Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gündeme dair soruları yanıtladı. On büyükelçinin hadsiz açıklamasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı üzerine sınır dışı işlemlerine başladık, Pazartesi Kabine'ye arz edecektik. Cumhurbaşkanımızın Eskişehir konuşmasından sonra panik daha da derinleşti. Hazırlıklarımızdan haberdar olan elçiler arasından bavullarını toplamaya başlayanlar olmuş" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CNN Türk'te gündeme dair açıklamalarda bulundu. Açıklamadan öne çıkanlar şöyle:
10 BÜYÜKELÇİ'NİN HADSİZ AÇIKLAMASI
Yapılan açıklama hangi açıdan bakarsanız bakın kabul edilemez bir açıklama. İnsanlar uluslararası platformlarda görüşlerini dile getirebilir, ancak diplomatların bunu yapmaları yanlış, ülkeye ve yargıya talimat verme amacıyla yaptılar. Hemen arkadaşlarımıza talimat verdim, 'Hepsini çağırın, hadlerini bildirin' dedim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı üzerine sınır dışı işlemlerine başladık, Pazartesi Kabine'ye arz edecektik. Cumhurbaşkanımızın Eskişehir konuşmasından sonra panik daha da derinleşti. Hazırlıklarımızdan haberdar olan elçiler arasından bavullarını toplamaya başlayanlar olmuş.
Açıklamanın arkasında Biden yok, Nordik ülkelerin önerileri sonucunda hazırlanmış bir metin. Bizim edindiğimiz bilgiye göre, genç diplomatlar tarafından hazırlanan açıklamaya onay vermişler. Bazıları açıklama için onay almış.
Osman Kavala Soros'un adamı, Gezi eylemleriyle meşru hükümeti devirmeyi amaçladı. FETÖ'nün de Gezi olayları içerisinde olduğunu görüyoruz, hangi ülke bunu kabul edebilir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını isteyen büyükelçilere tepki: Amaçlarının hukuk takibi olmadığını biliyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
'Bazı ülkelerin büyükelçilikleri tarafından yapılan hadsiz ve talihsiz açıklamayı aynı çerçevede değerlendiriyoruz. Bu açıklama doğrudan ülkemizin yargısını ve egemenlik haklarını hedef almıştır. Bu tavır yargı teşkilatımız, hakim, savcı, avukatlarımızla birlikte bir büyük hakarettir.
Anayasamızın 138.maddesinde 'Türk yargısında kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez.' deniliyor. Yasama, yürütme organlarımızın bile anayasa gereği işine karışmadığı yargımızın bir grup büyükelçinin hizaya çekmesine tahammül edemeyiz.
Dünyada zulümler, adaletsizlikler sergilenirken Türkiye'yi diline dolayanların amaçlarının hak, hukuk takibi olduğuna kimse bize diyemez. Cumhurbaşkanı olarak malum açıklamayı yapan büyükelçiler hususunda ülkem ve milletim adına ortaya koyduğumuz tavır bu sorumlu anlayışın tezahürüdür.
Niyetimiz asla kriz çıkarmak değil; ülkemizin onurunu, çıkarlarını, egemenlik haklarını korumaktır. Bugün aynı büyükelçiler tarafından yapılan yeni bir açıklamayla yargımıza ve ülkemize yönelik bühtandan geri dönülmüştür. Viyana Anlaşması 11. maddesine göre ülkemizin içişlerine karışmayacağı taahhüt edilmiştir. Bu büyükelçilerin daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz. Bu süreçte kimin ülkenin ve milletin yanında durduğunu, kimin de ellerin kılıcını çaldığını hep birlikte gördük.' dedi.
BİDEN-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
Görüşme teklifi ABD tarafından geldi. Öyle görünüyor ki bu görüşme Glasgow'da olacak, görüşme saati üzerinde çalışılıyor.
ABD, Türkiye'yi F-35 programından haksız yere çıkardı, gerekçesi de S-400. F-35 uçaklarının alımı için ödeme yapıldı ancak henüz bize uçak teslim edilmedi. Türkiye'nin ya F35 programına geri dönmesi lazım, ya da Türkiye'nin parasını ödediği F-35'lerin Türkiye'ye verilmesi lazım, bu da olmayacaksa paranın geri verilmesi lazım. CAATSA yaptırımında F-35 var, ancak yaptırım kapsamında olmayan birçok ürün var. Tabii burada esas olan silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacıdır. ABD'den bir heyet geldi, görüşmeler devam edecek.
ABD Kongresi'nin kararlarında Türkiye düşmanı lobilerin de etkili olduğunu görüyoruz. ABD yönetimleri Patriot'ları bize satmadı. Cumhurbaşkanımızın korumalarının basit silahlarına bile izin vermediler. Biz de ihtiyaçlarımız doğrultusunda başka kaynaklara yöneldik. Amerikan yönetimi kararlı durursa kongreyi etkiler.
Türkiye hiçbir zaman çaresiz kalmamıştır. Şu anda ihtiyacının yüzde 70'inden fazlasını üretiyor. Bir ülkeden herhangi bir engel çıktığı zaman başka alternatiflere döner. Alternatiflerimiz var. Eğer ABD bu sorunları çözmek istemezse ya da Kongre bunu engellerse Su-35 ve Su-57 dahil diğer seçenekler devreye girer.
DOĞU AKDENİZ GERİLİMİ
Doğu Akdeniz'de hakkımızı yedirmeyiz. Yunanistan Dışişleri Bakanı çocuk gibi ağlayıp duruyor. Günde en az 5 kişiye ağlamazsa, Türkiye'yi şikayet etmezse olmaz. Bu aşağılık kompleksinden, korkudan kaynaklanan bir tavır.
Şu an 3 sondaj gemimiz Karadeniz'de odaklandılar. Filomuzu da ihtiyaca göre geliştireceğiz. Laf olsun diye değil, derdimiz gövde gösterisi de değil. Kıta sahanlığımızı koruyoruz. Bu sınırlarda ne varsa arkadaşlarımız da çalışmalarını sürdürüyor.
SURİYE'YE YENİ HAREKAT OLACAK MI?
Askeri çözümle Suriye'ye çözüm gelmez, rejimin muhalefetle bir araya gelerek müzakerelere başlaması gerekiyor. Biz bir söz verdiğimizde gereğini yaparız, ancak Rusya ve ABD sözlerinde durmadı.
Ayrıca Cumhurbaşkanımızın sözünü hatırlatmak isterim: Bir gece ansızın gelebiliriz.
Önceki tezkereye 'içimiz yana yana evet diyeceğiz' diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu HDP'nin çağrısı sonrası 'hayır' kararı aldı
HDP Eş Başkanı Mithat Sancar'ın geçtiğimiz günlerde Suriye tezkeresine 'hayır' deyin çağrısı, CHP'den karşılık buldu. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Suriye'ye sınır ötesi operasyonlar için istenen 2 yıllık tezkereye hayır oyu vereceklerini açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki yıl önce tezkere için 'İçimiz yana yana evet diyeceğiz' çıkışında bulunmuştu.
CHP'NİN TEZKEREYE 'HAYIR' OYU VERMESİ
CHP'nin yaptığı açıklamanın hiçbir inanılır yönü yok. HDP böyle istedi, onlar da Hayır verdiler, buna gerekçe hazırlıyorlar. Bu tezkere kaç yıldır geliyor, daha önce niye bu argümanları kullanmadılar?
Biz hep söylüyoruz bize muhalefet edin ama ülkenin menfaatlerine muhalefet etmeyin. Bunlar hep ülkenin menfaatlerine muhalefet ediyorlar.