Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası
AK Parti Adana Milletvekili, Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Prof.Dr. Necdet Ünüvar, Hocalı Soykırımı’nın 25. yıldönümüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye ve Azerbaycan dost ve kardeş bir ülke olarak, et ile tırnak gibi, birbirine sımsıkı bağlı iki devlet olduğunu ifade eden Ünüvar, “Dostluk ve kardeşlik sadece sevinçlerde belli olmaz, acılarda da belli olur. Hocalı bizim ortak acımızdır.” dedi
Milletvekili Ünüvar’ın açıklamaları:
Hocalı katliamını dünya defalarca yazdı ama uluslararası toplum okumadı. Bizler yazmaya devam edeceğiz. İsteyen okumasın. Hocalı katliamını ayrıntıları ile gösteren fotoğraflar ve video kayıtları olmasına rağmen uluslararası toplum görmezlikten geliyor. Onlar istediği kadar görmezlikten gelsin, biz o fotoğrafları o video kayıtlarını göstermeye devam edeceğiz. İsteyen görmesin.
Hocalı, tam yirmi beş yıl önce, 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece yaşanan çok vahşi bir hadisedir. İnsan Hakları İzleme Komitesine göre ise 20'nci yüzyılda yaşanan en büyük katliamdır.
Hocalı, stratejik açıdan son derece önemli askerî bir hedefti ve bölgedeki tek havaalanına sahipti. Bu sebeple 1990 yılının ilk aylarından itibaren Ermeniler tarafından bölgedeki Azerbaycanlılar sürekli saldırıya uğramaya başladı. 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gece Hocalı'ya ulaşan Ermeni kuvvetleri maalesef 613'ü kesin olmak üzere yaklaşık 1.300 civarında Azerbaycan Türk’ün katletti. Hocalı ’da katledilenler sadece Azerbaycan Türk'ü de değildi. Ahıska Türkleri ve diğer Müslüman unsurlar da katledildi.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesi ile Hocalı katliamı, tüm insanlığın dersler çıkartması, yaşanan trajediye ilişkin bir vicdan muhasebesi yapması gereken önemli bir olaydır.
Tam yirmi beş yıldır Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si esir konumunda. Tam 1 milyonun üzerinde Azerbaycanlı kaçkın veya göçkün şeklinde Azerbaycan'ın değişik şehirlerinde yaşamak durumunda.
Peki, dünya bir şey yapıyor mu? Dünya maalesef hiç bir şey yapmıyor. AGİT'e bağlı Minsk Grubu kuruldu ve Minsk Grubunun asıl çözmesi gereken problem Dağlık Karabağ ve Hocalı'nın da içinde bulunduğu şehirlerle ilgili yaşanan problemler ama maalesef, yıllardır Minsk Grubu sadece havanda su dövüyor. Sorunu bildikleri hâlde çözmek istemiyorlar.
Ermenistan tarafından çeyrek asırdır işgal altında tutulan Dağlık Karabağ bölgesinde 20 Şubat 2017 tarihinde yine Ermenistan tarafından anayasal değişikliklere ilişkin bir referandumun yapıldığı duyuruldu. Söz konusu referandumun uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) prensiplerini ihlal ettiği açıkça ortadadır.
Bölgedeki işgali kalıcı hale getirmek için yapılan bu eylem, barışçıl kalıcı çözümlere temelinden zarar verebileceğinin ve bu referandumun sonuçlarının asla Türkiye tarafından tanınmayacak ve art niyetli bir tahrik eylemi olarak nitelendirileceği ortadadır.
Güney Kafkasya'da bir barış ortamının, ikliminin doğması için de Dağlık Karabağ'ın mutlaka özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Daima mazlumun ve mağdurun yanında olan bir ülkenin temsilcisi olarak da Hocalı'da hayatını kaybeden din kardeşlerimizin, soydaşlarımızın makamının cennet olmasını diliyor, onlara Fatihalar gönderiyoruz.