Haberturk/ Güntay Şimşek/
Haziran seçimi sonrası oluşan ülke içindeki siyasi atmosfer veya siyasi belirsizlik, Rusya'dan aldığımız doğalgaz indiriminin uygulamaya geçmesini erteleyen sebeplerden birisi olarak öne çıkmış, Rus yetkililer de bu duruma alenen vurgu yapmıştı. Ancak sıkıntılı süreci tek başına ülke içindeki istikrarsız havaya bağlamak doğru olmadığı gibi önemli başka argümanların olduğunun da unutulmaması lazım.
Mesela bölgemizdeki karışıklık da Rusya-Türkiye arasında iyi giden ilişkilerde,"acaba"lara sebep oluyordu. Türk Akımı Projesi'nde iki taraf arasındaki pazarlıklar ve Rusya'nın Batı ile yaşadığı ekonomik ambargolar sebebiyle projenin yaşadığı zorluklar da iki ülkenin arasını açıyordu.
Ancak bu enerji diplomasisiyle yakından ilgili kaynaklarımla yaptığım görüşmelerden, iki ülke ilişkilerinin önemli oranda pozitife döndüğüne dair işaretler aldım. Rus gazı için mutabakata varılan, ama uygulamaya geçirilemeyen % 10.25 oranındaki indirimin, tahkim sürecinden önce anlaşmayla neticelenebileceği belirtiliyor.
Halbuki Rusya ile Türkiye'nin arasına son dönemde harareti yükselen Suriyepolitikası girdiğinde, doğalgazdaki indirim ve Türk Akımı'nın geleceği de tartışılır hale gelmişti. Her ne kadar Rus lider Putin, soğukkanlılığını koruyup gelişmeleri zamana yaymayı tercih etmiş olsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan, açık bir şekildeRusya'yı eleştirmiş, iki ülke arasındaki ilişkilerin önemine dikkat çekmişti. Şu an itibarıyla ise tartışma yaşanmamış gibi bir havada işlerin ilerlemek üzere fırsat kollandığını gözlemledim. Şüphesiz 1 Kasım seçimlerinde ortaya çıkan tablonun bunda etkisi söz konusu.
Halbuki seçimlere bir hafta kala Türkiye ile Rusya arasında doğalgaz fiyatında indirim konusunda devam eden görüşmelerden netice çıkmaması üzerineBOTAŞ, Uluslararası Ticaret Odası'nın tahkim mahkemesine başvurmuştu. Neden bir hafta beklenmediği sorusuna etkili ve yetkili bir isim, "Elimiz daha güçlü olsun istedik. Zira böyle bir hakkımız doğmuş olmasına rağmen kullanmamak zayıflık olurdu" cevabını verdi.
'BOTAŞ ZARARI KAPATACAK'
Rusya'dan satın alınan yaklaşık 30 milyar metreküp doğalgaz için % 10.25 oranında bir fiyat indirimi uzun süredir gündemde, fakat bu indirim yanlış yorumlanarak vatandaş boşuna ümitlendiriliyor. Türkiye'nin yıllık tüketiminin ortalama 50 milyar metreküp olduğu düşünülürse, gazın yarıdan fazlasınıRusya'dan alıyoruz, ama BOTAŞ alınan doğalgazı sübvanse ederek, yani zararına Türk halkına daha ucuz veriyor. Dolayısıyla Rusya'dan alınacak indirim devletin kasasını, BOTAŞ'ın zararlarını ilgilendiriyor. Vatandaşın cebine yansıyacak bir durum söz konusu değil.
Ayrıca Enerji Bakanlığı yetkilileri ve BOTAŞ, Ocak 2015'ten itibaren uygulanması gereken % 10.25'lik indirimin yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi halinde, ortaya çıkacak meblağla zararlarının ortadan kalkacağını, hatta bir miktar da kasalarında para bulunmasının hesaplarını yapıyor. Hasılı dün bazı televizyonlarda altı çizildiği üzere kışa girerken Rusya'dan gelecek indirime bel bağlayıp gaz fiyatlarının düşeceğini vatandaş beklemesin.
BÜYÜK PROJELER Mİ, SİSTEM Mİ?
AK Parti'nin, geçmiş tecrübeleri ışığında altyapı projelerini rahatlıkla hayata geçirebileceğini, ama asıl üzerinde durulması gerekenin Türkiye'nin ihracatına da katkı sağlayacak yüksek teknolojiyi hedefleyen stratejik projeler olduğunu dün kaydetmiştim. TBMM'nin yeni gözdelerinden, AK Parti'nin önemli isimlerinden "of the record politikacı" bu tespitime itiraz etti ve şunları söyledi:
"Öncelik iyi bir sistem inşa edilmesinde olmalı. Stratejik ve büyük projeler iyi bir sistem olmazsa zaten yürümez. Bu sebeple uzun süredir sıkıntı yaşanan sistem meselesinin, yeni oluşacak Meclis'te en önce gündeme alınıp halledilmesi şart. Gerisi kendiliğinden gelir."
Bilmiyorum, bu sözleri tevil etmek gerekir mi? Yeni bir Anayasa ve başkanlık tartışması olarak özetlemek yeter sanırım. Bu durumda yeni hükümetin ilk döneminde gündemimiz belli, ama ben, bana bakan yönüyle yüksek teknolojiye geçilmesi için uyarılarıma devam edeceğim. Mevcut projelerin önündeki engeller ve özellikle önemli işlerin hızlı ve başarılı bir şekilde hayata geçmesi yönündeki modelleme eksiklikleri üzerine yazmaya devam edeceğim...