Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müteahhitler Birliği Ödül Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Müteahhitlik firmalarımız yakın coğrafyamızda önemli işlere imza attılar atmaya da devam ediyorlar. Ancak potansiyelimizin çok altında kaldığımızı belirtmek istiyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müteahhitler Birliği Ödül Töreni'nde konuşuyor.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
Biz müteahhitlerimizin yurdışında faaliyet üstlenmelerini, ülkelerimizin değerini mührünü vurduğunuza inanıyorum. Şantiyesinin önünde bayrağını dalgalandıran her firmamız önemlidir. Potansiyelimiz olmamız gereken seviyenin çok altında. Bizim firmalarımız yüzde 8'in dahi altında kalıyor. Çinliler yüzde 5, İtalyanlar yüzde 10 paya sahipken bizimkisi yüzde 5i bulmuyor.
Kriz bölgelerinde faaliyet gösteren iş adamlarımızın özellikle de müteahhitlerimizin yaşanan sıkıntılardan olumsuz etkilendiği görülmektedir. Kazanımlarımızın heba olmasına asla izin vermeyeceğiz. 2023 hedeflerimize ulaşmak için başarılarımıza imza atacağız. Türkiye'yi 10 kat büyüttük. Dünyadaki 10 büyük ekonominin arasına gireceğiz. İnanmak başarmanın yarısıdır.
15 Temmuz bir kez daha göstermiştir ki öldürmeyen her darbe güçlendirmiştir. Türkiye tüm krizlerden kaoslardan güçlenerek çıkmayı başarmıştır. Devlet olarak size imkanlar veriyoruz. Büyük ihalelerde size katkı sağlayacak Türkiye Vralık Fonu'nu devreye soktuk. Müteahhitlerimizin projelerine destek verecektir. Kamu özel işbirliği projelerindeki tecrübelerimiz diğer ülkelere de yaymamız gerekiyor.
KENDİ YOLUMUZU AÇMAMIZ GEREKİYOR
Son dönemde terörle darbeyle özellikle de kaosla dize getiremedikleri Türkiye'yi ekonomiyle vurmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin ekonomide hiçbir sorunu yok. Yaşanan dalgalanmalar psikolojik iklimler ve bunun ülkemize yansımalarından kaynaklanıyor. Bizim kendi çözümlerimiz üretmemiz kendi yollarımızı açmamız gerekiyor. Türkiye Varlık Fonu gibi araçlar işte burada devreye giriyor.
BİZİM KİTABIMIZDA GERİ GİTMEK YOKTUR
İşte bunun için Irak'ta söz sahibi olmaya çalışıyoruz. İhracatçılarımızla, müteahhitlerimizle yeni yöntemler arıyoruz. Turizmde kıpırdama görülmeye başlandı. İstihdam seferberliğine katılmaya işverenler destekli olduğunu görüyorum. Bizim kitabımızda geriye gitmek yoktur. İleriye daima ileriye... Milletimize sözümüz var. İnşallah Türkiye'yi muhasır medeniyet seviyesine çıkaracağız. Milletimizin verdiği destek sayesinde engelleri birer birer aştık.
Fitili ateşlenen sorunların, dünyayı kana ve ateşe bulayacağını Avrupa'daki terör eylemleriyle görmeye başladık. Bölgemizde yaşanan krizi çözmek top yekün tecrit değildir. Dünya, özellikle de gelişmiş ülkeler, Suriye ve Irak krizinde çok kötü bir sınav verdi. Türkiye bu yöndeki çabalara her türlü desteği vermeyi sürdürecektir.
DÜRÜST OLUN
Değişim hayatın en önemli gerçeğidir. Millet olarak geçmişimizden aldığımız derslerle daha çok çalışmamız gerekiyor. Türkiye çok partili hayata geçtiğinden beri her alanda sürekli bir kriz halinde yaşamak zorunda kalmıştır. Gayri meşru güç adapları mevcut sistem içindeki bu çatlaklardan çıkarak nüfus kazanmışlardır.İnsanoğlu unutur, o yüzden bu gerçekleri hatırlatmakta fayda var.16 Nisan ile birlikte Türkiye'de yasama organı yok diyorlar. Dürüst olun. Yasama organı kalkmıyor, yürütme sadece cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde toplanıyor. yargı konumunu yine koruyor. Yasama, yürütme, yargının ortadan kalkması söz konusu değil. Cumhurbaşkanı başbakan kavgaları dahi sistemi tek başına sorgulamak için yeterlidir.
SİTTİN SENE BİR YERE GELEMEZSİNİZ
Bu noktaya durduk yerde gelmedik, Türkiye yasama yürütmedeki kargaşalardan büyük zarar görmüştür. Ekonomik krizler ağır maliyet yüklemiştir. 16 Nisan'la birlikte artık yasama organı yok diyorlar. Dürüst olun, siyaset eğer dürüst olursa millet sizi bir yere getirir. Eğer siyaseti düzgün yapmazsanız sittin sene bir yere gelemezsin. Doğru yürütme başkanda toplanıyor. Yasama var yürütme var yargı var. Hiçbirisinin ortadan kalkması söz konusu değil. Sadece Cumhurbaşkanı- Başbakan kavgaları dahil sistemi sorgulamak için yeterlidir.
BUNLARI GÖRMEK İSTEMİYORUZ
Rahmetli Ecevit'in yüzüne anayasa fırlatıldı mı? Sonrasında döviz ne oldu? Rahmetli Özal ve Demirel'in nasıl birbirine girdiklerini hatırlayın. Bunları yaşadık mı yaşadık. Biz bunları görmek istemiyoruz. Anayasa komisyonunda bile pet şişelerin nasıl fırlatıldığını gördünüz, bacak ısırmadan burun kırmaya kadar her şeyi gördünüz. Öbür sistemde bu olsa bile asgariye düşer.
2007 anayasa değişikliği ile her ikisi de meşruiyetini anayasadan alan iki yürütme gücüne sahip olduk. 10 yıldır işler yürüyor ama bunun kerameti sistemde değil. Aynı ideallere sahip, birbirini yakından tanıyan makamlar olduğu için hiç bir sorun çıkmadı.
"KANDİL GELİN 'HAYIR'DA BULUŞALIM DİYOR"
Açıkça söylemeliyim. Bir evet safı var bir de hayır. Kandil ne diyor? Gelin hayırda buluşalım diyor. 40 yıldır bu ülke bunlarla mücadele ediyor. Bunların çağrısı hayır oyuna. Burası çok önemli: Kişi sevdikleriyle beraberdir bunu unutmayın. Buradan sesleniyorum; gelin 16 Nisan'da güçlü bir konsolidasyona gidelim ve böylece 16 nisan'da güçlü ve büyük bir Türkiye'nin temel taşlarını yerine koyalım. Şu 18 maddenin daha bütüncül olarak bir çözüme kavuşturulması için bir mücadele verildi ama ne yazık ki bu ülkede siyaset, siz ne diyorsanız, beyaz diyorsanız o siyah diyor. Gelin oturalım, konuşalım, bir neticeye varalım. Ama öyle olmadı. Sonunda gerek AK Parti gerek MHP'nin uyumu, onların dayanışma içerisinde demek ki olabiliyor. Parlamentoda bu kararlılığı, bütünleşmeyi sağolsun buraya getirdiler.
"SİZLERDEN RİCAM 18 MADDEYİ TEKER TEKER OKUMANIZ"
Bunun rejim değişikliğiyle yakından, uzaktan alakası yok. Sizlerin huzurunda tüm işadamlarımıza ve milletimize şu gerçekleri anlatmak istiyorum: Özellikle muhalefet anayasa değişikliğinde konuyu ilgisi alakası olmayan konulara çekerek vatandaşımızın kafasını hala bulandırmaya çalışıyor. Sizlerden ve vatandaşlardan ricam, bu 18 maddeyi eline alıp teker teker okumanızdır. Yeni yönetim sisteminin temel mantığı güven ve istikrardır. Seçimlerde milletimizden yetki alan Cumhurbaşkanı ve Meclis 5 yıl ülkeyi yönetecektir. Gensorular, Parlamentonun işlevini ortadan kaldırmıştır.