...

Kılıçdaroğlu: Seçimle gelenin seçimle gitmesini savunacaksınız

Yorum Materials 4 Kasım 2016 12:43 (UTC +04:00)

Trend takip edin

Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası

CHP'den HDP'ye yapılan operasyona tepki geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gözaltına alınan HDP milltvekilleri ve Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarlarıyla ilgili olarak, "Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz" diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yerelde Kalkınma faaliyetlerinin anlatılacağı Yerel Yönetimler Toplantısı'nda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle: "Egemenlik Saray’a hapsedilmek isteniyor. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. En somut örnek, hayatları boyunca CHP lehine tek cümle kurmayan pek çok gazeteciyi bizim dışımızda savunan neredeyse yok. Niçin? Çünkü biz demokrasiyi, düşence özgürlüğünü savunuyoruz. Demokrasiyi savunuyorsanız, seçimle gelenin seçimle gitmesini savunacaksınız. Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır. Seçimle gelenleri ben yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, mafya yöntemleriyle susturacağım onları derseniz o ülkeye barışı asla getiremezsiniz. Efendim terörle mücadele ediyoruz… Elbette ki her ülke terörle mücadele etmek durumundadır. Elbette ki terör bir insanlık suçudur. Elbette ki teröre hep birlikte siyasi görüşümüz ne olursa olsun, dur demek zorundayız. Terörle mücadelenin akılla ve mantıkla yapılması lazım. Nasıl devleti bilgiyle erdemle yönetecekseniz, sağduyu ile yönetecekseniz terörle mücadeleyi de aynı şekilde yapmak zorundasınız. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz. Açık ve net söylüyorum. Musul’a Rakka’ya gideceğiz diyorlar. İyi gidin, bir sorun sormak istiyorum. Burnunuzun dibinde kandilvar, neden bir şey yapmıyorsunuz? Çok açık ve net söylüyorum. Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Nereye gittiğimizi kimse bilmiyor.

'HALKIN DOĞAL OLARAK DİRENME HAKKI VAR'

Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’nin Ortadoğu'nun karanlık bir ülkesi olmasını istiyorlar. Kanın gözyaşının aktığı bir Ortadoğu ülkesi. İzlenen politikalar da adım adım bu politikalara gidildiğini gösteriyor. Neden illa başkanlık diyorlar? Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar. Eğitim mi, onun istediği olacak. Kadın erkek eşitliği, onun istediği gibi olacak. Yasalar, onun istediği gibi olacak. 21’nci yüzyıldan söz ediyorum, 19’uncu yüzyıldan söz ediyorum ben. Elbette ki hepimiz yasalara hukuka uymak zorundayız. Gereğini yapmak zorundayız. Ama birileri hukuka uymazsa, hukuku çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. 15 Temmuz öncesi direnme hakkından söz ettiğimde hep birlikte ayağa kalktılar, ne demek direnme hakkı diye? Direnme hakkı, Alman Anayasası'nda vardır. Anayasaya konmuştur, niçin? Hitler’den örnek alınarak konulmuştur. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Aklı bali olmayanlara ülkeler teslim edilemez. Bilgisi olmayan insanlara ülkeler teslim edilemez. Basiretli davranmayanlara ülkeler teslim edilemez. Ön yargılarını öne koyup, düşüncelerin önüne set çekenlere ülkeler teslim edilemez. O neden kuvvetler ayrılığı, güçler ayrılığının sebebi budur.

TÜRKİYE ÇOK TEHLİKELİ BİR SÜRECİN İÇİNE SÜRÜKLENİYOR

Bütün bunların alt yapısı başkanlığı hazırlamak için düzenleniyor. Çok tehlikeli bir sürecin içine sürükleniyor Türkiye. Tarih tarih, Osmanlı Osmanlı diyorlar. Kardeşim Osmanlı diyorsan, parlamenter sistem 150 yıldır var zaten. Sen osmanlı’yı da bilmiyorsun, tarihi de bilmiyorsun. Ben sana neyi anlatacağım? Bir insan her şeyi bilmeyebilir, bilmemek ayıp değildir. Öğreneceksin. Dünya kadar saygın tarihçimiz var. Saygın tarihçiyi değil deli birisini getiriyor bana tarih öğret diye. Aklı bali olmayan birisini çağırmış danışmanım diye. Bütün AKP’li milletvekili kardeşlerime sesleniyorum. Benim duyduğum kaygıyı sizlerin de duyduğunu biliyorum. Aynı muamele size yapıldığında siz isyan ederdiniz. Geçmişte örneklerini gördük, o travmayı bu toplum hala atlatmış değildir. Siyasette kan davası güdülmez. Rahmetli Demirel’in dediği gibi siyasette 24 saat bile çok uzun bir süredir. Kan davasıyla bir ülke yönetilemez. Eğer sorgulanacaksa, ülkeyi şehirleri silah deposu haline getirenlere göz yumanlara hesap sorması lazım. Valilere kaymakamlara telefon edip, sakın bunlara dokunmayın diyen kimlerse onların yakalanması, sorgulanması lazım. Genelkurmay başkanları konuşuyorlar, FETÖ ile ilgili. Söyledik diyorlar, ama kulaklarını tıkadılar. Kavga ne zaman çıktı? 17-25’ten sonra çıktı. Ne için çıktı? Rant kavgasıdır arkadaşlar. Aynı menzile hedefe yürüyordu bunlar. Sen mi malı götüreceksin, ben mi malı götüreceğim… İkisi de dini kullanıyorlardı. Hiç kimsenin, özellikle CHP’li yol arkadaşlarıma sesleniyorum. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Bir kişi bile kalsak, mustafa kemal’in yolundan asla dönmeyeceğiz, böyle bir hakkımız yoktur. "

TANRIKULU: TBMM BİR KEZ DAHA BOMBALANDI

Sezgin Tanrıkulu Twitter hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi: CHP İstanbulMilletvekili, Sezgin Tanrıkulu'da Twitter'dan yaptığı açıklamada "Bu gece yapılan sadece darbe değil aynı zamanda ülkeyi bölme harekatıdır! TBMM bir kez daha bombalanmıştır."

'KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL'

CHP'li Ali Şeker, Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi: "15 Temmuz'da nasıl bir darbe vurulmak istendiyse, tekrar bir darbe daha vuruldu. Demokratik siyasetin kanallarının açılması gerekirken bu, Türkiye'nin şiddet sarmalına sürüklenmesi için yapılan bir provokasyondur. Milli irade dediklerinden sadece kendilerine verilen oyları anlayan, sadece kendisinin seçilmiş olduğunu düşünen AKP, diğer seçmenlerin oylarının kendileri düşüncülerine göre bir öneminin olmadığını gösteriyor. 6 milyon oy almış bir partiyi parlamento dışına sürüklemek adına bir çalışma içerisine girmiş durumdalar. Demokrasi adına bunu kabul etmek mümkün değil. Daha önce milletvekillerinin parlamentoda gözaltına alındığı süreçleri Türkiye yaşadı. Ve Türk demokrasisine bunlar bir ayıp olarak, bir leke olarak işlendi. Tekrar bu süreçleri yaşamak Türk demokrasisi açısından bir gerileme. Bunu kabul etmek mümkün değil. Sadece kendine demokrat bir anlayış Türkiye'nin geleceğini olumsuz etkileyecektir."

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler