Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da valilere hitap etti.
İşte o konuşmadan satır başları
Millet olarak bizim özelliklerimizden birisi de gittiğimiz coğrafyalarda karşımıza çıkan iyi ve güzel ne varsa onları kendi bünyemize katmaktaki esnekliğimizdir. Bu bizi zenginleştiren bir vasıftır. Bugün kurumlarımızın geçmişine baktığımızda 200 yıllık, 300 yıllık, 1000 yıllık kuruluş yıl dönümleri olduğunu görüyoruz. Osmanlı devletinin 33 vilayeti vardı. Aynı topraklar üzerinde bugün 64 hükümet var. Bizim devlet yönetim anlayışımız eskidir, güçlüdür. Sizler bu kadim geleneğin 81 şehrimizdeki en üst düzey temsilcileri olarak çok büyük sorumluluk üstlenmiş bulunuyorsunuz. Devletin, hükümetin o şehirdeki tutan eli, yürüyen ayağı, hisseden kalbi konumundadır.Şayet valilerimiz bu görevlerini yerine getiremezse, tıpkı bir insanın engelli insan durumuna düşmesi gibi devlet çarkı da teklemeye başlar.
MİLLETE HİZMETİN ZAMANI VE SÜRESİ YOKTUR
Valilik bir icraat makamıdır. Dolayısıyla hiçbir mazeretin başarılı bir icraatin yerini tutmayacağı yerlerin başında gelir. Sabah 9, akşam 6 çalışan klasik memur anlayışıyla asla çalışamazsanız. Memurun sorumluluğu size karşı ama sizin sorumluluğunuz millete karşıdır. Millete hizmetin zamanı ve süresi olmaz.
BUNLAR İÇ İÇE GEÇMİŞ SORUNLAR
Türkiye son 200 yıldır pek çok şeyi geriden takip eden bir ülkedir. Biz 14 yıldır Türkiye'yi bu kısır döngüden çıkarıp, takip edilen bir ülke haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Sizlerden de bu hedefe uygun çalışmalar bekliyoruz.Türkiye her dönemde olduğu gibi bugün de bir çok sorunla baş etmek zorunda olan bir ülkedir. Bu sorunlardan biri terörle mücadele diğeri ise sınır güvenliğimizin sağlanmasıdır. Bunlar aslında iç içe geçmiş sorunlardır.
HEPSİNİN KÖKÜNÜ KAZIYINCAYA KADAR...
Bir hücre evinde PKK'lılarla beraber FETÖ'cüler yakalanıyor. pek çok eylemde DAEŞ ile PKK'nın ortak çabasını ve FETÖ'cülerin örtülü desteğini görüyoruz. Bu bizim tüm terör örgütleriyle aynı dikkatle mücadele etmemizi gerektiriyor. PKK ile DAEŞ'in bizim nezdimizde farkı yoktur. Hepsi ülkemizin, milletimizin, bayrağımızın düşmanıdır. Bunları 15 Temmuz'dan sonra daha çok açık ve net gördük. Hepsinin kökünü kazıyıncaya kadar azimle devam edeceğiz.
15 TEMMUZ BÜYÜK BİR DÖNÜM NOKTASI
Ben şahsım adına bu can bedenden çıkıncaya kadar mücadelemi sürdüreceğim. Ta belediye başkanlığımdan beri tanıdığım bu örgüT bizlere, vatanımıza ihanet etmiştir. Bölücü terör örgütü başı ülkemize teslim edilirken bu örgütün başı malum yerine gitmiştir. 15 Temmuz diğer darbelerden çok dahan büyük bir dönüm noktasıdır.Bu diğerlerinden farklı olarak inanç, eğitim, hayırseverlik gibi değerleri istismar eden bir çetenin ürünüdür.
MİLLET DEVLETTEN ÇOK DAHA HIZLI ÇIKTI
Bu yapılar genel olarak, hesabi değil, hasbi çalışmalarına rağmen böyle bir kara dalga, kara bir bulut bunların üzerine gelmiştir. Allah'ın rızası, milletin gönlünü kazanmaya çalışanlarla bunları bir tutmamız mümkün değil. Burada hassas davranmamız gerekiyor. FETÖ devleti ele geçirme stratejisi üzerine kurmuştur. 15 Temmuz'a karışan subaylara baktığımızda 1980'li, 1990'lı yıllarda TSK'ya sızdıklarını görüyoruz. 30 yıl boyunca çok kişilikli hayat süren, takiye yapan bu insanların haleti ruhiyelerinin sağlıklı olması mümkün değil.17-25 Aralık'ta biz bu örgütün karanlık yüzünü gördük ama kimseye meramımızı anlatamadık. Herkese bunlar terör örgütü dedikçe onlar terör örgütü dediğiniz silahlı olur, kan döker diyorlardı. Kölerinde bunları yazıyorlardı. 15 Temmuz'da bu ihanet şebekesi silahları ile ortaya çıktı, kan döktü. Bunlar milletin vergileri ile beslediği bir terör örgütü olarak ortaya çıktı. 15 temmuz gecesi milletimiz devletten çok daha etkili bir şekilde bu şebekenin karşısına dikildi.
BAKANLAR KURULU'NDA TALİMAT VERDİM...
Teşkilat şeması önümüze geldiğinde bu kişi sadece Türkiye'yi ele geçrime hedefinde olan bir teröristbaşı değil. En tepe noktaya gelip kendişni kainat imamı olarak tanımlıyor. Ne diyor Mısır gazetesinde 170 ülkede eğitim veriyoruz. Kılıf bu. Bu demek 170 ülkede yönetimi ele geçirmeye çalışıyorlar.Gittiğim her yerde devlet başkanlarına belgelerle bunları anlatıyorum.Haklı olarak bize diyorlar ki biz bunları ülkemize almak istemediğimizde siz destekliyordunuz. Bu konuda haklılar. Bizim derdimiz de ne idi 'Türk Okulu'. Dün Bakanlar Kurulu'nda talimat verdim bizim bilgimiz dışında dünyada Türk okulu ünvanı kullanılmasın. İletişime geçip bunları yasaklatalım kimse 'Türk' ismini kullanamasın.
Bütün bunlara rağmen, ben milletimin ferasetine inanıyorum. O feraset 15 Temmuz gecesini kendini ortaya koydu. Vatandaşımızın şahadete yürüyüşü, bütün hesapları alt üst etti.
BU CEHPHELER BİZİM İÇİN KÜÇÜK
Bu ülkenin böyle bir olayın etkisinden kurtulması yıllarını alır diye düşünüyorlardı. Biz darbenin üstünden 40 gün geçmeden Suriye'de Cerablus operasyonunu başlattık. PKK'ya tarihin en büyük operasyonlarını yürüttük, yürütüyoruz. Cepheleri neden genişletiyorsunuz diyenler oldu. Bu bir iman meselesidir. Bu millletin kendisi ben varım dedi. Bu cephelerin hepsi bizim için çok çok küçüktür. Biz mücadelemizi orada da sürdüreceğiz. Sabır sabır sabır dedik. Gaziantep'te aralarında çocuklarında öldüğü o hain saldırı sonrası hala birilerinden izin mi alacaktık.
CERABLUS'TA DAEŞ DİYE BİR ŞEY KALMADI
Şu an Cerablus'ta DAEŞ diye bir şey kalmadı. Devam edeceğiz. nereye kadar, onu açıklamayacağız. Bizim de bir planımız var. Biz bir terör koridorunun oluşturulması gayretine evet diyemeyiz. Bizim Suriye'nin topraklarında zerre kadar gözümüz yok. Biz tokluğu gördük. Herkes haddini bilmeli. Hızlı ve başarılı bu operasyon dünya kamuoyunun bölgeye bakışını da değiştirdi.