Azerbaycan/Bakü/Trend/- Fransa Observatoire Mediterraneеn de l'Energie kurumu hidrokarbonlar direktoru Sohbet Karbuz Trend Haber Ajansına yaptığı açıklamada, Rusya doğalgazının anlaşma gereği 2022 yılına kadar Türkiye piyesasında söz sahibi olacağını bildirdi.
BOTAŞ ve özel şirketlerin Gazprom ile yıllık 30 milyar metre küp doğalgaz alımı anlaşmasının mevcut toplam alım anlaşmalarının yarısından fazla olduğunu vurgulayan uzman, bu nedenle Türkiye'nin en az 6 yıl Gazprom'a yüksek bağımlılığının devam edeceğini açıkladı.
Rusya'nın şimdiye kadar Türkiye için güvenilir doğalgaz tedarikçisi olduğunu bildiren Karbuz, ama bunun Türkiye'nin gaz tedarik kaynak çeşitlendirmesi karşısında bir engel olmadığını ifade etti.
Karbuz: ''Gaz ihracatçısı ülkeler nasıl ihraç pazarlarını çeşitlendirmeye çalışıyorlarsa, ithalatçı ülkelerin de kaynak çeşitlendirmesine gitmesi son derece doğaldır ve yapılması gereken de zaten odur. Türkiye bu açıdan çok şanslı bir konuma sahiptir. Kuzey Irak, İsrail ve belki Türkmen gazı orta ve uzun vadede potansiyel olarak Türkiye'nin kaynak çeşitlendirmesine katkı sağlayabilir. Bu arada Türkiye'de uygun piyasa koşulları sağlanırsa LNG, özellikle de spot LNG'nin de önemini göz ardı etmemek gerekir. Tüm bu yeni tedarik kanalları yanında mevcut kaynaklardan alınan gaz miktarı arttırılsa dahi Rusya Türkiye'nin gaz ithalat yelpazesinde önemli bir yer tutmaya devam edecektir.'' dedi.
''Türk akımı'' projesinde belirsizlikler devam ediyor
Rusya ve Türkiye arasında yapılacak ''Türk akımı''doğalgaz hattı projesi konusuna değinen Karbuz, ''Türk akımı'' konusunda belirsizliğin devam ettiğini ve ''Kuzey akımı-2'' projesinin gerçekleşme olasılığı arttıkça ''Türk akımı'' projesinin ilk telaffuz edilen kapasite ve sürede devreye girme olasığı da azaldığını açıkladı.
AB'nin iki yüzlü politikaları göz ardı edilmemelidir
Karbuz: ''Bu süreç içerisinde Avrupa Birliği'nin izlediği iki yüzlü politikaların etkisi de göz ardı edilmemelidir. Şu anda, ''Türk akımı'' projesi derken yıllık 32 bcm kapasiteye sahip bir boru hattının 2017 yılı sonunda devreye girmesi anlaşılıyor. Ancak Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin soğumasıyla ne yazik ki ticari bir konu politik malzemeye dönüştürüldüğünden bu bile soru işareti.'' şeklinde konuştu.