TBMM'de 15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Milletimiz 15 Temmuz'daki darbe girişiminde işgal teşebbüsünü engellemiştir. Kimse bu şanlı mücadeleyi önemsizleştiremez. Bu millet Türkiye'nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya göstermiştir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de 15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı'nda konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Ülkemizin bekası, milletimizin istiklali uğrunda can veren şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyorum. O gece özgürlüğüne vatanına, devletine, geleceğine sahip çıkan milletimin tüm fertlerine şükranlarımı sunuyorum.
Özgürlüğüne, ezanına, geleceğine sahip çıkan milletimin tüm fertlerine şükranlarımı sunuyorum. 15 Temmuz şehitleri Bedir'den Çanakkale'ye, terörle mücadeleden yurtdışı operasyonlarımıza tüm bunlarla birlikte batıla karşı yürütülen hak mücadelesinin günümüzdeki temsilcileridir. Her kim bunu gölgelemeye çalışıyorsa ülkesine, milletine ihanet ediyor demektir. Bu ülkenin sahibi vatan aşıklarıdır. Bu ülkenin sahibi eve erzak almaya değil devletimize sahip çıkmaya geldik diyen Batuhan'lardır. Daha 15 yaşındayken şehadet şerbeti içen Halil İbrahim Yıldırım'dır. Bu ülkenin sahibi yüreklerinde imanla hainlere meydanları dar eden cesur kadınlardır.
O gece yurdu yaşatmak için can veren kahramanların haklarını ödeyemeyiz. O gece tankları elleri ile durduran cesaret abidelerinin haklarını ödeyemeyiz.
Milletimiz 15 Temmuz'daki darbe girişiminde işgal teşebbüsünü engellemiştir. Kimse bu şanlı mücadeleyi önemsizleştiremez. Bu millet Türkiye'nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.
Siyasi fikirlerimiz hayata bakış açılarımız farklı olsa da hepimiz aynı toprağın insanıyız. Kökenlerimiz görüşlerimiz ayrı olsa da hepimiz ortak bir mazinin ve geleceğin sahipleriyiz. Her gün 5 defa semaya yükselen ezanlarımız birlik ve beraberliğin temsilidir.
Son bir buçuk yıldır dünya ile birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgını kaderimizin de bir olduğunu göstermiştir. Türk demokrasisinin bir daha böyle menfur saldırılara maruz kalmaması için sorumluluk sahiplerinin sorumsuzluk duygusuyla hareket etmemesi gerekiyor.