Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, "Ankara, Türkiye bu terör tehdidine rağmen güvenli ülkelerdir. Dolayısıyla biz isterdik ki; Büyükelçilik normal faaliyetlerine devam etsin, ama netice itibariyle kendi takdirleridir" dedi.
Ömer Çelik, Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’nin güvenlik gerekçesiyle 14 Temmuz kutlamalarının iptal edilmesiyle ilgili olarak, "Büyükelçiliklerin kendi ülkelerinden gelen istihbaratla kendi takdir haklarıdır. Ama bu konuda deneyimliyiz. Onların yarın meşhur 14 Temmuz Bayramı.
Öyle anlaşılıyor ki böyle entegre bir durum var. Bir istihbarat mı aldılar, genel durumun bir parçası mı, onu bilemiyorum.
Ama şunu bilmek lazım ki; Paris ne kadar güvenliyse, Londra ne kadar güvenliyse, Berlin ne kadar güvenliyse, Ankara’da o kadar güvenli. Evet bu yeni bir durum. Küresel terörün bütün coğrafyaya tehdit edebilmesi, çeşitli yerlerde de bu oluyor. Buna karşı yapılacak en iyi şey, yaptığımız işi yapmaya devam etmek. Normal hayatımızı sürdürmek" dedi.
Terörün meşruiyet alanı yaratmasına dönük faaliyetlerinin ortadan kaldırması gerektiğine vurgu yapan Bakan Çelik, "Bugün terör tehdidi sebebiyle Paris’te olağanüstü bir durum ortaya çıkıyor. Jandarma, polis göreve çağırılıyor. Ama aynı gün Avrupa Parlamentosu’nda PKK-PYD terör örgütünün propagandasının yapıldığı bir sergi açılıyor. Dolayısıyla Avrupa terör meselesini sadece DAİŞ meselesi olarak anlamamalıdır.
DAİŞ, PKK, PYD bunların hepsi birdir. Geçmişte Eski Afganistan’da terör örgütleri arasında çeşitli devletlerin ayrım yapmasını, bu ayrım çerçevesinde herkesin belli örgütleri tutup diğerleriyle mücadele etmesi durumunun dünyaya ne büyük felakete götürdüğünü gördük. Ben uzun zamandır bu uyarıda bulunuyorum.
Eğer aynı mantık Suriye’de, Irak’ta sürdürülürse Eski Afganistan’dan yüz kat büyük bir tehlike gelir Suriye’ye yerleşir. Bu da hem Akdeniz açısında, hem de Avrupa açısından bu kadar yakına, bu kadar büyük bir tehlikenin gelmesi manasına gelir" dedi.
’İSTERDİK Kİ BÜYÜKELÇİLİK NORMAL FAAİLEYETLERİNE DEVAM ETSİN’
Terörle fiziki olarak mücadele yerine ideolojik olarak mücadele edilmesi gerektiğini belirten Çelik sözlerine şöyle devam etti:
"Esas mesele şudur, terörle fiziki olarak mücadele ediyoruz. Terörle fiziken herhangi bir şekilde kazanması mümkün değildir. Esas mesele terörü ideolojik olarak yenmektir. İdeolojik olarak yenmek için de terörle ilgili hiçbir meşrulaştırıcı, mazur gösterici faaliyete izin verilmemesi lazım.
Daha önce de Belçika ile ilgili uyarılarımız oldu. Herhangi bir PKK çadırı açılmamasıyla ilgili bakın son zamanlarda görüyoruz. Bir terörist ortaya çıkıyor, bakıyorsunuz geçmişte PKK’da bulunmuş, şimdi DAİŞ saflarında terör faaliyeti gerçekleştiriyor, ya da DAİŞ’te bulunuyor. DAİŞ ve PKK birbirinin yöntemlerini kullanıyorlar.
Bununla ilgili olarak ilkesel bir tutum alındığı takdirde bunun üstesinden gelmemek gibi bir şey sözkonusu olmaz. Ama her zaman da söylediğimiz gibi, biz temennilerin ötesine geçelim. Ortak eylem planları çerçevesinde bir araya gelelim diyoruz .
Ankara, Türkiye bu terör tehdidine rağmen güvenli ülkelerdir. Dolayısıyla biz isterdik ki büyükelçilik normal faaliyetlerine devam etsin, ama netice itibariyle kendi takdirleridir."
’AVRUPA MÜLTECİLER KONUSUNDA MÜKELLEFİYETLERİNİ YERİNE GETİRMEMİŞTİR’
Mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın üzerine düşeni yapmadığını vurgulayan Bakan Çelik, "Avrupa vizyonuna uygun temel insanlık değerlerine uygun bir tutum geliştiremezlerse, göç meselesi yüzünden aşırı sağın kendini yükseltme faaliyetleri karşısında direnemeyecekler ve aşırı sağ siyasetler, ana akım siyasetleri yutacak. Buradaki temel göç meselesi, temel olarak Avrupa değerlerinin ve Avrupa ana siyasi akımlarının korunmasıyla da ilgili bir meseledir.
Dolayısıyla şu ana kadar mükellefiyetlerini yerine getirmemişlerdir. Bu mükellefiyetlerin yerine getirilmesi Türkiye ile olan vize serbest?yesi olmak üzere bu paketin yerine getirilmesi, ayrıca gönüllü yerleştirmenin gerçekleşmesi, ancak bu sorunu çözer, aksi takdirde göç meselesi yüzünden Avrupa’nın temel değerlerinin sarsıldığı bir tabloda bu siyasetçiler sorumlu olurlar" dedi.