...

Devlet Bahçeli: Almanya'nın yolu yol değildir

Yorum Materials 7 Mart 2017 12:49 (UTC +04:00)

Trend takip edin

Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu Bahçeli konuşmasında MHP'nin neden 16 Nisan'da evet diyeceğini açıkladı. Ardından Almanya ile yaşanan krize geçen Bahçeli "Almanya'nın yolu yol değildir. Almanya Hayır cephesinde yerini almıştır da bizim haberimiz mi olmamıştır. PKK ile yatıp FETÖ ile mi kalmıştır' diye konuştur.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Almanya’daki toplantılarına izin verilmemesine ilişkin olarak “Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz. Müslüman Türk’e karşı olan nefret salgınını neye yoralım. Hala mı Haçlılar devrede? Almanya neden rahatsız olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti’nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi gerekçeye dayanarak engellenmiştir? Alman bakanlar, AKP’li vekil ve bakanların konuşmasını engelliyorsa biz bunu Türk düşmanlığı sayar, Kandil’in yetkilerinin Berlin’e devredildiğini söyleriz” diye konuştu.

Suriye’de devam eden Fırat Kalkanı harekâtını değerlendiren MHP lideri Bahçeli, Fırat Kalkanı harekatı, Türkiye için beka meselesidir. Parti olarak Suriye ve Irak’taki tarihsel haklarımızla birlikte, topraklarımızın bütünlüğünü savunan askeri kararlara gönülden destek vereceğimiz herkes tarafından bilinmelidir” dedi. Bahçeli, ABD’nin Menbiç’te bulunan Kürt güçlerini desteklemesini eleştirirken “ABD’nin bunca ikaza rağmen, hala YPG ve PYD’li teröristlere silah vermesi, kovboy aymazlığıdır” ifadesini kullandı.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan MHP lideri Bahçeli “Toplumsal benliğimiz ne yazık ki kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadınlık arasında kalmıştır. Eğer kadına şiddet varsa medenilik ya yok, ya da tartışmalıdır. Kadın cinayetlere maruz kalıyorsa, ilkel dürtüler, toplumsal huzuru iliklerine kadar sömürüyor demektir” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

“Kadın her alanda olmalıdır. Türk kadını yeterli ve istenilen ölçülerde değillerse de hayatın merkezinde bulunarak sosyal ve siyasal faaliyetlere katılmıştır. Mesele siyasete gelince, sadece milletvekili seçilmeleri ve Meclis albümünde güler yüzle poz vermeleri adet haline gelmiştir. Kadın demokrasinin en aktif yüzüdür. Siyasal temsilin her kademe ve karesinde yer almasının önünde suni engeller dışında hiçbir mahsur yoktur. Demokrasinin uygulanmasını ve gelişmesini engelleyen unsurlar ile kadın haklarını ihlal eden hususlar aynıdır. Maalesef Türk kadını ihmallere mahkumdur. Bu bizi son derecede rahatsız etmektedir. Tüm önlemlere rağmen kadına şiddetin hala durdurulamamış olması büyük bir kayıptır.

“Toplumsal benliğimiz kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadınlık arasında kalmıştır”

“Toplumsal benliğimiz ne yazık ki kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadınlık arasında kalmıştır. Eğer kadına şiddet varsa medenilik ya yok, ya da tartışmalıdır. Kadın cinayetlere maruz kalıyorsa, ilkel dürtüler, toplumsal huzuru iliklerine kadar sömürüyor demektir. Şiddet sükun ederken kadınların feryadı insanlığın utanç çığlığıdır. Ülkemiz tarafından imzalanan ve onaylanan, 1 Ağustos 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’ne göre, kadına şiddet insan hakları ihlalidir. Diyoruz ki; kadına şiddet dursun, aileler huzurla buluşsun. Kadına uzanan eller kırılsın, adalet yerini bulsun.

“MHP, kökeni ve anasının dili ne olursa olsun şerefli Türk kadının her zaman destekçisi olacaktır. Bu vesileyle aramızda bulunan saygıdeğer hanımefendiler başta olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart dünya kadınlar gününü kutluyorum. Hepsine ebedi saadetler diliyorum.

“Muhterem arkadaşlar, siyasi ve fikri mücadelemizde milli bekanın savunulması ayrı bir öneme sahiptir. Bizim için beka, varlığımızın kilididir. Bizim için beka, Türk milleti, Türk devletidir. Bekasız bağımsızlık olamayacağı gibi, geleceğe ulaşmak da mümkün değildir. Geçmişte defalarca bu konudaki kaygılarımızı Türk milletiyle paylaşmıştık. Partimizin arşiv kayıtları, milli beka ile görüşlerimizi saklı tutmaktadır.

“Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır, Londra kaosa yatacaktır”

“Beka oyuncak değildir. Oyun değildir. Şaka değildir. Şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla bırakılamayacaktır. İşte, bu sebeple, işte bundan dolayı 16 Nisan’da Türklüğün bekası için “Evet” diyeceğiz. Şöyle bir etrafınıza bakınız, komşu coğrafyalar devrilmekte, küresel cinayet şebekesi kanlı operasyonlarını taşeronların eliyle icra ediyorlar. Etnik ve mezhep volkanında birbirine kırdırılmaktadır. Senaryo başarısızdır, hedef alçaktır. Türkiye direndi, milli birlik ruhuyla tuzakları göğüslediği için saldırıların yöntemleri farklılaşmaktadır. Türk milleti kenetlenmiş halde bütün haysiyetsiz akınları bozguna uğratmaya muktedirdir. Tarihte, bugünden daha kötü günler yaşadık. Daha çileli günleri mücadelemizi diri tutarak aştık. Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır. Türkiye kaybederse Londra kaosa yatacaktır. Batı başkentlerinde yıllarca terör örgütleri barınabildi. Terörizm Almanya’da takdir edildi. Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz. Müslüman Türk’e karşı olan nefret salgınını neye yoralım. Hala mı Haçlılar devrede? Geçen haftadan bu tarafa Almanya, Hollanda ve Avusturya’dan hazımsızlığın daniskası demek olan Türkiye aleyhtarı kararlar birbirini izlemektedir. Avrupa’nın fikir ve tercihlerini yansıtması en doğal hakkıdır. Mesela Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızı referandumla ilgili bilgilendirmek siyasi partilerin olması gereken faaliyetlerindendir. Almanya neden rahatsız olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti’nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi gerekçeye dayanarak engellenmiştir? Alman bakanlar, AKP’li vekil ve bakanların konuşmasını engelliyorsa biz bunu Türk düşmanlığı sayar, Kandil’in yetkilerinin Berlin’e devredildiğini söyleriz. Adalet Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı’nın vatandaşımızla buluşmasını kösteklemenin başka bir izahı olamayacaktır. Almanya, “Hayır” cephesinde yerini almıştır da bizim mi haberimiz olmamıştır? Almanya örtülü faaliyetler içerisindedir. PKK ile yatıp, FETÖ ile kalkmaktadır. Koynunda mehmetçik katillerini barındıranlar, maskeli vandallardır. Avrupa dinde Hristiyan, hukukta Roma’ya kökten bağlıdır. Bu nedenle Müslüman Türklere asırlardır kötü bakmakta, parçalamak için fırsat kollamaktadır.

“Yolu bulunamayacaksa Almanya kendi bilecek, kendi düşen ağlamayacaktır”

Almanya’nın yolu yol değildir. Acilen dönmelidir. Bu söz, Türkiye’ye şaşı bakan diğer ülkeler için de geçerlidir. Bizim gurbet ellerde vatandaşlarımız vardır, vatanları için söyleyecekleri vardır. Buna mani olmak, demokrasi ve hukuku yok saymaktır. Buna hoşgörüyle yaklaşmamız akla ve mantığa aykırıdır. Kardeşlerimizin gelişmelerden rahatsız oldukları açıktır. Türk kardeşlerimiz umuyorum ki Alman siyasetine dahil olacaklar, tepki ve eleştirilerini göstereceklerdir. Tüm dünya aklında tutsun, Türk milleti birdir. Türkiye düşmanca tutum ve davranışlara karşı tek yürek, tek sestir. Türk devleti, Türk hükümeti yalnız değildir. 80 milyon Türk vatandaşı, yabancı ülkelerde iftiharımız olan kardeşlerimizle birlikte Türkiye’nin hakkını, hukukunu savunacak azimdedir. Almanya Başbakanı yanlıştan dönüş yaparak, gerilimi artıracak eylem ve davranışlardan kaçınmalıdır. Yolu bulunamayacaksa Almanya kendi bilecek, kendi düşen ağlamayacaktır. Yeri gelirse kendi yolumuzu kendimiz çizer, kendi söküğümüzü kendimiz dikeriz.

“ABD’nin YPG ve PYD’li teröristlere silah vermesi, kovboy aymazlığıdır”

“Fırat Kalkanı harekatının yeni hedefinin Menbiç olduğu bilinmektedir. Böylesi bir dönemde ABD’nin Membiç’te bulunan YPG ve PYD’li teröristlere ağır silah ve zırhlı araç yardımında bulunması iyi niyetle değerlendirilemeyecektir. ABD’nin bunca ikaza rağmen, hala YPG ve PYD’li teröristlere silah vermesi, kovboy aymazlığıdır. ABD’nin Türkiye’den Rakka operasyonu için destek mi istediği, yoksa YPG ve PYD’li teröristlerin de operasyonda bulunması için ikna etmeye mi çalıştığı belli değildir.

“Türkiye, sınırlarının ötesinde hiçbir terör unsurlarının bulunmasına onay vermeyeceğine dair kararlılığını Fırat Kalkanı harekatı ile ortaya koymuşken. Bu azmin ayak oyunlarıyla bozulması dikkatlerimizden kaçmamıştır. Sınırlarımızın teröristlerden arındırılması ve Suriye’nin istikrara kavuşturulmasıdır. ABD’ye ait zırhlı araçlar Membiç’in kuzeyinde görüntülenmiştir. Hatta bu araçlardan kimileri terk edilen Süleyman Şah Türbesi’nin etrafında da görüntülenmiştir. Bu haberlerin yayılmasıyla kamuoyu tepkisi oluşmaya başlamıştır. Geçen günlerde de eski ABD büyükelçisi bir gazeteye verdiği röportajında ‘Nasıl ki El Bab’ı aldıysanız biz de Membiç’i aldık’ demiştir. Membiç’te yaşanan son örnek ABD-Rusya arasındaki gel-gitli ama saman altından yürütülen ilişkileri de gözler önüne sermiştir. Görüntüde birbirine zıt olan bu ülkenin, PYD konusunda birleştiği biliniyorken, bunun ortaklığa dönüştürülmesine ilk kez şahitlik edilmiştir.

“CHP ve ülkücü katili aydınlıkçıların varlığı her şeyden önce hazır bir dönme ve devrilme halidir”

“Bütün bu gelişmelere ilave olarak, IŞİD ile mücadeleyi hızlandırmak adına ABD Savunma Bakanlığı tarafından oluşturulan planın, sadece askeri değil küresel bir plan olduğu duyurulmuştur. Bugüne kadar ısrarla IŞİD’e odaklanması gerektiğini söyleyen ABD’nin çerçeve genişletmesinin arkasında ne yatmaktadır? Büyük Ortadoğu projesi, yeniden ısıtılıp gündeme mi getirilmektedir? Kuşkusuz ki, böyle bir dönem içerisinde öncelikle ve acil olan en temel gelişme ABD’nin Suriye’de ilan edilmesini öngördüğü güvenli bölgelerdir. Güvenli bölgelerin nasıl tesis edileceği, kimler tarafından finanse edileceği önemli olan bir başka meseledir. Fırat Kalkanı harekatı, Türkiye için beka meselesidir. Parti olarak Suriye ve Irak’taki tarihsel haklarımızla birlikte, topraklarımızın bütünlüğünü savunan askeri kararlara gönülden destek vereceğimiz herkes tarafından bilinmelidir.

“Milli Savunma Bakanı’nın söyledikleri PYD ve IŞİD’in birlikteliğine atıf yapması ibretliktir. İnsanı ahlaklı klan temel duygu hayadır. Yani utanmanın ölçüsüdür. Hayasız pazara çıkmışların, hayırsızlıkları dille düşmüşlerin 16 Nisan’daki referandumla ilgili çarpık iddiaları gözümüzden kaçmamaktadır. At görse aksayan, su görse susayan ama üç hüdayı görünce kabuslar gören kripto elemanlar, iş birlikçi piyonlar, hezeyanlar bataklığında çırpınmaktadır. Bunların ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Ancak kuru kuruya toplanan, içimizden dışımızdan bizi taşlayanlar eninde sonunda kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir. Avara kasnak gibi fırıl fırıl dönüp bir türlü durmayan, kendi kısır gündemlerinde sürekli bocalayanlar için milli iradenin demir yumruğu sandık başında beklemektedir. Beş benzemezin bir araya geldiği Hayır koalisyonuna kan ter içinde son anda yetişen CHP ve ülkücü katili aydınlıkçıların varlığı her şeyden önce hazır bir dönme ve devrilme halidir.

“Bazı kokuşmuşlar, 16 Nisan’dan sonra MHP bitecek diyorlar. Bre densizler, bu lafları size kim öğretiyor. Şuurlarını aldırmış zübüdükzadelerin gönüllerinden zannediyorum böyle geçiyor. MHP fedakar ve asil Türk milletinin namusuna emanet edilmiş Ötüken sancağı ve ilelebet yaşayan Türklüğün ana ve atar damarıdır.

“Bre densizler, şuurlarını aldırmış zübüdükzadeler!..”

“Önü kapatılmakla MHP’yi içten içe yıkıp, taarruz eden kaçak ve korkakların fitne fesadına kanacak asla yoktur. Bunlar nereye giderlerse gitsiner, husutmetin çıban başları olacaktır.
Bedbahtların siyasi milatları 16 Nisan’da dolacaktır. MHP teslim olmayacaktır. MHP, 16 Nisan’da demokrasi arenasında millet için evet, devlet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyecektir. Korkakların saltanat hesaplarını bozacağız. Evet, sözdür, yemindir, vazgeçilmeyecektir. Evet, Türkiye Cumhuriyeti’dir. FETÖ’ye, PKK’ya, DHKP-C ve Haçlı kafilesinin yüzüne milli ve yerli şamar, ‘evet’ ile vurulacaktır. Mustafa Kemal’in partisi olduğunu söyleyen ama tarihi ile çelişen yüz karası CHP’ye ‘evet’ oyları bir derstir.”

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler