...

Cumhurbaşkanı Erdoğan : 'Terörle mücadele devam edecek'

Politika Materials 7 Eylül 2015 09:51 (UTC +04:00)

Trend takip edin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim 400 milletvekili dediğimiz olay yeni bir Türkiye ve yeni bir anayasanın süratle oluşturulmasına yöneliktir. Bunlar da bu tür olumsuzlukları minimilize edecek adımlardır. Bunlar bunun farkında değil. 'Acaba burayı nasıl manipüle ederiz' dertleri, gayretleri budur" dedi.

Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınında yaptığı açıklamada, parlamentodaki siyasi partilerin teröre karşı ortak bir siyasi tavır alamadığını söyledi.

Suriye'ye yönelik karar alınırken parlamentoda yaşananlara dikkati çeken Erdoğan, "Her şey çok açık ve net ortada. Kimler kimlerle hareket etti. Bunları gördük. Sonunda geçti ayrı mesele ama iş buraya gelmemeliydi. Hükümet bunu keyfi olarak getirmiyor parlamentoya" şeklinde konuştu.

Erdoğan, terörün yanındaki siyasi partinin bilindiğini ifade ederek, terörün karşısında olan siyasi partilerin el ele vermesi gerektiğini kaydetti.

Teröre karşı ortak bir blok oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, "Onlar o zaman bu işin çok daha zor olduğunu anlayacaklardır. Ancak onlar yanlarında herhangi bir siyasi partiyi görünce 'Ha burada bir siyasi konsensüs yok' diyorlar. Öyle veya böyle şimdi bir seçime gidiliyor. Bu seçimde temenni ediyorum ki, milletim bir daha bu kararları rahatlıkla verebilecek bir iktidarı iş başına getirir" ifadelerini kullandı.

Terör ile mücadelede birlik, beraberlik ve dayanışmanın çok önemli olduğunu anlatan Erdoğan, milli birlik ve kardeşlikten sonra Çözüm Süreci'ni dillendirdiklerini söyledi.

Erdoğan, Çözüm Süreci'ne bile bir siyasi partinin hep karşı çıktığını dile getirerek, "Milli birlik ve kardeşliğe neden karşı çıkıyorsun? Buna ihtiyacımız yok mu? Eğer miliyetçiysen milli birlik ve beraberlikten kaçmaman lazım. Ama buna hazımsız davrandılar. Bunların bir defa aşılması gerekiyor. Bunu aşacak tek yerde milli iradedir. Milli iradenin sandığa yansımasıdır diye düşünüyorum. Ve temenni ediyorum ki, bunu aşmak koşuluyla önümüzdeki süreci çok daha farklı ve seri kararlar alabilen bir yapı ile devam ettirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

- "400 milletvekili dediğimiz olay yeni bir Türkiye ve Anayasa oluşturulmasına yöneliktir"

Erdoğan, Ankara Barosu'nun son alınan tezkereye ilişkin Danıştay'a yaptığı başvuruya da değinerek, "Her şeyden önce Türkiye'de iç ve dış emniyet noktasında teröre karşı hükümetin gerek polisi gerekse askeri ile bunu yapabileceğine amirdir. Anayasa da kanunlar da amirdir. Bu konuyla ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri nerelerde kullanılır? Bunların hepsi kanunlarda ve Anayasada vardır. Kaldı ki, burada Danıştay'a müracaat ederek buradan böyle bir şey çıkarma gayretleri sadece bu işe gölge düşürme gayretidir. Bu süreç aynı kararlılıkla devam edecektir. Biz her şeyi hukuki çerçeve içinde yürütüyoruz ve yürütmeye de devam edeceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, canlı yayın sırasında "400 vekil" sorusuna verdiği cevaba ilişkin yapılan medya manipülasyonlarına yönelik şunları kaydetti:

"Bu medya manipülasyonun ve ahlaksızlığın tam bir daniskası. Bir üzüntünün içinde olmaları gerekirken buradan acaba kendilerine nasıl bir rant elde edebilirler bunun gayreti içerisindeler. Bu paralel yapı işin başından beri hep bunun peşinden koştu ama ben bunların geçmişini bilirim, cemaziyülevvelini bilirim. Bunlar o zaman çok farklıydılar ama şimdi çok farklı bir zemine oturdular. Bunlara tabi sormak lazım. 'Yani siz şimdi niye Türkiye'de değilsiniz de kaçıp Türkiye dışında kendinize yer arıyorsunuz?' Türkiye Cumhuriyeti devletini kalkıp da Batı ülkelerine şikayet edecek kadar bunlar alçalmış vaziyettedir. Bunların konumu öyle bir durumda. Ve şu anda da yaptıkları yine budur. Bunlar için şehit cenazeleri sadece bir provokasyon için araçtır. Sadece onlar değil onların destek verdiği siyasi gruplarda öyle. İşte oralara gelirler, cenazelerde biz onu nasıl bir siyasi ranta dönüştürürüz hep bunun gayreti içerisine girerler. Bunları hep gördük görüyoruz. Bir cenazenin bir adabı vardır. Bunlarda o adap falan yok. Tam aksine bunu ben acaba oya nasıl tahvil ederim bunun gayreti içerisindeler. Bir Cumhurbaşkanı olarak, bunları hüzünle ıstırapla izliyorum. Bizim 400 milletvekili dediğimiz olay yeni bir Türkiye ve yeni bir anayasanın süratle oluşturulmasına yöneliktir. Bunlar da bu tür olumsuzlukları minimilize edecek adımlardır. Bunlar bunun farkında değil. 'Acaba burayı nasıl manipüle ederiz' dertleri, gayretleri budur."

-"Beştepe Külliyesi güçlü Türkiye'nin bir simgesidir"

Erdoğan, "Sarayın askeri, sarayın polisi ve sarayın savaşı gibi söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna yönelik, askerin, sarayın değil milletin askeri ve evladı olduğunu söyledi.

Polisin de devletin polisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar bu tabirleri Çankaya'dayken neden kullanmıyorlardı? Veya Çankaya'nın geçmişinde neden kullanmıyorlardı? Niye o zaman değil de şimdi kullanıyorlar? Dert şu, bunlar güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Şu anda Beştepe Külliyesi güçlü Türkiye'nin bir simgesidir. Çankaya belli bir dönemin tırmanışında bir simgeydi ama bu bizim için yeterli değildi. Şimdi Beştepe Külliyesi güçlü ve güçlenen bir Türkiye'nin simgesidir. Bunu bunlar hazmedemiyorlar. Çünkü bunların bu ülkede dikili bir ağacı yok. Olmadığı için de acaba biz bunu nasıl karalarızın derdindeler. Bütün gayretleri bu. Biz bu defa güvenerek, inanarak, Beştepe Küliyesi ile yarınların güçlü Türkiye'sinin temellerini atıyoruz. Bunlar çatlasalar da patlasalar da bu devam edecek. Bu arada şehitlerimiz olacak. O babanın dediği 'Benim 5 evladım daha var. Bu 5 evladımı da bu vatan için feda etmeye hazırım. Kendim de feda olamaya razıyım.' Bu babalar da var ama karakteri bozuk olanlar da var. Ben işte bu babalara fedayı can etmeye hazırım. Sağ olsun onlar da bizi gayet iyi biliyor ve takdir ediyorlar. Onlarla bu yolda emin adımlarla yürüyeceğiz. "

Erdoğan, bir şehidin cebinden çıktığı iddia edilen ama sonra yalanlanan mektupla ilgili soruya yönelik de, "Bugüne kadar 70'e yakın şehidimizin yakınını aradım bir tanesinden tepki gördüm ki o da kız kardeşiydi. Sonra hanımı ile görüştüm o daha farklı tepki verdi. Sonra kızı telefon açtı. Kendisine bazı şeyler yanlış anlatılmış. Bunları anlattık. Malum medya bunları hemen gidip bulmak suretiyle ki, söylenen şeylerin bir çoğu da yalan. Öyle 'polis olmasaydı' gibi bir ifade yok. Yalan tabi öyle bir şey olur mu? Bugün 17 şehidimizin ailesini aradım. Abisi, babası ve eşleri çıktı onlarla konuştum. Bir tanesinden olumsuz tepki gelmedi. Hepsi de 'Bu vatan için feda olsun. Bundan sonraki süreç içinde bizler de evlatlarımız da vatan için feda olmaya hazırız' dediler. Bunların hepsinin biz de kayıtları var. Biz bu kayıtları gösterdiğimiz zaman bunlar kendilerini nerede gizleyecekler. Ama mesele cibilliyet ve karakter meselesi. Bunlar acılardan rant elde etmeye çalışıyorlar. Bunlarda cevap verecek yüz yok. At denize balık bilmezse Halik bilir diyoruz" şeklinde cevap verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurtdışına kaçan savcılar ve iş adamıyla ilgili soruya yönelik de şunları kaydetti:

"Bunların şu an işlemiş olduğu suç Interpol'ü ilgilendiren bir suç değil. Bu yüzden bizim buradaki yetkililer Interpol üzerinden değil, normal suçlu düzeyindeki süreci çalıştırıyor. Interpol'den iadeleri yönünde bir talep söz konusu değil. Bu yönde manipüle eden haberler çıktı. Eğer öyle olsa emniyet teşkilatımız konuyu ona göre ele alır ve takip eder. İadeleri noktasında çalışmalar devam ediyor. Suçluların iadesi anlaşmalarından hareketle devletlerden istiyoruz. Verdiler verdiler, vermedikleri takdirde biz de onların suçluları varsa onları da ben göndermem. Bazı ülkelerin bu anlamda bende bekleyen dosyaları var. Ya onlar verecek, vermedikleri takdirde biz de göndermeyeceğiz."

Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınında yaptığı açıklamada, sürekli olarak bölgede karakolların taciz edildiğine dikkat çekti.

Karakollarda görev yapan asker ve polisin milletin evlatları olduğunu dile getiren Erdoğan, "Ben şimdi sürekli mesela şehitlerin ailelerini arıyorum. Aradığım şehitlerin içinde birçok benim Kürt kardeşim var, şehit olmuş. Fakat buna rağmen babası bakıyorsun diyor ki 'Şu anda benim evde 5 tane daha yavrum var, 5'ini de ben bu vatan için göndermeye hazırım.' Yani bu tükenmeyecek ama bunlar 'biz Kürtlerin temsilcisiyiz' derken öbür tarafta benim Kürt kardeşimi, Kürt vatandaşımı da şehit ediyor. Bunlarda böyle bir duruş yok. Bunlar maalesef ayrımcılığın tam göbeğinde ve bu ayrımcılığı yaparken de kendilerini farklı bir yere çekiyor, kendilerinin yanında değilse eğer Kürt de olsa bitmiştir..." ifadelerini kullandı.

"Seçim öncesinde Çözüm Süreci boyunca sakin bir ortam vardı. Seçimler gerçekleşti. HDP 80 milletvekili çıkardı, 100'ü aşkın belediye var. Bu saldırılar niçin başladı? Nasıl bir strateji umuyorlar? Niçin bu saldırıları yoğunlaştırdılar? Bugünkü saldırı da seçimin tekrar edilmesi kararının hemen arkasından geliyor. Nasıl bir strateji var Sayın Cumhurbaşkanım?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Tabi bu Çözüm Süreci bunlar tarafından bir ihanetle değerlendirildi. Çözüm Süreci'ni bunlar adeta Güneydoğu'da, kısmen Doğu'da kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Burada bu süreç içinde güvenlik güçlerimiz, tabi 'herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim' dediler ama daha sonra anladık ki bu süreç içinde bunlar bunu yaptılar" değerlendirmesini yaptı.

- Sokağa çıkma yasakları

Sokağa çıkma yasaklarına değinen Erdoğan, "Şimdi, valilikler vasıtasıyla, diyelim herhangi bir ilde veya ilçede 15 saat, 15 gün sokağa çıkma yasağını ilan ederken Valilik niye ilan ediyor? Evlerde durum nedir? Bunu görecek. Kimler var, kimler yok, bunu görecek. Bunun başka çıkışı yok. Bunları yapmaya mecburuz ve yapacağız ve şu anda bunlar da devam ediyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokağa çıkma yasaklarının geçmişteki OHAL uygulamasından farklı olduğunu vurguladı.

Erdoğan, "Niye bu saldırıları yoğunlaştırdılar? Niye şimdi bu çatışmalar başladı?" şeklindeki soru üzerine ise şöyle devam etti:

"Gidilecek seçimde bölge halkını tehdit altında tutmak suretiyle buralardaki oy potansiyelini korumaya yönelik atılan adımlardır bunlar. Tabanı konsolide etmeye yöneliktir. Örneğin dün zannediyorum, vatandaşlar ne yaptılar, yürüdüler. Bu bir direnişti. Yürüyüş bunun içindi. 'Artık çekin elinizi yakamızdan' dediler, yürüdüler. Benim Güneydoğu'daki Kürt vatandaşım, bunu genişletmesi lazım, çoğaltması lazım. 'Çekin elinizi yakamızdan, biz sizi tanımıyoruz. Çünkü siz bizim haklarımızı korumadınız. Tam aksine bizim evlatlarımızı, siz sürekli olarak ölüme götürdünüz, dağa kaçırdınız'... Dağa kaçırılan çocuklar kimin çocukları? Hep bu Kürt vatandaşlarımızın çocukları. Diyarbakır'da biliyorsunuz aylarca anneler ağladı. Niye? Çocukları kaçırıldığı için, kızları kaçırıldığı için. Bu ağlama sürekli devam etti. Hala biliyorsunuz kaçırılmış olan yüzlerce, binlerce çocuk var. Bütün bu gerçekleri görmemiz lazım. Bölücü terör örgütü böyle bir yöntemi kendine seçmişse bunu diğer vatandaşlara da bu korkuyu salmak için bunu yapıyor. Bununla birlikte de öyle bir yöntem kendine belirliyor ki 'Ben burada halk desteğini kaybettiğim anda benim halim nice olur?' Bunun için de tabi hırçınlaşıyor. Temenni ederim ki halkımız onun bu durumunu görmek suretiyle kararını verir, bu konuda hiç dinlemeden iradesini, neyse bu iradesini inşallah sandığa yansıtır."

- "Şehitlerimiz olacak ama bu tabi bizi asla durdurmamalı"

"PKK, Çözüm Süreci'nde çocukları dağa kaçırıyor. Rakamlar veriliyor, 2014'te bin 270, 2015'te 597 çocuğun dağa kaçırıldığı belirtiliyor. Daha önce siz dağa çıkarılan çocukların anneleriyle görüşmüştünüz. 'B ve C planlarımız olur' demiştiniz. B ve C planları, bu dönemde bunlar devreye girecek mi? Bu anlamda bir çalışma var mı?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Şu anda biliyorsunuz gerek Kandil'de, gerek Türkiye'de çok ciddi operasyonlar yapılıyor. Bu operasyonlar sebebiyle bunların ileri gelen takımı, bunlar zaten ülkeyi de terk ediyorlar. Yani bir kısmı bunların İran tarafına geçiyorlar, bir kısmı yine sürekli olarak mevzi değiştiriyorlar. Böyle bir şey içindeler. Bunlar bir defa devam edecek. Bunun neticesinde durmak yok, bunları çok daha farklı bazı strateji uygulamalarına girmek suretiyle buraları tarassut altına almak, buralardaki bu süreci devam ettirme kararlılığındayız. Az önce de dediğim gibi belki burada şehitlerimiz olacak ama bu tabi bizi asla durdurmamalı. Kararlı bir şekilde buna bizim devam etmemiz gerekiyor. Hele hele bu akşamki olaydan sonra bu çok daha farklı bir sürecin içine girmiştir" ifadelerini kullandı.

- "Teröristlerin özellikle ölüsü noktasında çok ciddi rakamlara ulaşıldı, bunlar artık binlerle ifade ediliyor"

"90'lardaki operasyonları hatırlıyorum ya da daha sonraki süreçte çok etkili operasyonlar yapılmıyordu. Kandil'e gidiliyordu, geliniyordu. Kamuoyunu tatmin edecek sonuçlar alınmıyordu. Bu sefer sonucun farklı olduğu söyleniyor. Bununla ilgili olarak ABD ile istihbarat paylaşımından ziyade Milli İstihbarat'ın direktifleriyle hareket edildiği söyleniyor. Böyle bir farklılık var mı? Kandil'e yapılan operasyonların başarısı neyle açıklanabilir?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok çok farklı. Tabi burada bizim şu anda gerek DAİŞ terör örgütüne yönelik, gerek içerideki bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik, gerek DHKP/C'ye yönelik şu an emniyet güçlerimizin yoğun bir çalışması var. Bunları yoğun bir şekilde yaptıkları gibi biliyorsunuz şu ana kadar yani teröristlerin özellikle ölüsü noktasında çok ciddi rakamlara ulaşıldı, bunlar artık binlerle ifade ediliyor. Öyle zannediyorum ki artarak da devam edecektir. Aynı şekilde DAİŞ'le ilgili koalisyon güçleriyle beraber yapılan operasyonlardır. Orada tabi belli bir merkezden verilen koordinatlar çerçevesinde DAİŞ'e karşı yapılan müdahaleler vardır. O koordinatlarda bizim de Hava Kuvvetlerimiz gereği neyse bunu yapmaktadır. Yapmaya da devam edecektir. Olay, bizim sınırlarımızdaki tehdit unsurları neyse bu tehdit unsurlarına karşı kararlı bir şekilde devam eden harekattır. Öbür tarafta da yine bölücü terör örgütüne karşı bunlar sadece Hava olmayacak, hem Hava hem Kara bunlar aynı kararlılıkla devam edecek. Tabi sıkıntılarımız olmayacak değil, olacak ama bu sıkıntılara rağmen bu süreci kararlı bir şekilde devam ettireceğiz."

- "Artık bu süreç farklı bir süreçtir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sınır ötesi operasyonların başarısı takdir ediliyor. İçerideki operasyonlara dair eleştiriler var, polisin ve askerin, pasif kaldığı eleştirileri yapılıyor, bazı muhalefet partileri ve medya organlarınca. Örneğin polisin 'vur' emri yok mu? Vatandaş bunu çok soruyor. Askere ve polise 'Kışladan, karakoldan çıkma' emirleri verildiği söyleniyor. Bu iddialarla ilgili ne diyorsunuz?" şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Bu iddiaların hepsi de aslında aslı astarı olmayan, maalesef doğru olmayan yalan ifadeler. Bir defa polisin de askerin de vurma yetkisi vardır. Hele hele silahlı bir teröristi gördüğü zaman indirir. Şimdi Tunceli hadisesi bunun en güzel örneğidir. Orada silahlı gördü, ne yaptı, hemen güvenlik gücümüz onu indirdi. Nusaybin'de ne oldu? Hemen indirdi. Bu yetki var. 'Yok' ifadesi kesinlikle yalandır. Ben bunu Trabzon'da da açıkladım. Kesinlikle askerimizin de polisimizin de yetkisi var. Böyle bir şey olduğu anda da bu yetkisini rahatlıkla kullanabilir. Bu konuda Başbakanlığımızın, Silahlı Kuvvetlerimize verdiği ayrıca yetkiler vardır, Emniyet teşkilatına bu konuda verilmiş olan yetkiler vardır. Artık bu süreç farklı bir süreçtir. Hele hele görüyor ki son İç Güvenlik Kanunu'nda da biliyorsunuz çok daha farklı bazı yetkilerle donatıldı. Yani maskeliler, molotoflular, tüm bunların hepsi şu anda görüldüğü yerde herhangi bir şey anında gereği yapılır."

Son Haberler

Son Haberler