...

Türkiye Türk Akımı’na 2. soluk verdi - Moskova Ankara’ya teşekkür etmeli

Yorum Materials 5 Eylül 2016 12:18 (UTC +04:00)
Türkiye Türk Akımı’na 2. soluk verdi - Moskova Ankara’ya teşekkür etmeli
Türkiye Türk Akımı’na 2. soluk verdi - Moskova Ankara’ya teşekkür etmeli

Trend takip edin

Trend Haber Ajansı Türkiye ve Ortadoğu Masası Yönetmeni Rufiz Hafızoğlu

Rusya’nın Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğalgaz naklini öngören Tük Akımı boru hattı projesinin inşası planlarını ilan etmesinin ardından, Azerbaycan’da bu proje SOCAR (yüzde 58), Botaş (yüzde 30) ve BP’nin (yüzde 12) ortağı olduğu Trans-Anadolu Boru Hattı (TANAP) projesine alternativ olacağı şeklinde değerlendirilmişti.

“Gürcistan-Türkiye sınırından itibaren Türkiye’nin batı sınırlarına kadar Azerbaycan’ın Şah Deniz kaynaklarından doğalgaz taşımacılığı öngören TANAP projesinin maliyeti 9,2 milyar dolar olarak belirlendi. Türkiye’ye ilk gaz 2018 yılında gelecek. Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) inşasının tamamlanmasının ardından doğalgaz 2020 yılı başlarında Avrupa’ya ulaşacak.”

Projenin iletim hacmi yılda 16 milyar m³ olarak belirlendi. Bu kapasite gelecekte 31 milyar m³’e kadar çıkarılabilinecek.

TANAP ile projeye katılması sağlanması durumunda Irak, Türkmenistan ve İran doğalgazının iletilmesi de öngörülüyordu. Son dönemlerde ise İsrail gazının da TANAP üzerinden Avrupa’ya iletilmesi müzakere edildi.

Fakat, bu ülkelerin TANAP’a katılması önünde engeller bulunuyor.

Türkmenistan’ın projeye katılımı konusunda Hazar Denizi’nin statüsündeki belirsizlik Trans-Hazar boru hattının yapımı önünde engeller yaratıyor. Bu arada Türkiye ve Türkmenistan arasında 1999 yılında yılda 15,6 milyar m³ doğalgaz alım anlaşması imzalanmasına rağmen Türkmenistan hala Türkiye’ye doğalgaz iletmedi.

İran ve Irak’ın TANAP’a katılmasına gelince ise bunun için ek altyapı gerekiyor. İsrail doğalgazının iletilmesi ise en az 4 yıl sürecek.

Türk Akımı projesi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2011 yılında Ankara ziyaretinde dile getirildi.

“Türk Akımı” projesinin iletim hacmi yılda 32 milyar m³ olarak belirlenmişti. Projenin Rus doğalgazını Avrupa’ya iletilmesini çeşitlendirmesi ve Ukrayna’yı esgeçmeği öngörüyor.”

Tarafların projeyi o tarihten itibaren müzakere etmesine rağmen, Türkiye hiç bir zaman Türk Akımı’nın riskli proje olduğunu gizlemedi. Daha önce Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Taner Yıldız, Türk Akımı’nın cazip olmasına rağmen riskler taşıdığını bildirmişti.

Mesele şu ki, Türk Akımı, AB’nin Üçüncü Enerji Şartı’na zıtlık oluşturuyor.

“Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi tarafından 2009 yılında onaylanan AB ‘Üçüncü Enerji Şartı’AB sınırlarında dikey gelişen enerji şirketlerinin faaliyetinin sınırlandırılmasının öngören yasalar içeriyor.

Yani Üçüncü Enerji Şartı’na uygun olarak, AB’ye doğalgaz iletmek isteyen ülkeler aynı zamanda doğalgaz hasilatı, iletimi ve satışı yapamazlar.

Tabii ki, Rusya-Türkiye ilişkilerinde normalleşmeler, ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Türk Akımı’na ilişkin açıklamaları olmasaydı, bu projenin artık mazide kaldığını söylemek mümkündü.

Bakan Çavuşoğlu "Türkiye ile Rusya arasında önemli projeler var biri Akkuyu Nükleer Santrali, diğeri Türk Akımı. Akkuyu için süreç hızlandırılacak. Türk Akımı konusunda fizibilite izni vermiştik. CED raporunu kabul edeceğimizi söylemiştik. Görüşmeler devam edecek ve en kısa sürede Türk Akımı çalışmalarına başlanacak. Batı Akımı'ndan aldığımız Rus gazını ikame edecek. Yılda 16 milyar metreküp gaz gelecek, fazlası TANAP'a bağlanacak. 2018'de bunu tamamlamayı düşünüyoruz, bu gaz Avrupa'ya gidecek. Savunma sanayisi konusunda çalışmaları birlikte sürdüreceğiz. Yansımalarını önümüzdeki günlerde söyleyeceğiz. Kısıtlamaları önümüzdeki günlerde, haftalar aylar istemiyoruz. 9 aylık süreç yeteri kadar etkiledi. Akkuyu, Türk Akımı gibi projeler zaman alacak projeler. Biz de süreci hızlandıracağız." – şeklinde konuşmuştu.

Aslında bu, Türk Akımı’nın TANAP’a birleştirilebilineceği anlamına geliyor. Bakan Çavuşoğlu’nun açıklamalarının ardından Trend Haber Ajansı’na yapılan açıklamada, Avrupa Komisyonu’nun kaynakları, güzergahları çeşitlendirme politikasına sadık olduğu bildirdildi.

Açıklamada, AB sınırları içerisinde tüm boruhattı ve altyapıların yasalara uyacağı ifade edilmişti.

Türk Akımı’nın TANAP’a birleştirilmesi, bu projenin Üçüncü Enerji Şartı kapsamından çıkarıyor. Aynı zamanda Türk Akımı yapımına daha önceden redd cevabı alan Botaş’ın da katılması mümkün olabilir.

Bu konuda açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya dönüşünde uçakta gazetecilere konuşmasında “ Türk Akımı projesiyle alakalı olarak da kendilerine, “Herhangi bir sıkıntı yok, sadece kendi topraklarımızın üzerindeki yatırımı 50-50 yapalım” dedik. Zaten bizim topraklarımıza gelene kadar denizin altından taşınacak. Sonra o kısmın da 50-50 yapılmasında mutabakat oluştu” şeklinde konuşmuştu.

Ayrıca enerji uzmanlarına göre de, Türk Akımı ve TANAP’dan alınan gazın birleştirilmesi gayet doğal.
Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu yaptığı açıklamada, “Türk Akımı ve TANAP projesinden Avrupa’ya gönderilecek gazın Türkiye’yi terk ediş noktaları Türk-Yunan sınırında aynı lokasyona tekabül ediyor. Dolayısıyla iki kaynaktan alınan gazın birleştirilmesi gayet doğal bir sonuç. Avrupa ve Türkiye için de kaynak çeşitlendirmesi ve arz güvenliği noktalarında güvence sağlayıcı bir adım. Türkiye zaten iki projeye de sahip çıkarken bu güvence sayesinde iki projeye yönelik Avrupa genelinde de desteğin artacağını düşünüyorum.” diye konuşmuştu.

Fakat, Türk Akımı’nın TANAP’a birleştirilmesi, Türkmenistan, İran, Irak ve İsrail’in bu projeye katılmasına engel oluşturması mümkün.

Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesi sadece siyasi alanda değil aynı zamanda ekonomik ve enerji alanlarında meyvesini vermeğe başladı.

Daha doğrusu, Türkiye “Türk Akımı” projesine 2. soluk verdi ki, Moskova bunun için Ankara’ya teşekkür etmeli.

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler