Dün yüzlerce yıldır özellikle de Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra Batı tarafından sistematik olarak sömürü siyasetine maruz kalıp sefalete sürüklenen Afrika kıtası, bugün ise dünya jeo-stratejisinin merkezinde yeniden yer almaya doğru hızla yol almaktadır. Her alanda hızla kalkınan Afrika, bölgesel ve küresel güçlerin yeniden stratejik odak noktası olmaya başladı. Kabileler arası çatışmalar, iç savaşlar, ekonomik geri kalmışlık, çeşit çeşit hastalıklar, açlık, yoksulluk, göç ve terör gibi olumsuzluklara rağmen yeni bir Afrika doğuyor.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat-2 Mart tarihleri arasında Afrika turu kapsamında Cezayir, Moritanya, Senegal ve Mali'yi ziyaret etti. Ziyaretleri sırasında Afrika'da yeni-sömürgecilik ilişkilerine karşı Türkiye’nin “Afrika'nın sorunlarına Afrikalı çözümler” yaklaşımını desteklediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Senegal ziyareti sırasında Türkiye-Senegal İş Forumu’nda yaptığı konuşmasında, “Afrika'nın kaynaklarını tüketmek ve modern sömürü modellerini benimsemek bizim için asla söz konusu değildir.” dedi. Afrika turu kapsamında ikinci durağı olan Moritanya’da ise "Biz yeni bir dünya düzeni kurulurken Afrika ile birlikte yürümek istiyoruz" açıklamasını yaptı. Doğusunda ve güneyinde, zaman zaman da batısında ve kuzeyinde terörle mücadele eden Türkiyenin, aynı anda dünyada Afrika’nın sesi olması “stratejik diriliş” in Osmanlıca tezahürüdür.
Erdoğan’ın ziyaretinden hemen sonra ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un da 6-13 Mart tarihleri arasında Afrika'da bazı ülkeleri ziyaret edeceği açıklandı. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Tillerson'un Çad, Cibuti, Etiyopya, Kenya ve Nijerya'ya gideceği ve teröre karşı mücadele, barış ve güvenliğin gelişimi, iyi yöneticilik, karşılıklı ticaret ve yaptırımların gelişimi konularını konuşacağı yanı sıra Afrika'daki hükümetler ve halklarla ilişkilerin daha da geliştirilmesinin ele alınacağı belirtildi. İlk durağı olan Etiyopya’ya hareketinden saatler önce Tillerson, George Mason Üniversitesinde yaptığı konuşmasında doğu Afrika ve Çad gölü bölgesindeki ülkelere 530 Milyon $ insani yardım yapacağını belirtti. Suriye’nin kuzeyinde terör ordusu kuran Amerikanın, Doğu Afrika’da insani yardım yapacağını ifade etmesi “stratejik dalga geçme” nin İngilizce tezahürüdür.
Aynı hafta içerisinde Etiyopya merkezli The Reporter Ethiopia gazetesine konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise, "Afrika Boynuzu ve dünyanın diğer bölgelerinde silah hacminin artırılması büyük endişe yaratıyor. Üstelik bu amaç için ayrılan büyük kaynaklar sosyoekonomik kalkınma ve insani yardımlara yönlendirilebilirdi" ifadelerini kullandı. Lavrov, Rusya'nın Afrika'da aşırı silahlanmaya yol açan tüm çatışma ve anlaşmazlıkların kesinlikle sadece barışçıl, politik ve diplomatik yöntemlerle çözüme kavuşturulmasından yana olduğunu kaydetti. Dünyanın meşhur silah tüccarı Rusyanın, Afrikanın silahlanmasına olan endişesinden ve insani yardımlardan bahsetmesi “stratejik dalga geçme” nin Rusça tezahürüdür.
Bazı ülkeler Afrika’ya sadece enerji tedariği için ekonomik yatırımlar yaparken bazıları da mevcut sömürü düzenlerini korumak için askeri yatırımlar yapmaktadır. Bunlara ilaveten bazıları bölgeye jeostratejik hırslarıyla yaklaşırken bazıları da yeni sömürü düzeni için insani yardım adı altında terör örgütlerine yatırım yapmaktadır. Bütün bunların aksine bazı ülkeler ise insani ve islami sorumlulukla Afrika kıtasında gönüllere yatırım yapmaktadır. Bu nedenle Afrika ile ekonomik çıkarları için “stratejik bağı” olanlar değil, insanlığın kaderi için “gönül bağı” olanlar kazanacaktır. Dolayısıyla Afrika ile gönül bağı olan devletler, Afrika’nın anti-terör yeteneğini ortak çabayla hızla arttırmalıdırlar.
Fatih Öztosun, TRT ÇİNCE