağlayan bu kuruluşun hem gücünün artırılması, hem de kullanılmasının yaygınlaştırılması son derece önemlidir.
Güngör Gökdağ