Enerji, sağlık, savunma sektörlerini stratejik olarak niteleyen Ağbal, yüksek teknolojili üretim yapan sektörleri ise kritik olarak değerlendiriyor. Ağbal, “Reel sektörde özellikle Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu kritik sektörlerde indirim çalışması yapıyoruz” diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, stratejik ve kritik sektörlere kurumlar vergisi indirimine yönelik bir çalışma yaptıklarını belirterek, “Oran indirimi tek başına sağlanan bir avantaj değil. Türkiye’nin büyümesine, kalkınmasına katkı yapacak radikal bir düzenleme” dedi. Kurumlar vergisi indiriminin yıl sonuna yetişip yetişmeyeceğine ilişkin olarak ise Ağbal, “Biz bütün senaryoları çalışıyoruz, maliyeti ne olur ona bakıyoruz. Bize zaman zaman ‘başkalarına verecek para bulamıyorsunuz, oran indirimi yapıyorsunuz’ diyorlar. Hayır bu ülkeyi büyütecek bir adım. Çalışanı da kazanacak, üreteni de kazanacak” diye konuştu.
Ağbal bir grup gazeteciyle sohbet toplantısında, uluslararası firmaların ülke tercihlerini yaparken vergi oranlarını çok önemsediklerini belirterek, yakın zamanda birçok ülkenin kurumlar vergisinde indirime gittiğini söyledi. İrlanda’da bazı sektörlerde yüzde 12 kurumlar vergisi oranı uygulandığını, Macaristan’da yüzde 17 olduğunu hatırlatan Ağbal, İngiltere ve ABD’nin de kurumlar vergisi de indirim yapacağını açıkladığını kaydetti. Türkiye’nin 2006 yılında yüzde 33’lük kurumlar vergisi oranını yüzde 20’ye çektiğini ifade eden Ağbal, o dönemde yapılan oran indiriminin Türkiye’ye gelen yabancı sermayeyi ciddi oranda artırdığını ifade etti.
ENERJİ, SAĞLIK, SAVUNMA
Bankacılık ve finans sektöründe indirim yapılmasının asla söz konusu olmayacağını vurgulayan Ağbal, “Ama reel sektörde özellikle de Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu kritik sektörlerde Türkiye’nin rekabetçiliğini artıracak daha fazla reel sektör yatırımını gelmesini sağlayacak şekilde kurumlar vergisi oranlarında indirim çalışması yapılabilir mi diye teknik düzeyde birtakım çalışmaları yürütüyoruz” dedi. “İndirim yapılabilir mi?” sorusuna, “Bence yapılabilir” karşılığını veren Ağbal, bütün senaryoları çalıştıklarını kaydetti. Sektörel stratejik sektörlerde yatırıma bağlı olmaksızın genel bir oran düzenlemesinden bahsettiğini anlatan Ağbal, “Yatırım teşvikine bağlı olmaksızın halen Türkiye’de yatırımını yapmış, yatırımlarını tamamlamış firmalar var. Kritik sektörlerde üretim yapanlar için bir nevi teşvik” dedi. Hangi alanlarda indirim olabileceğine yönelik ise Ağbal, “Bizim için önemli bir faktör yüksek teknoloji seviyesinde üretim yapan şirketler, ithal ikamesi sağlayan yerli üretimin artırılması da bizim için öncelik. Bir de stratejik sektörler var. Enerji, savunma- güvenlik, sağlık sektörü gibi. Arkadaşlar sektör sektör çalışıp etkisine bakıyor. Tabii ki vergi hasılasına ilk başta etki yapacak ama kanatimce bu getirdiğimiz teşvik yatırımları artıracağı için toplamda vergi gelirlerini orta ve uzun vadede olumlu katkı sağlayacak” diye konuştu.
KOBİ’LER İÇİN ZOR
Kurumlar vergisi indiriminde küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için bir indirim olup olmayacağı sorusuna Ağbal, Türkiye’de kayıt dışılık oranının yüzde 25-30’lar düzeyinde olduğunu, bunun yüzde 15-20’lere çekilmesi gerektiğini söyledi. KOBİ’lerde kayıt dışılık oranının ortalama orandan fazla olduğunu dile getiren Ağbal, “Ülkelerde farklı uygulamalar var. Büyük işletmeler için genel bir oran varken, KOBİ’ler için daha düşük bir oran uygulanıyor. Ama bizim önceliğimiz Türkiye’ye yatırım çekecek stratejik sektörlerde ve stratejik alanlarda vergi indirimini konuşmak, seçici olmak zorundayız. Türkiye vergi gelirleri bakımından vergi gelirlerini aşağıya çekecek bir düzenlemeye şu konjonktür içinde imkan bulamaz” dedi.
KİRADA GÖTÜRÜ GİDER YÜZDE 15’E DÜŞECEK
GELİR vergisi reformu hakkında bilgi veren Bakan Ağbal, temel yaklaşımın beyanname veren mükellef sayısının artırılması olduğunu söyledi. Ücretliler üzerinde vergi gelirlerini artırmak gibi bir niyetlerinin olmadığını vurgulayan Ağbal, muafiyet ve istisnaların daraltılmasına yönelik çalışma yaptıklarını kaydetti. Ağbal, “Ticari kazançlarda kazançtan indirilemeyen bazı giderler var, onlara imkan verelim istiyoruz. Gelir vergisi kanununda yer yer vergi indirimi uygulamaları var, bunlar fayda sağlamıyor, onları kaldıralım istiyoruz. 4. geçici vergiyi kaldırmayı düşünüyoruz” dedi. Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde uygulanan doğrudan gider yazma modeli yerine gerçek gidere geçmek istediklerini anlatan Ağbal, yüzde 25’lik oranın yüzde 15’e düşürülebileceğini söyledi. Ağbal, “Vergi adaleti açısından doğrusu, ne kadar gider yapılmışsa onun indirilmesidir. Aslında mükellef lehinedir. Götürü oran yüzde 15 olabilir daha fazla gideri olan da gerçek gider usulünü seçer” diye konuştu. Ağbal, özel inşaat işlerinde vergilemenin çok karışık olduğunu basitleştireceklerini de ifade etti.
SPORCULARA DA STOPAJ UYGULANSIN
MALİYE Bakanı Ağbal, sanatçılarda ilk başta belli bir geliri aşarsa beyanname verilme zorunluluğu getirilmesi modeli üzerinde durduklarını belirterek, bundan vazgeçildiğini ve stopaj yoluyla vergilendirmenin devamına karar verildiğini bildirdi. Sporcuların vergilendirilmesinde ise Bakanlar Kurulu’nda farklı görüşler oluştuğunu vurgulayan Ağbal, “Herkes nasıl yıllık beyanname veriyorsa sporcular da versin denilebilir. Bir taraftan da biz ne yaparsak yapalım sporcular kulüple masaya oturduklarında vergiyi dikkate alarak masaya oturacak anlaşmayı yine onun üzerinden yapacak, vergi yükü yine kulüp üzerinde kalacak. İki görüşte de kendi argümanları açısından önemli. Maliye olarak bana stopaj daha mantıklı geliyor” dedi.
YIL SONU BÜTÇE AÇIĞI 60 MİLYAR LİRA
BÜTÇE açığının yıl sonunda 60 milyar lira civarında gerçekleşmesinin beklendiğini dile getiren Ağbal, “Bu ülkede hiçbir Maliye Bakanının yapmadığını yapıyorum piyasaya bizim bütçe açığımız 47 milyar liranın üzerinde yaklaşık 60 milyar lira seviyesinde gerçekleşecek diyorum” diye konuştu. Darbe girişiminden sonra alınan kararları hatırlatan Ağbal, şunları söyledi:
“Ne yapsaydık bu kararları almasaydık bütçe açığı daha mı az olacaktı, daha fazla olacaktı. Geçen yıl ağustos, eylülde (hükümet karar alsın) diyenler bunun karşılığı olmadığını mı düşünüyorlardı. Biz 2009 yılında da geçici teşvikler verdik hepsini zamanı geldiğinde bitirdik gene bitireceğiz, uzatma olmayacak. Bütçede geçici açıklara neden olacak. 2017 yılı bütçesini yaparken açığın milli gelire oranı yüzde 1.6 olacak dedik. Yukarı yönlü artışı ifade ettik bugün yüzde 2.1’den bahsediyoruz, yüzde 1.9 da olur. Hükümet olarak büyük bir kararlılıkla bütçe açığının bu seviyede kalması için yoğun gayret gösteriyoruz. Buna da gerçekten böyle olması gerektiğine inandığımız için yapıyoruz. Harcamaları kontrol altında tutuyoruz, vergi gelirlerinde yukarı yönlü gelişme başladı. Geçen yıl yeniden yapılandırma ile bütçe açığını 29.5 milyar lirada bitirdik. Bir ülkede darbe girişimi olmuş açık hedeflenenle aynı. Bu sene yeniden yapılandırmadan 15 milyar lira daha almışız. Harcamaları kontrol altında tutuyoruz.”
SON ÜÇ AYDA TAHSİLAT ARTACAK
15 Eylül’de ağustos ayına ilişkin bütçe gerçekleşmelerinin açıklanacağını hatırlatan Ağbal, “Kurban bayramında emeklinin maaşı ödenmiş, dul yetimi ödenmiş, istihkaklar ödenmiş. Harcamalar yukarı gidecek ama ben fazla mı harcadım? Eylül ayında harcamam gerekeni harcadım önemli olan yıl sonu harcamadır. Aylar itibariyle farklılık arz edilebilir. Yılın ilk üç ayında 9 milyar liralık sosyal güvenlik prim ödemeleri yıl sonuna ertelendi. Son üç ayda tahsil edemediğim 9 milyar lirayı tahsil edeceğim. Harcama trendleri aşağıya gelecek, gelir yukarı gidecek. Benim bütçe açığım da 60 milyar lira seviyesinde kalacak. Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 2 seviyesinde birçok ülkeye göre en iyi bütçe performanslarından. Yüzde 2 açık sürdürülebilir, yönetilebilir bir orandır. Açığı yüzde 2’ye getiren etkiler 2018 ve 2019’da aşağıya gelecek. Verimsiz harcama yapmıyoruz” dedi.
BEYANNAMELERDE YETKİ BAKANLAR KURULU’NDA
AĞBAL, Bakanlar Kurulu’na beyanname verme ile ilgili kapsamı genişletme yetkisi vereceklerini kaydetti. Beyanname veren mükellefleri ticari, zirai, meslek kazanç sahipleri ve gayrimenkul sermaye iradı (ev sahipleri kira gelirleri için) olarak sıralayan Ağbal, “Bugün belli sayıdaki mükelleften beyanname alıyoruz. İlerde Bakanlar Kurulu daha fazla sayıda mükellefin beyanname vermesini sağlayacak. Beyanname vermek kötü bir şey değil, mükellefin lehine, giderlerini de indirebiliyorlar” dedi. Bakanlar Kurulu’nun bu yetkiyle beyanname için belirlenen sınırları değiştirebileceğini kaydeden Ağbal, kirada sınırın değiştirilmesinin düşünülmediğini de vurguladı. Kira gelirlerinde her yıl belli limit belirleniyor, bunun üstünde elde edilen gelirler beyan ediliyor.