Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Al Jazeera Arapça kanalına verdiği röportajda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Irak hükümetinin Musul'daki Türk askeri birliğinin değişimine verdiği tepkiye değinen Erdoğan, Irak'ın DAEŞ'in Musul'a girmesi ve Kuzey Irak'ta yayılma politikası izlemesi üzerine Türkiye'den yardım istediğini hatırlattı.
Erdoğan, "Bildiğiniz gibi 2002 yılı sonunda Irak yine bir sıkıntının içindeydi, o sıkıntının olduğu dönemde de bizden talepleri olmuştu, o zaman bir miktar askerimiz oradaydı. Bu olayda ise olay çok daha farklıydı çünkü bir terör örgütü Musul'a girmişti, daha sonra bir yayılma politikasıyla DEAŞ, Kuzey Irak'ta ağırlıklı olarak bir yayılma içine girdi ve Sayın İbadi, 2014'teki Türkiye ziyaretinde bizlerle bunları konuştuğunda ve bizden kendilerinin eğitim amaçlı talepleri oldu ve bu talepler sebebiyle de biz o zaman Başika Kampı'nı kurduk. Bunların hepsinden bilgileri var, haberleri var" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi adama sormazlar mı, Başika Kampı kurulduğu zaman siz neredeydiniz? O günden bugüne hiç sesiniz çıkmadı ve şimdi bölgedeki bazı yeni gelişmeler üzerine böyle bir adım atıyorsunuz. Biz Başika Kampı'nı güçlendirmek üzere buradaki eğitim ekiplerimizi daha da artırmış olduk ve bunlar tamamıyla bir muharip güç olarak orada değiller, daha çok eğitici olarak oradalar. Ve olayın tabii birkaç boyutu var, hava boyutu var, kara boyutu var, eğit-donat boyutu var. Dolayısıyla, eğit-donatı bizim bu askerlerimiz yerine getirecekler, oradaki muharip güç olarak ise zaten Peşmergeler aldıkları bu eğitimle orada bunu yürütecekler.
"DAEŞ bahane edilerek Suriye'ye girildi"
Erdoğan, "Rus savaş uçağının düşürülmesinin Washington'un bilgisi ve koordinasyonuyla mı olduğu" sorusuna ise "Öyle bir şey yok ama daha sonra tabii ki bilgilendirdik" yanıtını verdi.
Bölgenin ateş çemberi içinde olduğunu ve DAEŞ bahanesiyle bölgeye, Suriye'ye girildiğini belirten Erdoğan, "DAEŞ'le Rusya'nın ciddi manada çatışması veya DAEŞ'e yönelik bir operasyon söz konusu değil" dedi.
Rus uçaklarının ağırlıklı olarak Türkmenlerin yaşadığı bölge, Lazkiye'nin kuzeyi, Kızıldağ ve Türkmendağı bölgesinde uçtuğunu ve buraları vurduğuna işaret eden Erdoğan, asıl DAEŞ'in olduğu yerlerde Rus uçaklarının böyle bir girişimde bulunmadığını dile getirdi.
"NATO'nun kayıtları da bizim radar tespitlerimizi doğruluyor"
"Rusya'nın, Türk hava sahasını ihlali nedeniyle düşürülen savaş uçağının kara kutu kayıtlarının incelenmesiyle Moskova'nın iddiaları doğrulanabilir mi? şeklindeki soru üzerine Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan radar kayıtlarına dikkat çekti.
Erdoğan radar tespitlerinin ortada olduğunu, 5 dakika içerisinde 10 defa uyarı yapıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Onlar neyi incelerlerse incelesinler, bizim radar tespitlerimiz ortada. Yani bu radar tespitlerinde nasıl gelip de bizim sınırımıza doğru yaklaştıkları ve yaklaşırken 5 dakika içinde 10 kez uyarı yapmamıza rağmen nasıl sınır ihlalini yaptıkları ortada. Uçaklar ülkemizin sınırlarından içeri girdiler ve 5 mil önde olan uçak tekrar Suriye topraklarına döndü, ama arkasındaki uçak dönmedi ve arkasındaki uçağı da bizim sınırlarımız içerisinde bizim F16 uçaklarımız orada dolaşırken vurdular, vurduktan sonra da Suriye topraklarına bu ikinci uçak düştü."
NATO'daki müttefiklerin de bu konudaki kayıtlarının Türkiye'ye ulaştığını söyleyen Erdoğan, "Onların kayıtları da bizim kayıtlarımızı aynen doğruluyor" dedi.
"Rus askerinin hareketi çocukça"
Türkiye'nin hiçbir zaman gerilimin yanında olmadığını ve gerilim istemediğini, Rusya'nın gerilimde ısrar ettiğini vurgulayan Erdoğan, İstanbul Boğazı'ndan geçen Rus gemisindeki askerin hareketini 'çocukça' şeklinde nitelendirdi.
Erdoğan, "İki gün önce bakın boğazlarımızdan geçen bir Rus gemisinde, geminin baş tarafında bir askerleri omuzunda bir füzeyle beraber görüntü veriyor. Bunlar çok duygusal, çok çocukçu şeyler. Bununla ne yapmak istiyorsunuz, bununla ne kazanacaksınız? Bununla bir yere varılmaz. Ve bakın aynı esnada, aynı dönemde orada Sarayburnu'nda 3 tane NATO gemisi var, onlar da orada bağlı duruyor. Şimdi biz eğer gerilimden yana olsak durum çok farklı olur" diye konuştu.
Türkiye ile Rusya'nın Üst Düzey İstişare Konseyi oluşturduğunu hatırlatan Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin'in duygusal bir davranış içerisinde olduğunu belirtti.
"Esed'siz DAEŞ, DAEŞ'siz Esed düşünülemez"
Paris'te yaşanan terör saldırılarından sonra Batı ülkelerinde, "Esed'in iktidarda kalabileceği, şu anki önceliğin DAEŞ'le mücadele olduğu" yönünde açıklamalar yapılmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Erdoğan, bunun mümkün olmadığını söyledi.
Erdoğan, şunları ifade etti:
"Suriye sorununu Esed'le çözmek mümkün değil. Bu olursa da ancak Viyana sürecinde olduğu gibi 3 ya da 6 aylık bir süre Esed'le devam edilebilir, sonrasında da onsuz çözüme geçilmelidir. Esed'in kalması çok yanlış olur çünkü DAEŞ'in en önemli destekçisi Esed'dir. Esed'siz DAEŞ, DAEŞ'siz Esed düşünülemez. Petrolü rejime satan o, rejimden parasal kaynağı temin eden o. Bunların belgeleri ABD Hazine Bakanlığı tarafından da açıklandı."
Kaynak: AA