Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası
Paris Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak, Trend Haber Ajansı'na Varşova’da yapılan NATO Zirvesi’ni değerlendirdi.
Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak
Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Varşova’dakı NATO Zirvesi’ne davet edilmesi Azerbaycan’ın jeopolitik açısından Avrasya coğrafyasının ve özellikle Doğu Avrupa’nın güvenliğinin temini olarak önemli bir ülke olduğunu göstermektedir.
Varşova’da gerçekleştirilen NATO Zirvesi sembolik önem taşımaktadır, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bu Zirve’nin "Soğuk Savaştan bugüne kadar ortak müşterek (kollektif) savunma takviyesi açısından en büyük takviye” olduğunu açıkladı. Bu da Zirve’nin alınacak kararlar açısından stratejik öneminin altını çizmektedir.
Varşova’da gerçekleştirilen NATO Zirvesi özellikle Rusya ile ilişkiler, Afganistan, Irak’ın güvenliği, Karadeniz’in ve Doğu Avrupa ülkeleriyle özellikle Baltık ülkelerinin güvenliği konularını kapsayacak geniş çaplı küresel konuları ele alacaktır. Baltık ülkeleri ve Polonya Rusya tarafından istila edilme riskini azaltmak için NATO’dan sınırlarının guçlendirilmesi ve ülkelerinde NATO askerlerinin konuşlandırılması ve güçlendirilemesini istemektedirler. Stoltenberg, yeni bir soğuk savaş istemediklerini ve Rusya’nın özellikle Dünya’nın güvenliğini tehdit eden uluslararasi terörizmle (DEAŞ, El-Kaide vb,) mücadelede önemli bir ortak bir ülke olduğunu ve Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizdi. Elbette Rusya’nın bölgedeki askeri etkisi konusunda ve tehdit ünsuru olarak algılanması bu Zirve’nin temel konusu olacaktır. 2014 baharından bugüne NATO ve Rusya arasındakı ilişkiler kopma noktasına gelmiştir.
NATO, 2008 yılında Güney Osetya’da Rusya ile Gürcistan arasındakı çatışmaların çözümünde başarısız olmuştur ve son Kırım meselesinde de bu yetersizliğini bir kez daha ortaya koymuştur. O yüzden bu Zirve’yi Rusya’ya gözdağı vermek için yapıldığını söylemek yanlış olur. NATO Rusya ile ilişkilerini diplomatik bir boyutta ele alması gerekiyor. Dünya’nın en büyük tehditi uluslararası terörizm ve uluslararası organize suç örgütleridir. NATO’nun yeni stratejisi ve hedefi uluslararası terörizm, özellikle Doğu Avrupa ve Orta Asya merkezli uluslararası organize suç örgütleriyle mücadele ve teknolojinin gelişmesiyle cyber (sanal) suçlarla mücadele konularıdır. Bu konularda Rusya ve diğer Asya ülkeleriyle stratejik ortaklık geliştirmesi gerekmektedir.
Azerbaycan gerek Afganistan gerekse Kosova’da NATO’ya askeri açından sağladığı destekle konumunu pekiştirmiştir. NATO’nun hedeflediği yeni küresel tehditlerle mücadelede önemli stratejik ortak ülke konumuna gelmelidir.
Her ne kadar Dağlık Karabağ meselesi NATO Zirvesi kapsamında ele alınsa da bu Zirve’de bir çozüme ulaşması mümkün gözükmüyor. Fakat bu konunun NATO Zirvesi’nde ele alınması aslında Dağlık Karabağ meselesinde Azerbaycan’in nihayet dünya kamuoyunun dikkatini çektiğini göstermektedir. Bu konunun çözüme ulaşması ancak çok taraflı müzakerelerle mümkün olur. AGİT meselenin çözüm sürecinde başarısız kalmıştır. Azerbaycan’ın bu NATO Zirvesi’ni iyi değerlendirip yaşadiği hezimeti, mağduriyetini, Ermenistan’ın saldırgan tutumunu dünya kamuoyuna duyurmalıdır. Doğu Avrupa’nın güvenliğinin Dağlık Karabağ meselesinin çözüme kavuşmadan mümkün olamayacağının altının çizilmesi gerekir.
Muhabir: Orhan Guluzade