Bünyamin Şahin- GazeteSiz
Türkiye'nin gündemini Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi tarafından yayınlanan "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiri meşgul ediyor.
Bildiriye imza atanların unvanlarına baktığımızda, görüyoruz ki adı üstünde akademisyenler, yani bizler gibi sıradan kişiler değil.
Üniversitelerde eğitim veren, kendilerine aydın da denilen zevat.
Hem de yüzlercesi bir araya gelmiş ve bir bildiri kaleme almış.
O zaman bildirinin her kelimesini tek tek değerlendirip düşünmek zorundayız.
Öyle ya bini aşkın akademisyen biri hata etse, bini de mi hata edecek?
Yani her satırı, her kelimesi düşünülerek yazılmış. Bizler gibi, ''maksadını aşan bir ifade oldu'' , ''bu manaya geldiğini bilmiyordum'' deme hakları olamaz.
Çoğunun, yurtdışında da eğitim gördüklerini ve bu bildiriyi birkaç dilde yazabileceklerini tahmin etmek hiç de zor değil.
Böyle olduğuna göre bildirinin satırlarına bir daha dikkatle bakalım.
''Türkiye Cumhuriyeti; ...... yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak''
Bu sözleri nasıl izah edecekler...
Bildiride, kadın, yaşlı,çocuk, bebek demeden katliam yapan terör örgütünün cinayetlerine, yalandan da olsa, dostlar alışverişte görsün babından dahi bir satır yer verilmemiş.
Yani Türkiye'de yıllardır katliam yapan bir terör örgütü yok.!!!
Konu ağır silah ise akademisyenlerin, cinayet şebekesinin elinde hangi ağır silahlar bulunduğunu, nereden temin edildiğini, terör örgütünün destekçilerinin kimler olduğunu araştırması gerekmez mi?.
''Kasıtlı ve planlı kıyım, katliam, müzakere koşulları'' ibarelerine gelince...
Bunların ne tevil edilecek ne de '' ııııııı, iiiiiiiii, aslında'' gibi bahanelerle izah edilmeye çalışılacak hali var.
Adı üzerinde kaleme alan ve imzalayanlar akademisyen..
Muhtemelen doktora tezleri, doçentlik ve profesörlük çalışmaları hukuk, siyaset bilimi olanlar da var aralarında.
Kandili bile kıskandıran bu metni halka nasıl izah ederler onlar düşünmeli.
Ülkenin yöneticilerine duyulan kin terör örgütünü bile fersah fersah geçmişse tedavisi tıbbi ve hukuki olacaktır.
Dünyanın herhangi bir ülkesinde, polis ve askere saldıranların aldığı karşılığı, akademik çalışma yaparken hepimizden iyi şahit olduklarına şüphemiz elbette yok.
Terör örgütünü göremeyen akademik gözler, Diyarbakır'ın Çınar ilçesindeki 1ton bombayla düzenlenen saldırıya bakmalı.
Bu körlük ve gaflet devam ederse, bundan sonrakilerin mürekkebi, babasıyla şehit edilen 4 yaşındaki Mevlüde İrem'in kanı olacaktır.
Kaynak* Gazetesiz