• RU
  • AZ
  • EN
  • TR
  • FA
  • Üye girişi
  • Üye olun
Trend.Az
  • Son Haberler
  • Güney Kafkasya
    • Azerbaycan
    • Gürcistan
    • Ermenistan
  • Ekonomi
    • İhale
    • Bilim teknoloji
    • Enerji
    • Yorum
  • Politika
  • Dünya
    • ABD
    • Avrupa
    • Filsitin
    • Iran
    • Irak
    • İsrail
    • Rusya
    • Afganistan
    • Türkiye
  • Yukarı Karabağ
  • Orta Asya
    • Özbekistan
    • Kazakistan
    • Kırgızistan
    • Tacikistan
    • Türkmenistan
  • Olay
  • Spor
  • Son Haberler
  • Güney Kafkasya
    • Azerbaycan
    • Gürcistan
    • Ermenistan
  • Ekonomi
    • İhale
    • Bilim teknoloji
    • Enerji
    • Yorum
  • Politika
  • Dünya
    • ABD
    • Avrupa
    • Filsitin
    • Iran
    • Irak
    • İsrail
    • Rusya
    • Afganistan
    • Türkiye
  • Yukarı Karabağ
  • Orta Asya
    • Özbekistan
    • Kazakistan
    • Kırgızistan
    • Tacikistan
    • Türkmenistan
  • Olay
  • Spor
  • Trend Photo
  • Ana sayfa
  • Politika

Avrupa'dan Kopmanın Bize Ne Faydası Olacak?

16 Ocak 2018 14:56 (UTC+04:00)
  • 0
  • 0

Güngör Gökdağ

1948 yılında OECD, 1949 yılında Avrupa Konseyi, 1952 yılında NATO üyeliğine kabul edilen Türkiye, Avrupa'nın bütünleşmesi gayesi ile oluşturulan kurumların hemen hepsine katılmaya çalışmıştır. Yine bu gaye ile 1959 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu'na, 1987 yılında ise Avrupa Birliği'ne tam üyelik için başvuru yapmıştır.

Merhum Turgut Özal'ın bu üyelik için şöyle bir açıklaması vardı: "Türkiye'nin resmi üyelik başvurusu, Türk halkının kaderini batı Avrupa halklarının kaderine demirleyerek her türlü belirsizliğe son verecektir."

Ne varki yarım asırdan fazladır Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde yaşanan belirsizlikler hiç sona ermedi. Tam üyelik meselesinde Türkiye'ye verilen sözler hiç tutulmadı...

Avrupa Birliği; sürekli eksiklikler ve tamamlanması gerekenler var diyerek Türkiye'yi oyaladı. Diğer yandan Bulgaristan, Romanya gibi ekonomisi kötü, demokratikleşme ve insan hakları karnesi zayıf ülkeleri dahi, kriterlere uymamasına rağmen üyeliğe kabul etti.

Oysa Türkiye, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yönünü sürekli olarak Batı'ya çevirmiş ve iyi ilişkiler kurmuş bir ülkedir. Beş milyonun üzerindeki Türk vatandaşıyla, yarım asırdan fazla bir zaman AB ülkelerinde yaşamakta, milyarlarca Euro'luk cirosuyla, oluşturduğu istihdamıyla, ödediği vergisiyle AB'nin kalkınmasına destek olmaktadır.

Avrupa'yla karşılıklı yakınlaşmadan elbette Türkiye'nin de istifadeleri çok olmuştur..

Sadece Gümrük Birliği Anlaşması bile, üretim kalitemizin fevkalade artmasını sağlamıştır. Bugün merdaneli çamaşır makinası değil de, tam otomatik modern bir çamaşır makinası kullanıyorsak, ürettiğimiz mamüller Avrupa standartlarında bir kaliteyle dünya çapında rekabet ediyorsa, Avrupa Birliği'nin bunda etkisi vardır.. Kısaca AB'ye uyum için açılan fasıllardan bu zamana kadar birçok kazanımlar elde edilmiştir.

İthalat ve ihracat dengesine bakıldığında dahi tarafların birbirini reddetme lüksünün olmadığı görülecektir. Türkiye, AB'nin altıncı büyük tedarikçisidir. Türkiye'nin, ihracatının yarısını yaptığı en önemli pazarı da Avrupa Birliği ülkeleridir. Bu minvalde en sorunlu dönemde bile gerilen ilişkilerden, yapılan ticaret neredeyse minimum düzeyde etkilenmiştir. Dolayısıyla geçmişten günümüze oluşturulan stratejik ortaklık, Türkiye'nin AB'ye, AB'nin de Türkiye'ye olan ihtiyacını ortaya koymaktadır.

Şimdi Avrupa ile yeni bir döneme yelken açılıyor. Bu zamana kadar Şansölye Merkel ile Almanya üzerinden yürütülmeye çalışılan ilişkiler, Merkel'in siyasi başarısızlığı nedeniyle bundan sonra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la, Fransa üzerinden yürütülecek gibi görünüyor. Avrupa'nın terör eylemlerine en çok maruz kalan ülkesi Fransa, Avrupa'nın güvenliğinin Türkiye'den geçtiğini iyi biliyor. Yani Merkel'in dağıttı taşları, Macron yerine oturtmaya çalışacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Paris'te Macron'la bir dizi temasları sonrası, dönüş yolunda uçakta yaptığı açıklama ilişkilerin seyri açısından son derece önemlidir:

“Avrupa'yla bazı gerilimler yaşandı. Bu süreci geride bırakalım. Biz, Avrupa’yla ilişkilerin süratle toparlanmasından yanayız. Çünkü siyasette düşmanlığı kalıcı kılmak hiçbir zaman kazandırmaz, fayda da getirmez. Temennim odur ki 2018, Avrupa ile ilişkilerin yumuşama yılı olsun.” diyerek, Avrupa'ya zeytin dalı uzatmıştır.

İtidal ve sağduyunun korunduğu, ince siyasetle ülke menfaatlerinin gözetildiği ortadadır.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun da, Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel'le yaptığı görüşme ve çekilen fotoğrafları, Almanya'nın da Türkiye ile sıcak ilişkiler kurmak istediğini göstermektedir. Herşeyden önce diyalog kapısının açık tutulması, tarafların yakınlaşma hususunda gayretleri, gelecek adına ümit vericidir. Çünkü Avrupa Birliği hala dünya siyaseti üzerinde ağırlığını korumaktadır.

Hiç şüphesiz AB üzerinde tesiri olan, gerek oy çokluğu gerekse finansal anlamdayürütücü iki ülkesi Fransa ve Almanya’dır. Türkiye'nin, İtalya ve Fransa’nın da dâhil olduğu uzun menzilli hava ve füze savunma sisteminin gelişimi ve üretimi için Eurosam ile bir anlaşmaya varması, önyargıları kaldırıp, sürecin gelişimini olumlu yönde etkileyecektir.

Artık yeni dönem içinde, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında geliştirilmeye çalışılan ilişkilerde, süreç karşılıklı söylemlerle riske atılmamalı, bilakis çıkar ve menfaatler esas alınarak korunmaya çalışılmalıdır.

Geçmişte ilişkileri bozmuş eski politikaların, yeni dönemde sürdürülmesi de taraflara bir kazanım sağlamayacaktır.

AB, önceki dönem açılan fasıllarda, Türkiye'den devamlı olmazları isteyerek süreci tıkamıştı. Türkiye'nin egemenliğine saygı konusunda sorumsuz açıklamaları, güvenliğini tehdit eden terör örgütlerine destek veren politikaları, ülkenin içişlerinde aleni taraf olmaları, Ankara'yı Avrupa'dan uzaklaştırmıştı.

Yeni dönemde ise AB, Türkiye'nin konjonktürel durumu ve hassasiyetlerine özellikle dikkat ederek hareket etmelidir.

Türkiye'yi, sadece göçmen meselesinde masaya oturulacak bir partner, terörle mücadelede işbirliği yapılacak bir ülke olarak değerlendirmemelidir. Dış politikasındaki hareket alanına saygı göstermelidir. Çünkü eski Türkiye artık yoktur...

Ayrıca yeni dönemde AB, Türk vatandaşlarına vize muafiyeti kararı ve mülteci anlaşmasının gerekliliklerini, Ankara'ya söz verdiği şekilde yerine getirmelidir.

Türkiye'nin seçenekleri çoktur ama Avrupa'nın neredeyse yoktur?...

Ankara'nın Avrupa'dan kopmaması, Rusya ve Çin bloğuna yanaşmaması, Batı ile yaşadığı sorunların bitmesine ve AB'nin geliştireceği yeni stratejilerle, kuracağı ilişkinin derinliğine bağlı olacaktır.

Kaynak: Hakimiyet.com

  • Etiketler:
  • Güngör GÖKDAĞ
  • AB
  • Türkiye
Azernews Newspaper
İlgili haberler
Batuhan Yaşar : "Erken Seçim, Ekim veya Kasımda"
Yorum 18 Nisan 09:28
Devletten devrim gibi karar! Hepsi kapatılacak
Türkiye 16 Nisan 10:52
Hulusi Kılıç : Can Azerbaycan’ımızda demokrasi kültürünün yerleştiğini ve her seçimde daha da güçlendiğini görmekteyiz
Azerbaycan 11 Nisan 16:00
Bahreyn GP'sinde Vettel rüzgarı!
Dünya 9 Nisan 02:18
Rusya ile Tel Rifat müzakeresi
Türkiye 29 Mart 09:10
Testi geçemeyen ürünler ithal edilemeyecek
Enerji 27 Mart 09:52
2019'a damga vuracak hamle! Bu bakanlık çok başka
Türkiye 26 Mart 14:35
Toplam 291 ilaç Türkiye'de üretilecek
Türkiye 26 Mart 09:19
Türkiye'nin en kritik tesisi yeraltına gömülecek
Günün haberi 24 Mart 11:13
TSK'da Milli Yazılım Dönemi Başlıyor
Türkiye 28 Şubat 09:35
Türkiye'de bir ilk
Türkiye 16 Şubat 09:11
Metin Külünk: Azerbaycan dış politikada da İlham Aliyev döneminde önemli kazanımlar elde etti (ÖZEL)
Azerbaycan 9 Şubat 10:16
Devlet korumasında 18 yaş şartı kalkıyor
Türkiye 9 Şubat 09:44
Yakında Ortadoğu'da Kıyamet Kopacak
Politika 7 Şubat 12:42
İran, Türkiye'ye doğalgaz borcunun tamamını ödedi
Enerji 6 Şubat 12:32
Otobüsler hakkında flaş karar! Hepsine takılacak
Türkiye 6 Şubat 12:27
Hollanda, Türkiye'deki Büyükelçisini Resmi Olarak Geri Çekti
Avrupa 5 Şubat 15:07
İran'ın Ankara Büyükelçiliğinde Şafakta 10 Gün Kutlamaları Başladı
Politika 3 Şubat 10:47
EN FAZLA OKUNAN
Azerbaycan sandık başında (fotoğraf)
Azerbaycan sandık başında (fotoğraf)
Tek Millet İki Devlet!
Türkiye ve Öz’e dönüş
Rus uçağından sonra bu kez bir Yunan gemisi vurulursa!
Yorum
Batuhan Yaşar : "Erken Seçim, Ekim veya Kasımda"

Batuhan Yaşar : "Erken Seçim, Ekim veya Kasımda"

Rus uçağından sonra bu kez bir Yunan gemisi vurulursa!
Afrika’nın Anti-Terör Yeteneği Hızla Arttırılmalı
Ruhani: Bölgedeki ülkelerle olumlu ilişkilere sahibiz
Trend.Az
  • Ajansla İlgili
  • Künye
  • Info Service
  • Haber arşivi
İletişim
14, Bakhtiyar Vahabzade, Baku, Azerbaijan, AZ1141
+(994 12) 497-31-72
news@trend.az
+(994 12) 497-30-89
© 2018 Trend News Agency
Haber kullanma şartları
  • counter