Trend Haber Ajansı Türkiye Masası
Dış politika uzmanı Hüseyin Altınalan Trend Haber Ajansı'na yaşanan son gelişmeler ile Suriye'de Rusya ve Türkiye'nin tutumlarını değerlendirdi.
Hüseyin Altınalan
Küresel güçler, bölgeyi yeniden dizayn etme, sınırlarını değiştirme, ülkeleri parçalama projesine karşı çıkan Türkiye'yi çok yönlü olarak sıkıştırarak işlevsiz hale dönüştürme çabası içerisindedir. Türkiye ise saldırı altındaki İslam dünyasının ümidi olmayı sürdürerek bu projeyi bozmak için büyük çaba sarf etmekte, ustaca manevralarla oyunların etkisini azaltarak kendi tezlerine yaklaşan kararlar aldıracak adımların atılmasını sağlamaktadır.
Örneğin Türkiye, Irak'ta aşırı mezhepçi politika uygulayarak DAEŞ gibi terör örgütlerinin oluşmasına zemin hazırlayan Maliki hükümetinin gitmesini ısrarla istemiştir. Türkiye'nin bu kararlı tutumunun ardından İran, Maliki'den desteğini çekmiş ve Maliki iktidarı son bulmuştur. Aynı şey Beşar Esed rejimi için de geçerlidir.
Artık İran dışında herkes "Esed'siz Suriye'ye" karşı çıkmamakta, direkt olarak Türkiye'nin tezleri karşıtı açıklama yapmamaktadır. Seçim sonrası büyük moral kazanan AK Parti hükümetinin daha güçlü hale gelmesi ve ülkedeki istikrar ortamı bölge üzerinde emelleri olan bazı ülkeleri rahatsız etmiş, bu sebeple Türkiye, elinin zayıflatılması için Türkmenler üzerinden sıkıştırılmaktadır.
Bu durum tespitini yaptıktan sonra büyük güç mücadelesine sahne olan bölgede Rusya'nın tutumunu şöyle değerlendiriyor. Bence Moskova, bu adımlarıyla Lazkiye'deki askeri üssünün yerini sağlamlaştırıp oraya iyice yerleşmek ve Ukrayna-Kırım konusunda pazarlık gücünü artırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca elde ettiği kazanımları ABD ve AB'ye karşı koz olarak kullanmayı hedeflemektedir. Zira Rusya ile Batı arasında Ukrayna-Kırım mücadelesi bitmemiştir. Dolayısıyla bu savaş çok yönlü savaştır.
Önceki gün Ukrayna'nın enerji hatlarına sabotaj gerekçesiyle Kırım'ın elektriğini kesmesi, yarımadanın karanlığa gömülmesi ve bölgede olağanüstü hal ilan edilmesi, Kırım ve Ukrayna arasında yük taşımacılığının yasaklanması, Rusya'nın da Ukrayna'ya kömür ihracını durdurması, doğalgazın kesilmesi ile tehdit etmesi, Ankara'da geçen hafta düzenlenen ve Rusya karşıtlarının katıldığı Kırım toplantısını bu çerçeve içerisinde görmek gerekir.
Türkiye-Rusya ilişkilerine ilişkin ise şunları söylemek mümkün: Ankara hükümeti Türkmenleri korumak için her türlü adımı atacaktır. Türkiye bu konudaki diplomatik adımını, Rus saldırısını BM'ye taşıyarak gösterdi. Askeri bakımdan ise Rusya ve Esed güçleri hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılaşabilir. Rusya da şu ana kadar elde ettiği kazanımları korumak için her yolu deneyecektir. Bütün bunlar iki ülke ilişkilerine olumsuz biçimde yansıyacak. Moskova, Ankara'yı kaybetmek de istememektedir. Rusya Dışişleri Lavrov'un yarınki Türkiye ziyareti bu hassas dönemde daha büyük anlam kazanmaktadır.