...

Kılıçdaroğlu’nu Ne Zaman Sevdim?

Politika Materials 30 Eylül 2015 15:11 (UTC +04:00)
Kılıçdaroğlu’nu Ne Zaman Sevdim?
Kılıçdaroğlu’nu Ne Zaman Sevdim?

Trend takip edin

Metin Boşnak-Gazetesiz yazarı

AB ve ABD basını ve siyasetiyle kendi ülkesini dövmeye çalışan her akım, her parti, her söyleme karşıyım ve her zaman da öyle olacağım.

Kılıçdaroğlu'na şunu söylemek lâzım: sen "diktatör" bile olamazsın!

Okuduğun Ömer mesellerinin Almanya, Britanya'da karşılığı yoktur...

Kasetle gelenler DVD ile gideceklerdir...

Ülkesinin düşmanı olan herkesle dost olan zihniyet Mustafa Kemal'in zihniyeti olamaz!

Bu ancak Yeni CHP olur!

İktidarın alacağı dersleri ayrı konuşmak lazım, konuşacağız da.

Ancak ülke çıkarı yerine Esad'ı bile kahraman yapan Pinokyo'larla olmaz.

Şimdilik Başkan Kemal ile idare edecekler, sonrasında bir küresel, liberal CHP'yi ikame edecekler.

Unutmadık...

NTV'de epeydir sinsi bir muhalefet var.

Önce İngiliz'in esir ettiği Osmanlı askerleri belgesellerini, sonra Hitler belgeselini veriyor!

Meselemiz parti siyaseti değildir.

Sadece Avrupa ve ABD arasında paylaşılmak istenen bir ülke siyasetidir.

İngiliz epeydir "Osmanlı'ya bunu yaptık, sana da yaparız," diyordu.

Şunu ne zaman anlayacağız?

Bize Yunanı amansız düşman olarak yutturan ve onları da bize karşı kullanan da Britanya idi.

Mustafa Kemal'i "İngiliz Ajanı" gösterenle, Vahdettin'i İngiliz gemisine binip kaçan hain olarak gösteren de aynıydı...

Ben Kılıçdaroğlu'unu Saraybosna'ya geldiğinde sevdim; Londra'da ifade verdiğinde değil.

Ben Kılıçdaroğlu'nu "Bağımsız Türkiye" derken sevdim; Türkiye'yi Avrupa'ya bağlamak isterken değil.

Ben Kılıçdaroğlu'unu, "bu halk CHP'yi de istemiyor!" deyince sevdim. O halk Kılıçdaroğlu'nu istemiyordu.

Baykal'ı kasetle vuranlar aslında CHP'nin "milli" duruşunu vurmak istiyorlardı. Kılıçdaroğlu ile bu durumu aştılar.

CHP'yi kuran zihniyet ile şu an CHP'yi götüren zihniyet arasında işte o "duranadam" vardır.

Bayrağa ve Mustafa Kemâl portresine bakan, ama Divan Oteli gören.

AKP'de bir Brütüs sendromu yaşanıyor.

Ama CHP lideri Gazi Mustafa Kemal'e Brütüs'lük yapıyor.

Duran Adam ve Duran Kadın, yürüyen ve koşan Türkiye'yi göremiyor...

Mesele "Tayyip" meselesi değildir.

CHP'nin yenisi uzun zamandır farklı çevrelerle flört ediyordu.

Kimisi liberal, kimisi dindar, kimisi dışarda.

Ilıman CHP'ye selam olsun!

CHP liderini Aliya'nın mezarını ziyaret ettiğinde sevdim, Mevlit dinlerken sevdim.

Ülkesini Almanya ve Suriye'ye gammazlarken değil!

Bu dönemlerde dönen dolapları görünce, Osmanlının çöküşündeki zihin karmaşasını daha iyi anlıyorum. Mandacıların iştahını da!

CHP liderini yolsuzluk dosyalarıyla konuşurken sevdim; yolsuzluklara alet olurken değil!

Belki Kılıçdaroğlu da farkında değil: uzatılmış bir 23 Nisan lideri yaptıkları açıktır...

Birileri tespih tanesini diziyor kendi ipine, sonra kendisi imame oluyor.

Ben CHP liderini Alevi kardeşlerime sahip çıkarken sevdim; Esad'ın İslâm'ın her türüne aykırı politikasına sahip çıkarken değil.

Ben CHP liderini Melih Gökçek'i terletirken sevdim; Avrupalı efendileri karşısında terlerken değil...

CHP'nin anti-emperyalist duruşunu, kolonici emperyalistlerin goygoyculuğuna çeviren CHP yenilenen CHP'dir.

Bira ve Ayran arasına sıkıştırılan bir ülke olamaz.

Ağaç ile odun-kömür arasına da Türkiye sığmayacaktır.

Türkiye Fatih ve Harbiye arasında da değildir.

Başbakanlık Konutunun karşısına da bir Derviş heykeli fena olmayacak!

Yeni CHP Genel Merkezinin karşısına HamutKohl'ün, Pembe Köşk'ün önüne Winston Churchill heykeli daha anlamlı olacaktır.

Kraliçe, Şövalye ve Kovboy heykellerini de ibret için Meclis'in girişinde bir yere dikerseniz anlamlı olacaktır.

Bir Zeybek, Sarı Saltuk, bir Akıncı ve AK Şemseddin heykelini de Ankara Belediye binasının önünde görmek güzel olacaktır.

İhsandan uzak iman, kulluktan uzak ibadet olmaz.

Son Haberler

Son Haberler