TREND Haber Ajansı Türkiye ve Ortadoğu Masası Yönetmeni Rufiz Hafızoğlu
IŞİD'e karşı askeri operasonlar yapan koalisyon güçlerinden farkli olarak Rusya, Suriye'de silahlı çetelerin tamamen yok edilmesinde daha kararlı
Buna Rusya'nın Lazkiye kentindeki hava üssüne modern savaş uçaklarının yerleştirilmesi de örnek gösterile bilinir. Geçen hafta Suriye Hava Kuvvetleri ilk kez rus uçakları kullanarak, IŞİD mevkilerine saldırı gerçekleştiridi. Ve bu saldırı sonucu 150 örgüt üyesi etkisiz hale getirildi.
ABD Dişişleri Bakanı John Kerry, Rusya başkanlığında Suriye güçlerinin IŞİD'e yapılan saldırıların, teröre karşı koalisyonda fikir ayrılıklarına neden olabileceği ifade etti. Aynı zamanda ABD Savunma Bakanı Ashton Carter yaptığı açıklamada, ABD'nin Rusya ile görüşlerinin ortak olduğu alanlarda işbirliği yapacaklarını bildirdi.
Suriye krizinde söz sahibi nerdeyse tüm güçler yani, ABD, Türkiye, Rusya ve İran IŞİD ile mücadelede ortak fikirdeler.
Beşar Esad yönetimi konusunda fikir ayrılıkları mevcut gibi görünse de, atrık Türkiye hariç, Rusya, İran ve ABD arasında bu konuda fikir ayrılıkları gözükmüyor. Belli ki, Rusya, İran ve ABD Esad konusunda tam olarak anlaşmış.
Başbakan Davutoğlu bu konuda ne söyledi:
Bizim Esad ile ilgili pozisyonumuz 3 aşamadan geçti. Aceleci şekilde 'Esad gitsin' demedik. 2011 yılında Esad'lı kalıcı formül için çok çalıştık. O zaman Batılılar Esad'ı dışlarken ben gidip 7 saat 'Bir reformlar silsilesi yapın, biz de sizi destekleriz' dedim. 2011 Şubat'tan 2011 Eylül'e kadar, Esad'ı reforma teşvik ederek Suriye krizini çözmeye çalıştık. 2011'in eylül ayından 2012'nin temmuz ayına kadar 'Esad geçiş sürecinde bulunsun, Esad'ın ve muhalefetin onayladıkları kişiler geçiş sürecini yönetsin' formülü üzerinde durduk. Bir geçiş süreci tanımlayalım, o dönemde Esad geçiş sürecinde kalsın, geçiş süreci tamamlanınca Esad bıraksın. Bunu ilgili ülkelerle konuştuk. Böyle dedik. Ama 2012'den sonra hava saldırıları ve kimyasal silah kullanımı başlayınca, çok büyük bir göç dalgası oluşunca, Suriyelilerin Esad'ı kabullenmeyecekleri anlaşıldı. Biz Esad'lı bir çözümün yürümeyeceğini söyledik. Bugün Esad, Suriye'nin sadece yüzde 14'ünü kontrol ediyor. İçerideki 7-8 milyon yerinden edilmiş ve dışarıdaki 5 milyon mülteci ve Suriyelilerin büyük bölümü Esad'dan nefret ediyor. Onun içerisinde olduğu bir süreci kabul etmiyor. Suriyelilerin kabul ettiği her şeyi biz kabul ederiz ama Suriyelilerin Esad'lı bir formülü kabul etmeleri mümkün değil. Biz bu aşamalardan geçerek Esad'lı bir çözümün yürümeyeceğine karar verdik ve şu anda da kanaatimizi koruyoruz. Esad'ın kalması Suriye'de krizi derinleştiriyor ve DEAŞ'a alan açıyor. DEAŞ gibi örgütler, muhalefetin girmesi gereken alanı dolduruyor. DEAŞ mevcudiyeti Esad'a, Esad'ın varlığı DEAŞ'a yarıyor, birbirini takviye ediyor ve meşruiyet kazandırıyor. Rusya'nın Esad yönetimini desteklemek üzere hava gücü kurması, başka destekler vermesi gerçekten kaygı verici. Bunu Ruslar'la konuşuyoruz. Esad'ın kalışı terörü ve mülteci sorunlarını çözer mi, hayır. Peki ne çözer: Tarafların üzerinde mutabık kaldığı bir geçiş yönetimi oluşması ve ardından demokratik, çoğulcu sivil bir yönetimin işbaşına gelmesi şart. Çoğulcu bir Suriye yönetiminin oluşması şart. Esad 'Küçük Suriye'yi kontrol edeyim' diyor. İdlib ve Halep'e yapılan saldırılar sebebiyle Sünni nüfus Esad'ın kurmayı planladığı Nusayri Bölgesi'ne kaçtı, yani Esad'ın kendi planı çöktü. Şu an bir kilitlenme hali var. Geçiş yönetiminde Esad'ın işbaşında olmasının geçiş yönetimini geçiş yönetimi olmaktan çıkartacağı kanaatindeyiz. Bu durum kalıcı bir statüko oluşturur kanaatindeyiz. Bu konuda kanaatimiz değişmedi.
İlginç bir şey, Esad ile reform yapalım dediğimiz günlerde ABD Esad'ı tümüyle reddediyordu, son gittiğimde iki haftalık süre istedik, Esad'ı hemen gayrimeşru ilan etmeyin diye. İki hafta çok, bir hafta bekleriz dediler. Esad'sız formülü gündeme getirdiler. DEAŞ ortaya çıktıktan sonra, ABD'de Esad'ı da bu mücadelede kullanabilir miyiz kanaatinin yaygınlaştığını gördük ama bir kötülük başka kötülükle izale edilemez. Esad'ın bir suçlu olduğunu ve gitmesi gerektiğini ABD'liler söylüyor. 2011 yılında birkaç ayda çözülecek bir sorun iken eğer Türkiye'nin çabalarına destek verilseydi, 2012 yılında bir yılda çözülebilecek bir sorun haline geldi. Şimdi ise Türkiye'nin çabalarına vaktinde destek vermemeleri yüzünden tüm boyutları ile çözülmesi çok daha uzun süreceği görülüyor. Tamamen çözülmüş bir sosyal ve siyasi dokudan bahsediyoruz
Bugün BM Genel Kurulu'nun 70. dönem toplantılarında konuşan ABD Başkanı Obama Rusya'yı tecrit etmek istemediklerini belirtip Moskova'nın dünya düzeninde adil biçimde yer almasını istediklerini ifade etti. "Rusya'yı tecrit etmek istemiyoruz. Bize güçlü bir Rusya gerekli" diyen Obama, Suriye konusunda Rusya ve İran'la çalışmaya hazır olduklarını söyledi.
Tabii ki , ABD, İran ve Rusya anlaşmasınınTürkiye'nin Beşar Esad'a karşı tavrını değiştirmeyeceği kesin. Ama bundan sonra ,Türkiye Suriye krizi konusunda ''bekleme'' moduna geçecek.