Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası
Paris Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyaretini ve Türkiye-Rusya ilişkilerini değerlendirdi.
Türkiye ve Rusya’nın iki kardeş ülke olduğunu ifade eden Şenocak, “Türkiye’nin istikrarsızlğı Rusya’ya zarar verir, Rusya’nin istikrarsızlğı da Türkiye zarar verir, o yüzden iki ülke birbirine destek olmak zorundadır. Bu durum elbette ABD ve AB ülkelerinin korktuğu bir durumdur, iki büyük gücün bir araya gelmesi onların bölgedeki hakimiyetlerini kontrol etmek için yaptıkları istikrarasızlaştırma oyunlarını ve stratejilerini alt üst etmektedir. Türkiye ve Rusya iki büyük imparatorluğun mirasçılarıdır, iki halk da birbiriyle ortak tarihi paylaşmıştır, bundan sonra da ortak güçlü bir geleceği paylaşmalıdır.” diye konuştu.
2009 yılında Rusya Devlet Başkanı Putin’in Turkiye’ye ziyaretiyle Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok güclü stratejik işbirliğinin başlangıcı olduğunu kaydeden Şenocak, “Özellikle Güney Akımı projesi, nükleer enerji, turizm, ticaret ve güvenlik konularında 20’nin üzerinde anlasmaya imza atıldı buna ‘Çok Yönlü Stratejik Ortaklık’ adı verildi. Bu durum en başta ABD ve AB ülkeleri tarafından bölgedeki çıkarları açısından büyük bir tehdit olarak görüldü.Bu durumdan rahatsız olan AB ve ABD, NATO’yu kullanarak Türkiye ve Rusya’nın arasını açmaya çalıştı. Gerek açılan üsler gerekse yerleştirilen patriotlar açısından Türkiye hep Rusya’ya tehdit olarak gösterilmiştir. Oysaki iki ülkenin stratejik işbirliği son yıllarda her iki ülkenin ekonomisini ve sosyal düzeyini kalkındırmıştır.” şeklinde bildirdi.
Şenocak açıklamasını şöyle devam ettirdi: “Bu ziyarette ele alınacak başlıca konu iki ülke arasında ekonomik ve stratejik isbirliğinin ‘ucak krizi’nin ardindan yeniden eski düzeyine getirilip bunun geliştirilmesi olacaktir fakat en önemlisi ele alinacak olan konu bölgesel güvenlik ve uluslararası terorizmle mücadele olacaktır. Türkiye Cumhurbaskani’nin heyetinin icerisinde MIT Müstesari Hakan Fidan’i dahil etmesi bunu göstermektedir.
Ayrıca Suriye krizinin cözümü gündeme gelecektir burada en hassas konu AB ve ABD destekli PYD ve PKK’nin Türkiye ve Rusya’nin işbirliğiyle bölgeden ve özellikle Suriye sınırından temizlenmesi olacaktır. FETÖ darbe girişimiyle başarısız olan dış güçler Türkiye’yi PKK üzerinden karıştırmak istemektedir.
Türkiye’nin Rusya ile yeni stratejik projeleri geliştirmesi hem bölgenin istikrari hem de iki ülkenin bölgesel gücünü arttıracaktır. Özellikle enerji konularının ele alınması gerekmektedir, Karadeniz bölgesi bu konuda Dünya’nin yeni ‘Eldoradosu’ olarak nitelendirilmektedir. Geleceğin enerji kaynağı olarak nitelendirilen Hidrojen enerjisinin Dünya rezervlerinin yüzde 80’i Karadeniz bölgesinde yer aldığı uzmanlar tarafından tespit edilmiştir. Bu konuda iki ülkenin çalışmalar yapması gerekmektedir, Batılı ülkelerin özellikle ABD’nin bölgeye olan ilgisi bu konuda yoğunlaşmaktadır.
Son darbe girişimiyle gerek AB gerekse ABD Türkiye’ye gerçek yüzlerini sergilemişlerdir. ABD Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmeye çalışan terör örgütlerini resmen desteklediğini bu son darbe girişimiyle ve terörist başı Gülen’i iade etmeyerek göstermiştir. AB bu darbe girişiminde Türkiye Cumhuriyeti’ni desteklemek yerine basın yoluyla Türkiye aleyhinde kara propoganda yapip FETÖ ve PKK gibi teror örgütlerine sahip çıkmaktadır. Türkiye’nin halkın iradesiyle yıllardır mağdur edildiği AB müzakerelerini sonlandirip AB ile ilişkilerini 'Ekonomik Ortalık' haline getirmelidir. Rusya ile birlikte ekonomik, siyasi ve askeri açıdan « Avrasya Birliği » içerisinde stratejik ortalığını geliştirmelidir. “