Yeni Şafak gazetesi yazarı Cemile Bayraktar Türkiye`deki son olaylarla ilgili düşüncelerini Trend Haber ajansı ile paylaştı.
Türkiye çok ciddi bir krizden geçiyor
Türkiye şu an çok ciddi bir krizden geçiyor. Bunun ekonomik boyutu var, siyasi boyutu var. Siyasi boyutu ve ekonomik boyutu aslında birbiri ile bağlantılı. AK Parti hükümeti ile birlikte Türkiye, yönlendirilebilir, istikrarsız bir ülke olmaktan çıkıp, kendi özgün değerleri ile yürüyen, istikrarın hakim olduğu, demokrasinin ve refahın hüküm sürdüğü bir ülke haline geldi. Ancak Türkiye'nin kendi başına hür bir şekilde yol alması bir takım odakları rahatsız etti. Ekonomik olarak bağımsız, terör sorununu çözmüş, bölgede söz sahibi ve model olabilecek İslam coğrafyası hakim sömürü düzenini rahatsız etti. Bu nedenle, bir takım eski sorunları büyüterek Türkiye çıkmaza itilmek istendi.
Türkiye`nin hedef alınması nedenlerinden bir tanesi de enerji kaynakları.
Türkiye'nin müdahil olabileceği enerji kaynakları, Akdeniz enerjisi, Irak petrolü...
Akdeniz üzerinde söz sahibi olabilecek ülkeler Kıprıs Rum Kesimi ve Kuzey Kıprıs Türk Cumhuriyeti, Mısır ve Türkiye. Mısırda yapılan darbenin amaçlarından biri Akdeniz enerjisini İngiltere ve İsrail'e peşkeş çekmeyecek olan Mursi yönetimini ortadan kaldırmaktı, bunda başarılı oldular ve haliyle sıra Türkiye'ye geldi.
Öte yandan Rusya, İran, Suriye hattını düşünürsek eski Soğuk Savaş ruhuyla hareket eden Rusya alternatif bir düzen oluşturma çabası içerisinde İran ile birlikteliğinin doğal sonucu olarak Esed rejimine verdiği askeri destek, Suriye'deki katliamlara olması gerektiği gibi tepki veren Türkiye ile karşı karşıya geliyor.
Aynı zamanda Suriye nedeniyle ve bölgedeki danışıklı dövüş siyaseti nedeniyle İran da güçsüz bir Türkiye istiyor, buna bağlı olarak PKK'ye destek veriyor. Ayrıca Irak'ta mezhepçi siyaseti nedeniyle söz sahibi olmak isteyen İran, Barzani yönetimi ile dost olan Türkiye'nin Kürt petrolünde söz sahibi olmasını, Karayılan'ı Kandil bombalanırken himaye ederek engellemeye çalışıyor.
Bölgede PKK sorunun çözmüş Türkiye, enerjiye de müdahil olacağı için İran tarafından terör desteklenerek saf dışı bırakılmak isteniyor.
Mevzu petrol değil, pazara hakimseniz petrole hakim olursunuz, mesele petrolün güzergahı
Mevzu petrol değil petrol çünki pazara hakim olduğunuzda petrole de hakim olursunuz. Sadece petrol değil enerjinin ve perolün güzergahı çünkü Türkiye üzerinden gececeği için ciddi anlamda bundan rahatsız olanlar var.
PKK`nın gençlik yapılanması çözüm sürecinde silahlanmaya başladı
Çozüm sürecine kan akmadı. Çözüm sürecinde gene ortaya PKK`nın gençlik yapılanması çıktı ve bunlar özellikle de çözüm sürecinde silahlanmaya başladı. Ben PKK`nın gençlik yapılanmasının Almanya`nın kontrol ettiğini düşünüyorum. Zira Almanya Türkiye`nin dış politikasından ve özellikle gelişen ekonomisiden rahatsız.Özellikle de 3.havaalanından.
HDP PYD işbirligi
Batı 1. ve 2. dünya savaşlarından sonra bölgeden çekirken Cezayir, Mısır gibi ülkelere Afrika ülkelerinde Batı ile uzlaşan , aynı zamanında kendi halkına diktatör olan
yöneticiler bırakmıştı.
Şimdi aynı durumu yani bundan yarım asır evvelki durumu Kürtler üzerinden yapmak istiyor. Ve HDP bu noktada ciddi şekilde rol almak istiyor. HDP bugün kendinden yana olmayan Kürtlere silah doğrultuyor, Batılı akıl yönlendirmesiyle kendi halkına dikta rejimi uyguluyor. PYD'de kendi bulunduğu bölgede aynısını yapıyor. İnsan Hakları Örgütü dahi PYD'nin insan hakları ihlallerini dillendiriyor.
Kendi halkına karşı zalim, sandık başında silahla nöbet tutan, sivil bir doktoru, ekmek almaya giden bir çocuğu öldüren PKK'dan ve onu kınamayan aksine destekleyen HDP`den bahsediyoruz.
Öte yandan HDP ve PYD ortaklığı ile bu oyun işlenmeye çalışılıyor. Mesela IŞİD dediğimiz teror örgütü bugüne kadar yaptığı bütün eylemleri üstlendi sadece Suruc olayı harıç. Suruç`u hiçbir şekilde üstlenmedi. Normalde HDP`liler hiçbir eylemi kaçırmazlar bir tane HDP li yoktu Suruç olaylaırnda. Ve PKK Suruç Katliamı'nı bahane ederek terör eylemlerine hız kazandırdı.
Türkiye`nin başlıca sorunu
Türkiye`nin başlıca sorunu , yalnızca sınırın ötesindekiler, Almanya veya İran değil, yalnızca PKK da değil. CHPgibi kendisine "Türkiye`nin kurucusu" diyen ama terör örgütlerini kınayamayan, dolaylı olarak destek vermiş olan CHP.
"Aydın Doğan Medyası" denilen, HDP'nin ve PKK'nın terörünü lanetlemeyen, terörü bile Ak Parti hükümetine bağlayan bir yapı.
Paralel Yapı'nın medya organları.
Bu iç aktörler, Ak Parti hükümetini, Türkiye'yi hedef aldıkları için her gerilimde Erdoğan'ı suçluyorlar, PKK'nın terörünü es geçiyorlar. Aslında hedef alınmış kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hedef alınmış yer Türkiye. Erdoğan var oldukça, kendileri Türkiye'nin önünü kesip, kendi başarısız siyasetleriyle at koşturamayacakları için Erdoğan'ı darbe, terör gibi gayr-I demokratik yollarla devirmek istiyorlar.
Erdoğanlı bir Türkiye güçlü bir Türkiye olacak. Türkiye`nin başında Kemal Kılıçdaroğlu gibi vizyonu olmayan bir lider olsaydı yahut parallel taife gibi ülkeyi peşkeş çekenlerle uyumlu bir lider olsaydı, Türkiye sürülecek tarlaları olsaydı, Türkiye güçlü bir devlet olması mümkün olamazdı.
Ve hedef de olmazdı, ama Erdoğan`la birlikte iddialı ve güçlü bir Türkiye ortaya çıkıyor ve o zaman bölgedeki yerleşmiş taşların yerinden oynatmasından dolayı rahatsız olmuş kitlelerin hepsi bir araya geliyor ve hem Türkiye'yi hem de Erdoğan'ı hedef alıyor.