Azerbaycan/Bakü/Trend Haber Ajansı Türkiye Masası
Sinan Ergün
Yerel Havadis Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Kültür Sanat ve İletişim Kulübü Başkanı
Son zamanlarda ülkemiz tarihi bir fırsatı elde etmiştir. Türkiye tarihinde ilk defa sivil bir Anayasa’ya geçiş için çalışmalara başlandı. Zamanın gereksinimlerine yanıt vermeyen 1982 Anayasası’nın yetersizliği, yeni ve sivil bir Anayasa ihtiyacı ile birlikte Başkanlık sistemi tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Darbelerle çelişen demokrasi 1982 Anayasasını kesinlikle kabul etmemektedir. Bilindiği gibi 1982 Anayasası bir darbe sonucunda yazılan anayasadır.
Şu anda içerisinde bulunduğumuz demokratik ortamda darbelere ve onların eserlerine yer yoktur, bu anayasa ülkemiz adına utanç verici bir durumdur.
Bu iki çalışma gerek medyada, üniversite kantininde, Karadeniz kıraathanesinde tmekli Mehmet amcayla çiftçi Hasan amcanın gündemine girdi. Yani toplumun her kesiminde konuşulmaya başlandı.
Çünkü Anayasa bir toplumun künyesi gibidir, Anayasa toplumsal ilişkileri hukuk kuralları çerçevesinde düzenler ve bir takım güvenceler getirir.
Anayasa’nın konuşulup tartışılması en doğal olaydı ama içi dolu olmayan, boş sözlerle, yüzeysel bir şekilde konuşuyorduk. Tabii ki bu konuyu işin uzmanları dediğimiz: Anayasa üzerine çalışmaları bulunan siyasetçilerimiz, akademisyenlerimiz, hukukçularımız, gazetecilerimiz tartışacaklardı ki, gerçek ve doğrular üzerine konuşacaktık ama gördük ki onlarda konuyu sulandırıp TV programlarını ve gazete köşelerini geyik programına dönüştürerek goygoydan başka bir şey yapmadılar.
“Başkanlık sistemi diktatörlüktür,” “Anayasa komisyonlarına katılırız ama kırmızı çizgilerimiz var” gibi akla izana sığmayan ifadelerle, işi yokuşa sürmekten başka bir şey yapmadılar.
Biliyorum ki bu ülkenin yetiştirdiği kendini dünyada tanıtan Anayasa profesörlerimiz, hocalarımız var. Toplumun nabzını tutan sosyolog ve gazetecilerimiz var. Onların bilgi ve birikimlerine başvurulmasında fayda olacağını görüyorum.
Tabii ki, demokrasilerde farklı düşünceler zenginliktir bu demokratik ortamda günümüz Türkiye’sinde her bireyin düşüncesini özgür bir şekilde ifade ettiği ortamda bu ülkenin faydasına yapılacak işlerin başında yeni bir anayasanın olduğunu görüyorum.
Esas olan ülke menfaati olduğunda bütün farklılıklar bir tarafa bırakılarak bu ülkenin faydası için çalışmaktır. Bunun örneğini aziz milletimiz 15 Temmuz darbe girişimine karşı gösterdiği duruşla Yenikapı ruhuyla tüm dünyaya göstermiştir.
Daha fazla beklemeden Anayasa çalışmalarına hız vermek lazım…