Yıldız Sarayı Silahhane'de gerçekleştirilen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
''Ircıca Kütühanesi bizim için önemli bir yer. Yıldız Sarayı, Cumhurbaşkanlığı'nın Külliyesi olsun dedik.
MİLLET SİZİ İLK FIRSATTA CEZALANDIRIR
Terörün bedelini ağır ödedik. Başbakanlığım döneminde demokratik açılım süreci başlatalım dedik. Baktık ki karşı taraftan tepki alamıyoruz. Bu defa bizler geniş kapsamlı çözüm süreci başlatalım dedik. Süreci tahrik edenler, yazar-çizerler tarafından takdir edildi. Millete rağmen siyaset yapmaya kalkarsanız millet sizi ilk fırsatta cezalandırılır.
G.SARAY-F.BAHÇE MAÇININ ERTELENMESİ
Kabir diye açtıkları yerden silah depoları çıktı. Operasyonlar başladı. 300'ü aşkın şehidimiz var. 1'e 10 onlardan etkisiz hale getirilenler oldu. Süreç kararlılıkla devam edecek. Yani buradan asla taviz vermemiz mümkün değil.
Ankara'da yaşananlar var. İstanbul'da yaşananlar var. İşte en son şu anda Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla alakalı da aldığımız bazı ciddi istihbarat bilgileri üzerine, önce bir seyircisiz oynatmayı düşündük ama daha sonra yeni bazı istihbaratlar gelince, bu istihbaratla ön alınan bilgilerle örtüştüğünü görünce, bunu her iki kulübün başkanlarıyla da arkadaşlarımız görüşmek suretiyle, 'bunu ileri bir tarihe erteleyelim' dediler ve böylece bu maçı da ileri bir tarihe ertelemiş olduk.
Türkiye genelinde 2 milyon 700 bin Suriyeli, 300 bin Iraklı var.
OPERASYONLARIN FAYDASI ÇOK FAZLA OLDU
(Çözüm Süreci) Bu iyi niyet, ne yazık ki ciddi manada istismar edildi ve o süreç içerisinde ülkemize ciddi manada bir silah girişi oldu. Çünkü bizim sınırlar biliyorsunuz, çok çok uzun. Sadece Suriye sınırı 911 kilometre. Irak sınırına bakıyorsunuz, Irak sınırı hakeza 350 kilometre, İran sınırı var, bütün buralardan girme şansı var. Bunu da bunlar bu şekilde değerlendirdiler. İşte şimdi bu bütün operasyonlar yapılırken, evlerin bodrumlarından olsun, rögarların altından nasıl silahlar çıktığı, hepsi şu anda ortaya çıkıyor. O bakımdan bu operasyonların faydası çok fazla oldu.
BİZE HER ZAMAN ÇALIM ATTILAR
Schengen konusu bizim aslında çoktan hakkımız. Bizim Avrupa Birliği'ne fiili müracaatımız 1959'dur, resmi 1963'tür ve bu süreç içerisinde bize her zaman çalım attılar. Hiçbir zaman samimi davranmadılar. Şu anda da samimi davranmıyorlar.
GÜNEY KIBRIS'I ALDI, KUZEY'İ ÜYE YAPMADI
Kofi Annan'a 'Gelin Kıbrıs meselesini aşalım' dedim. Önce kabul etmedi, ardından kabul edince adımlar atıldı. Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafı bizim gösterdiğimiz samimiyeti göstermediler. AB, Güney Kıbrıs'ı AB'ye üye yaptı, Kuzey'i yapmadı. Samimi değiller. AB bize nüfus bahanesi gösteriyor.
DELİKLİ PARALARI ARIYORDUK
Dikkat edin ülkemizde de dünyada da işte 'Erdoğan gitmeden Türkiye'ye istikrar gelmez' diyorlar. Ya tamam da şimdi Erdoğan'ın gitmesi veya gitmemesi... Peki 2002'nin sonunda veya 2003'ün başında Türkiye'de Erdoğan'ın başında olduğu bir iktidar mı vardı Yoktu. Peki Türkiye neredeydi Veren el miydi, alan el miydi Alan eldi. Öyle mi Delikli paraları arıyorduk, acaba bize birileri borç verir mi. Bunu arıyorduk ama vermiyorlardı. Böyle bir durumdaydık.
GÖRECEKSİNİZ DENGELER ÇOK DAHA FARKLI OLACAK
Amerika'ya baktığımız zaman nedir onlarda faiz oranı 0,50 o da yeni, 0,25'ti, 0,50'ye çıkardılar. Japonya'ya bakıyorsunuz, eksi. Avrupa'ya bakıyorsunuz, işte 1, 2, buralarda. Şimdi buralarda bu denli faiz düşükse, bizde faiz, komisyonlarını da ilave ederseniz, yüzde 15 yüzde 16'lara çıkıyor. Bu ne demektir Siz bu ülkede yatırımın önünü kesiyorsunuz, yatırım yaptırmayacaksınız, yatırım yaptırmazsınız. Çünkü girişimci yatırım yapabilmesi için parayı ucuza mal etmesi lazım. Eğer parayı ucuza mal edemezse yatırım yapması mümkün mü Değil.
Biz güçlü olmaya mecburuz. Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Şu anda kişi başına milli gelirimiz 10 bin dolarsa bu rakam, bizim bir defa hedefimiz neydi İlk etapta 15 bin dolar, ardından 2023 bunu 25 bin dolara çıkarmamız lazım. 25 bin dolara çıkaracağız göreceksiniz dengeler o zaman çok daha farklı olacak.
ENTERESAN BİR DEĞİŞİKLİK VAR
Reel sektörle finans sektörünün arasındaki dengelere baktığımız zaman, dikkat edin, burada enteresan bir değişiklik var. Parayı asıl kazanan neresidir Finans sektörüdür. En çok parayı finans sektörü kazanır, reel sektör değil. Ben de böyle konuştuğum zaman tabi finans sektörü bundan rahatsız oluyor, 'sen bize düşman mısın ' diye. Hayır ben size düşman değilim. Ben ülkemde reel sektör için finans sektörünün bir kaldıraç görevi görmesini istiyorum.