Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütüphane Söyleşileri projesi kapsamında gençlerle üçüncü kez bir araya geldi. Burada gençler tarafından kendisine yöneltilen sorulara yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul projesine ilişkin, "Kanal İstanbul için bir adım atmamız şart. İstanbul Boğazı çevre katliamı için her an bir tehdit. Biz bu projeyi muhalefetin insafına bırakamayız, bunlara (muhalefet) eyvallah edersek, hiçbir şeyi yapamayız." dedi. Muhalefetin YKS öncesi "Katarlı öğrencilere ücretsiz tıp eğitimi" yalanına da değinen Erdoğan, "Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye'nin uluslararası camiada itibarını bu denli yok etmeye çalışanlara da milletim gereken dersi verecektir." dedi. Marmara'daki müsilaj soruna da değinen Erdoğan, yerel yönetimleri sorumlu tutarak, "Şov yapmak uğruna kimsenin Marmara'nın geleceğiyle oynamaya hakkı yoktur. Kirliliğin en büyük nedeni temel atmama töreni gibi yaklaşımlarla devre dışı bırakılması bunlardan bir tanesidir" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Vakalar azalıyor vefat sayıları düşüyor olması güzel haber. Bunlarla birlikte biz de yatırımlar konusunda performansımızı yükselttiğimiz döneme girdik.
Kanal İstanbul projesi
Kanal İstanbul konusu aslında 11 yıllık bir proje. Benim İBB Başkanlığım döneminde attığımız bir adım. Kanal İstanbul için bir adım atmamız şart. İstanbul Boğazı çevre katliamı için her an bir tehdit. Özellikle de virajlar konusunda İstanbul'un bir özelliği var. Gemiler dümen kitlemesi sorunuyla karşı karşıya kalıp manevra yapamıyor. Biliyorsunuz Boğaz'da çokça kaza oluyor. Bir zamanlar bir Romen tankeri, Selimiye'de yangınla tehdit oluşturdu. 7 ay civarında o tanker orada yandı. Kandilli'de bir kuru yük gemisi sahile bindirdi. Biz buradan kendimize bir şey çıkarmayacak mıyız? Özellikle, yılda 45 bin geminin geçiş yaptığı İstanbul Boğazı'nın bu trafiği taşıması mümkün değil. 2050 yılında bu rakam 78 bini bulacak. Boğaz'ın güvenli gemi geçiş kapasitesi sadece 25 bin. Boğaz'ı kapatamayacağımıza göre, artan trafik için elimizdeki tek koz Kanal İstanbul.
500 bin kapasiteli Kanal İstanbul'un iki tarafına şehir kuralım dedik. Her iki tarafa bunu kurarken, projelendirme konusunda gayet kaliteli bir şehircilik anlayışı oluşturalım istedik. Örneğin Avcılar ilçesinde deprem konusunda sıkıntı var. Vatandaşlarımızı buraya deplase edelim, çözüm olarak gösterelim istiyoruz. Böylece hem bu tehditlerden hem de Kanal'ın iki tarafında yatay mimari ile zemin artı dört, beş katlı yapılanma düşünüyoruz.
11 ayrı üniversiteden 51 bilim insanıyla toplam 204 uzman burada görev yaptı. Bu görevin neticesinde de Kanal'ın uzunluğu 45 kilometre, genişliği minimum 275 metre, derinliği 20,7 metre olarak belirlendi. Etütler sonucu, Kanal İstanbul'dan geçişler Boğaz'a geçişler 13 kat daha güvenli olacak. İstanbul Boğazı'nda direnmemizin anlamı var mı?
Biz bu projeyi muhalefetin insafına bırakamayız. Bizim hedefimiz birinci derecede çevre tehdidinin ortadan kaldırılması, iki Allah korusun İstanbul'da yaşanmış o kazalardan büyük oranda tamamen kurtulmak, üç çok daha sağlıklı bir deniz trafiği sağlamak istiyoruz.
Limanlarla, marinalarla dünyada müstesna bir yeri olacak. Burayı parmakla gösterilir bir yer haline getireceğiz. Biz bunlara (muhalefet) eyvallah edersek, hiçbir şeyi yapamayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan paylaştı: Kanal İstanbul’un ülkemiz için ne kadar önemli bir proje olduğunu genç kardeşlerime anlattım
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından bu akşam yayınlanacak olan Kütüphane Söyleşi'nden bir video paylaştı.
Doktora öğrencisi bir genç, Kanal İstanbul'a dair bilgi almak isteyince, Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin önemini detaylıca anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, 'Bu akşam saat 9'da TV ortak yayınında tamamını izleyebileceğiniz Kütüphane Söyleşimizde genç bir kardeşim Kanalİstanbul'u sordu. Kanalİstanbul'un ülkemiz için ne kadar önemli bir proje olduğunu genç kardeşlerime şöyle anlattım...' ifadelerine yer verdi.
NATO Zirvesi'ndeki temaslar
NATO Zirvesi bizim için gerçekten çok çok anlamlıydı. Bu zirvenin içerisinde olan liderlerle de ben demeyi pek sevmem ancak en kıdemli lider bendim. 18 yıl geçti, her yıl birçok lider, siyasetten kopuyor ya da tekrar giremiyor. Biz milletin teveccühü sayesinde devam ettik.
Bir taraftan Fransa ile ilgili sayın Macron ile yaptığım görüşme vardı. Ardından Merkel ile görüşme oldu. İspanya, Danimarka, Hollanda başbakanları ile görüştüm. Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile de görüşmemiz oldu.
En son görüşmem ABD Başkanı Biden ile oldu. Başarılı geçen bir görüşme oldu.
"Sosyal medya belediyeciliği" açıklaması
Bizim hedefimiz "gönül belediyeciliği" iddiasıdır. Biz ona talibiz. Sosyal medya belediyeciliğiyle bizim vatandaşı kandırmamıza gerek yok. Tepeden bakan bir siyaset anlayışı olmayacak. Tevazuda Mevlana'nın ifadesiyle toprak gibi olacak. Siyasette yalan varsa, bizim buna prim vermemiz lazım.
"Katarlı öğrencilere sınavsız tıp eğitimi" yalanı
Bu ara bir yalan çıktı. Katar öğrencilerini bize gönderiyormuş. Tam da YKS'den bir gün önce oluyor. Katarlı öğrencileri sınavsız şekilde tıp fakültelerine alıyormuşuz. Böyle bir şey olabilir mi? Vatandaşımı buna inandırma gayretini nasıl ifade edeceğiz? Anlaşılabilir mi böyle bir şey? Türkiye'nin uluslararası camiada itibarını bu denli yok etmeye çalışanlara da milletim gereken dersi verecektir.
Marmara'da müsilaj sorunu
Olay fabrika olduğu gibi, atık su arıtma tesislerinin bitmemesi. Herhangi bir fabrika kendi atık sularını arıtma konusunda görevini yapmıyorsa tabi ki devlet tedbirlerini almıştır, bunların üzerine gidecektir.
Gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekse YÖK süratle toplantı yaptı. Sonrasında da benim attığım adımlar oldu. Deniz suyu sıcaklığındaki yükselme, durağanlık ve kirlilik en önemli etken. Buna yerel yöneticilerin iş bilmezliğini de eklemek lazım. Silahtarağa Artıma Tesisi gibi kritik projelerin temel atmama töreni gibi yaklaşımlarla devre dışı bırakılması bunlardan bir tanesidir. Aynı vizyonsuzluğun acı sonuçlarını maalesef Haliç'ten Büyükçekmece'ye birçok yerde görüyoruz. Şov yapmak uğruna kimsenin Marmara'nın geleceğiyle oynamaya hakkı yoktur. Bununla mücadelemiz devam edecektir.
Yerli aşı çalışmaları
Turkovac için hedefimiz eylül, ekim gibi netice almak. Bazı üniversitelerimizin bu konuda çalışmaları var. TÜBİTAK'ın bu işi takibi söz konusu. Kararlıyız, artık buradan bir netice alalım istiyoruz. Hocalarımızın bu konudaki iddiaları siyasetçi olarak bizi de ümitlendiriyor. Biz de üstümüze düşen neyse yapmaya kararlıyız. Çalışmalar, deneyler devam ediyor. İthal aşılar noktasında da 50 milyona yaklaşmış durumdayız. Aşıya güvenin arttığını gösteriyor. İlk zamanlarda bir önyargı vardı. Bu ortadan kalktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: TURKOVAC için hedefimiz eylül, ekim gibi netice almak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütüphane Söyleşisi kapsamında gençlerle buluşuyor. Yerli aşıya dair açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Turkovac için hedefimiz eylül, ekim gibi netice almak. Bazı üniversitelerimizin bu konuda çalışmaları var. TÜBİTAK'ın bu işi takibi söz konusu. Kararlıyız, artık buradan bir netice alalım istiyoruz. Hocalarımızın bu konudaki iddiaları siyasetçi olarak bizi de ümitlendiriyor. Biz de üstümüze düşen neyse yapmaya kararlıyız. Çalışmalar, deneyler devam ediyor. İthal aşılar noktasında da 50 milyona yaklaşmış durumdayız. Aşıya güvenin arttığını gösteriyor. İlk zamanlarda bir önyargı vardı. Bu ortadan kalktı.' dedi.
Türkiye'de akademik eğitim
Ülkemizde akademik eğitim özgürlüğü olmayan bir üniversite söz konusu değil. Bizim herhangi bir üniversitede özgürlük alanını daraltmak gibi bir derdimiz yok. Üniversitelerde gösteri yapanlar okumuyor. Onun dışında da özgürlük arayanlar var. İlim yaşamak isteyenler var. Benim özgür olduğum yerde başkası özgür olamaz denirse bunu kabul etmemiz mümkün değil. Böyle bir şeye de fırsat vermem. Üniversite öğrencisi ilmin içerisinde istediklerini meydana getirsin. Biz ilmin ve irfanın merkezini teröre teslim edemeyiz.
Türkiye'de kadın profesör oranı
Kadınlarla ilgili çalışmalarda attığımız adımlar hızla ilerliyor. Bu da benim en önemli iftihar meselemdir. Göreve geldiğimizde yüzde 4 civarındayken parlamentodaki kadın sayısı yüzde 17 oldu. Üniversitelerdeki öğretim üyelerimiz de kadınlarda yüzde 50'nin üzerine çıkmış durumda. Bu cumhuriyet tarihinde görülmüş bir olay değil. İstihdam edilen kadın sayısı 6 milyon 122 binden 8 milyon 920 bine çıktı. Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 27'den 32.5'a çıkmış vaziyette.
Kısa-soru cevap
Engelsiz üniversite sürecini başlattık. 2023'e kadar üniversitelerimiz engelli öğrenci dostu kampüslere sahip olacak.
Demokratikleşme noktasında herhangi bir sıkıntımız yok. İsteyen istediği gibi adımlar atıyor. Partimizden ayrılıp parti kuranlar da var. Bunlar başımıza geldiğinde terör mü estirdik? Hayır. PKK ile iş birliği yapanlara bakın. İstediği gençleri de kaçırıp dağa kaçıranlar var. Biz bunlar rağmen süreci demokratik olarak yürütmek zorundayız.
Daraldığımda torunlarımı arıyor. Kendi meşgale alanımızı genişletiyoruz. Boş kalmak gibi bir şey benim hayatımda olmuyor.
Ruhu genç olan birisiyim ben. Gençlik hareketlerinin içerisinden gelen birisiyim. Sporsa spor, sanatsa sanat. Gençlerden uzak kalmam mümkün değil.
Özel sektörlerle her görüşmemizde her türlü destek karşılığında AR-GE çalışmalarında daha fazla kaynak ayırmalarını istiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bunaldığımda torunlarımı arıyorum
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütüphane Söyleşisi kapsamında gençlerle buluşup, sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet işlerinin yoğun olması sebebiyle yorulduğunda neler yaptığını soran doktora öğrencisine, 'Torunlarımı arıyorum' şeklinde cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'de akademik özgürlüğün olmadığı bir üniversite yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütüphane Söyleşisi kapsamında gençlerle buluşup, sorularını yanıtladı. Hiçbir üniversitede öğrencilerin özgürlüklerini kısıtlamak gibi bir amacın söz konusu olamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
Özgürlük, bir başkasının özgürlük alanına müdahil olmamaktır. Bir başkasının özgürlük alanına müdahil olduğunuz an, sizin de özgürlük alanınızın bittiği yerdir. Boğaziçi Üniversitesi'nde sadece bu gösterileri yapanlar okumuyor. Bunu unutmamak lazım. Bunların dışında da orada özgürlüğünü arayanlar var. Özgürlüğünü ilim tahsil etmek suretiyle yerine getirmek isteyen, yaşamak isteyenler var. Bunları bir kenara koyamazsınız.
Ben şuna inanıyorum, üniversite öğrencisi üniversitedeki tüm çalışmalarını ilmin içerisinde yerine getirsin. Çünkü üniversite ilmin, irfanın merkezidir. İlmin ve irfanın merkezini teröre kurban edersek yazık olur. Buna fırsat vermememiz gerekir. Zaten bunlar ilmin bilimselliğine de uymaz.