Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Rusya, Suriye, İran ve Irak'ın Eylül ayı sonunda Bağdat'ta kurduğu koordinasyon merkezinde Türkiye'nin de bulunması için gelen teklifi Esad nedeniyle reddettiğini açıkladı.
umhurbaşkanı Erdoğan, İran'ın nükleer programı konusunda P5+1 ülkeleriyle (ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin) imzaladığı anlaşmaya Türkiye'nin nasıl baktığına ilişkin bir soruya "Bu henüz bana göre bitmiş bir anlaşma değil. Yani bu tam bittiği zaman bunu değerlendirmek çok daha isabetli olacaktır" cevabını verdi.
Dünyanın nükleer silah noktasında İran'ın attığı adımı asla kabul etmediğini ifade eden Erdoğan, ancak nükleer enerji konusundaki yaklaşımın ise farklı olduğunu söyledi. "Ben nihai neticesini görmeden bu iş sağlıklı bir şekilde neticelenmiştir diyemem" ifadesini kullanan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tabii birçok konuda bizim İran ile görüş ayrılığımız var ama ben bu görüş ayrılığımızın doğrusu komşuluğumuza mani olmasını da istemiyorum. Fakat temennim odur ki yani biz mezhepçi bir ayrılık tavrıyla birbirimize adeta düşman kesilmemeliyiz. Orası Şia, biz de Sünni'yiz ağırlıklı olarak ama Türkiye'de de mesela Sünniliğin dışında Alevi mezhebine mensup olanlar da var. Biz kalkıp da birbirimize düşmanlık edemeyiz. O ayrı bir olay, bu ayrı bir olay. Ben diyorum ki bunu birçok uluslararası toplantıda da söyledim İslam ülkeleri arasında; bizim referansımız mensubu olduğumuz mezheplerimiz olmamalı, bizim referansımız İslam olmalı. İslam ne diyor biz ona bakmalıyız. Mezhebimiz ne diyor ona bakmamalıyız, ona bakarsak yanlışın içinde oluruz ama İslam ne diyor, buna bakarsak o zaman doğru yolda, sırat-ı müstakim üzere oluruz. Bunu yakalamalıyız diye düşünüyorum. Çünkü dünyada bizleri, özellikle İslam dünyasında paramparça ettiler. Toparlanmamız lazım, bir olmamız lazım, beraber olmamız lazım, dayanışma halinde olmamız lazım. İşte bakın, Irak'ın haline bakın değil mi, Suriye'nin haline bakın, Filistin'in haline bakın, Mısır'ın haline bakın, Libya'nın haline bakın, aynı şekilde Tunus, her yer adeta kendi içinde paramparça ülkeler. Bunları aşmamız lazım diye düşünüyorum ve bunu bir an önce eğer başarabilirsek İslam dünyası çok daha güçlü olacaktır."
Kaynak - Milliyet