...

Şenocak: Türkiye AEB’ye katılmasına ön şartı olarak Dağlık Karabağ'daki Ermeni isgalcilerin geri çekilmesini şart koşmalıdır

Türkiye Materials 23 Ağustos 2017 10:30 (UTC +04:00)

Trend takip edin

Paris Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak, Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’ne üyelik konusunu Trend Haber Ajansı'na değerlendirdi.

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile son dönemde ilişkilerinin sarsıntılı dönemler geçirmesinin en büyük etkeni özellikle Almanya'nın yaptığı açıklamalar ve tehditlerdir. Merkel'in "Türkiye ile Gümrük Birliği'ni genişletme çalışmalarını şu an için takip etmeyi düşünmüyoruz" demesi bunun beraberinde Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Kati Piri'nin "AB'nin Türkiye'ye karşı tek kozu ekonomi, Gümrük Birliği önemli" gibi açıklama yapmaları trajikomik bir durumdur.

Öncelikle Angela Merkel’in 28 üye ülkesi olan AB'nin üyelerine danışmadan AB adına böyle bir açıklama yapması pek demokratik değil aksine despotik bir durumdur ikincisi altını çizmek gerekirse AB ile Gümrük Birliği anlaşması, Avrupa’nın yararına ve Türk ekonomisine önemli ölçüde zarar vermektedir. Gümrük Birliği’ni ilgilendiren konularda Türkiye'nin karar alma mekanizmalarına dahil edilmeyerek alınan kararların kendisine empoze ediliyor olması Türkiye’nin çıkarlarına zarar vermektedir.

Türkiye ’nin yararından ziyade zararına olan AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının AB tarafından Türkiye’ye karşı havuç ve sopa olarak sunulması bu anlaşmanın Türkiye’nin yararına olduğu algısını yaratmak içindir. Türkiye bu anlaşmayla ortak pazara dahil olmadı , Türkiye ’ye sunulan şartlarla « AB ortak Türkiye pazar oldu ».

Her ne kadar AB Türkiye’nin 1 numaralı ihracat ve ithalat partneri olsa da 2016 yılı verilerine göre Türkiye, toplam ihracatının %48’ini, ithalatının ise %39’unu AB ülkelerine yapmaktadır. En son yapılan araştırmalarda AB Gümrük Birliği ile dış ticarette verilen açık son beş yılda 100 milyar dolara yaklaşmış olması bu anlaşmanın zaten yeniden Türkiye’nin değerlendirmesi gerektiğini göstermektedir

Durumun böyle olması Türkiye’nin ticaretini daima Batı’ya yönlendirmiş olmasından kaynaklanmaktadır. En son Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Türkiye ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmeyeceğini açıklayan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sözlerine istinaden AB ile Gümrük Birliği’nden ayrılmadan Rusya’nın başını çektiği Avrasya Gümrük Birliğine başvuracaklarını açıklamasını değerlendirecek olursak :

Türkiye’nin AB’ne bağımlılığından kurtulup yeni ticari partnerler bulması ekonomik kalkınması icin bir gerekliliktir. Türkiye Avrasya Ekonomik Birliğine (AEB) üyelikle, yeni jeopolitik ve ticari yollar açılmış olacaktır. Türkiye’nin AEB üyeliği Ortadoğu ve Akdeniz’e uzanan ekonomik işbirliği demektir yani, Türkiye’nin üyeliği ile ticari yolların genişlemesi söz konusu olacak. Bu yollardan en önemlisi Karadeniz bölgesi; çünkü birliğin denize açılan tek yönü.

Bu çerçevede merkezi Türkiye’de olan Karadeniz İşbirliği Teşkilatı (KEIT)’nin güçlendirilmesi gerekmektedir. Ticari anlamda baktığımızda ise, AEB ülkeleri dünyada petrol ve doğalgaz üretiminde birinci olması Türkiye için önemli bir ekonomik pazar teşkil etmektedir.

Turkiye’nin GATT/WTO kuralları gereğince aynı anda iki farklı gümrük birliği içinde olamayacağını savunanlar, hiçbir ticari olarak ağırlığı olmayan AEB üyesi Ermenistan’a AB ile yeniden ortaklık görüşmeleri için yeşil ışık yapmaktadırlar.

Türkiye açısından Avrasya Gümrük Birliği üyeliğine dahil olmasındaki en büyük sorun Ermenistan’ın bu birliğin üyesi olması ve Türkiye ile AEB arasındaki tek kara sınırı olan Ermenistan’la Türkiye sınır kapısının Dağlık Karabağ topraklarını halen işgalci konumunda olan ve halen Azerbaycan’da masum insanları öldüren Ermenistan’la bu durumdan dolayı kapatılmış olmasıdır.

Türkiye’nin AEB’ye katılmasının ön şartı olarak Azerbaycan’ın yaptığı gibi, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermeni isgalcilerin geri çekilmesini şart koşmalıdır. Aksi taktirde Ermenistan’a Türkiye’nin yaptırım gücü kalmayacaktır. Türkiye’nin Ermenistan sınırını Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden açması hem etik hem de diplomatik açıdan uygun olmayacaktır. Boyle bir hamle Azerbaycan’ın güvenini sarsarak bölgede Türkiye'nin diplomatik gücünü zayıflatır. AEB üyeliğine başvurmadan önce bu durumun taraflar arasında çözüme ulaştırılması gerekmektedir.

Etiketler:
Son Haberler

Son Haberler